Çoluk çocuk, genç ihtiyar, kadın erkek hepimiz oyuna durduk!
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

Çoluk çocuk, genç ihtiyar, kadın erkek hepimiz oyuna durduk!

30.06.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Yazı günüm yönetim tarafından tek bir gün, pazar günüyle kısıtlandığından beri pek çok şeyi size sıcağı sıcağına anlatamıyorum. Oysa biliyorsunuz yaşadıklarımı paylaşmayı severim, kısaca hikâye anlatmayı severim.
Üzerinden bir hafta geçse de o muhteşem seçim günü yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Biliyorum hepinizin o günle ilgili pek çok anısı var, onların yanına benimkini de ekleyin.
Her şey çok çabuk oldu, öyle diken üstündeymişim ki, Binali Yıldırım konuşacak dediklerinde elim ayağım boşaldı, şimdi gene çıkıp “ben kazandım” diyecek, diye ödüm koptu. Neyse ki, farklı bir konuşma duydum. Binali Yıldırım rakibi Ekrem İmamoğlu’nu tebrik ediyordu. İşte o anda evlerin pencereleri açıldı, kiminde bayrak, kiminde düdük, insanlar çılgınca alkışlıyorlardı. Kazanmıştık!
Birden üstünde bulunduğum cadde korna sesleriyle inlemeye başladı ve ben kendimi sokağa attım. Birden anımsadım, Gezi eylemlerinin başladığı gün de böyle kendimi sokaklara atmıştım. Evimden Bağdat Caddesi’ne doğru yürümeye başladım. İmkânsızdı, insanlar akın akın caddeye doğru yürüyorlardı. En çok da çocuklar, kiminin elinde bayrak, kiminin elinde evde bırakmaya kıyamadığı bebek, kiminin elinde babasının, annesinin katıldığı halayları, oyun havalarını çekmek için cep telefonları. Ve ne çok genç insan!
Kendime söz vermiştim, dört seçim önce, o zaman HDP’nin baraj altında kalması söz konusuydu ama işte kalmamıştı. O gün sokakta şıkır şıkır oynadım, o günden sonra da kazandığımızda oynamak sözünü kendime şiar edindim.
Ama o da ne, hiç yalnız değildim. Yüzlerce insan halaya durmuş, döne döne caddeyi boydan boya yaşam sevinciyle doldurmuşlardı. Anneler, babalar küçücük çocuklarının minnacık ellerinden tutup vals yapıyorlardı, ötede bir anneanne on yaşlarındaki torunuyla gözlerinden yaşlar akarak dans ediyordu. Cadde silme güzellik dolmuştu. O sırada haber geldi, Kadıköy’de Boğa’nın çevresinde ve Yoğurtçu Parkı’nda toplanılıyor. Bulunduğum yerden Yoğurtçu Parkı epeyce uzak, olsun yürürüm. Gezi’de de yürümüştüm ya, ama unutmuşum 6 yıl geçmiş tam caymak üzereyim, mucize gibi bir taksi tam yanında bitiyor, atlıyorum, Yoğurtçu Parkı diyorum, “çok kalabalık oraya gidemem, sizi yakında bir yerde bırakırım” diyor eyvallah. Araba yola koyuluyor, birden taksi şoförü “Ben AKP’liyim” diyor, tamam hiç konuşmamam gerek ama şoför devam ediyor, “bize iyi oldu, ağzımızın payını aldık” diyor “Nasıl?” diyorum, “Kardeşim çıkacaksın halkın bir kısmına Yunan diyeceksin, bir kısmına Sisi diyeceksin, Suriyelileri kendi halkından daha çok kollayacaksın, bakanların acayip benzin yakan uçaklarla maç izlemeye gidecek, sonra da oy isteyeceksin! Yemezler!” Ben susuyorum, “Yahu benim çocuğum iki yıldır iş arıyor, yok yok! Bak ben saatlerdir yüz lira toplamak için direksiyon sallıyorum, adam hop gidip bankamatikten en az iki bin lirayı alıp keyfine bakıyor. Olacağı buydu, bize iyi oldu.
Şoför daha çok içini dökecek ama Yoğurtçu Parkı’nın yakınına geldi, “Hoşça kalın, her şey güzel olacak” diyerek arabadan iniyorum. Yoğurtçu Parkı rengârenk, en çok da gençler, hani boyunlarına sarılıp öpesim var. Halaylar coştukça coşuyor, yer gök gökkuşağının tüm renklerine bürünmüş gibi. Kürtçe, Türkçe, Lazca, Ermenice şarkılar birbirini izliyor. Herkes birbirini seviyor, herkes birbirine saygılı, yaşlılara hemen oturulacak yerler bulunuyor, ben de yaşımı belli edip bir yere kuruluyorum. Arada sırada yaş belli etmek iyidir.
Saat kaç bilmiyorum, Yoğurtçu’dan Kadıköy’e yürüyüp bir minibüse biniyorum. Minibüs tıklım tıklım dolu, kiminin elinde bayrak var, kimi çok yorgun, benim yanımda iki tane gencecik kız duruyor, oyları yerine teslim edip gönül rahatlığıyla evlerine gidiyorlar, hemen kalkıp onlara yer veriyorum. Onlar oturmamak da ısrar ediyorlar, artık yaş baş mühim değil. Onlar oturacak! Minibüste bir coşku bir coşku, birden minibüs şoförü CD çalara bir CD takıyor ve müziği sonuna dek açıyor. Önce bir suskunluk, her şey olabilir ama şarkının sözleri minibüsü doldurunca artık kimse kimseyi tutamıyor “Karadeniz oğlu İmamoğlu, sen adamsın Karadeniz’in hırçın dalgası, yaylaların güneşisin...” Yerel bir CD belli ki, gencecik Karadenizli çocuklar Ekrem Ağabeylerine böyle seslenmişler. Hayda... Minibüsün dar alanında bir horon başlıyor, biz de el çırpıyoruz, bu hengâmede ben evden epey uzağa gitmişim, bir an ayılıp hadi “hoşça kalın” diyorum ve minibüsten iniyorum. Evimin sokağına saparken uzaktan bizim kahvenin müdavimleri bana el sallıyorlar!  

Yazarın Son Yazıları

Hereke yolunda

Sevgili okurlarım sevdiğim tahta heykeller diyarı Değirmendere’ye taşındığımdan beri dostlarım, okurlarım beni hiç yalnız bırakmıyorlar.

Devamını Oku
14.12.2025
Boji’yle dünyayı gezdik!

Sevgili okurlarım, son yazdıklarıma bir göz gezdirdim.

Devamını Oku
07.12.2025
Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025