MHP lideri ve Cumhur İttifakı ortağı Devlet Bahçeli, dönem dönem kritik mesajlar veriyor. Geçen yıl tam bu zamanlarda PKK elebaşısı Abdullah Öcalan’ın da içinde olacağı “terörsüz Türkiye” sürecinin fitilini yakmıştı.
Arada bir yargıyla, yürütmeyle ilgili görüşlerini açıklayan Bahçeli, geçenlerde de dış politika üzerine keskin bir öneride bulundu.
“Dünyaya meydan okuyan ABD-İsrail şer koalisyonuna karşı akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek TRÇ ittifakının inşa ve ihya edilmesidir. TRÇ ittifakının da Türkiye, Rusya ve Çin’den oluşması arzu ve önerimizdir” diyerek Asya merkezli bir uluslararası topluluk fikrini ortaya attı.
Tam da Cumhur İttifakı’nın diğer ortağı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti öncesinde. Üstelik Erdoğan’ın, F-16 ve Boeing uçaklarının alımı için Washington’a yeşil ışık yaktığı, viskiden otomobile, kuruyemişten ev eşyasına kadar ABD mallarındaki vergiyi sıfırladığı günlerde.
Gerçekten üzerine tez yazılacak bir ikilem. Çünkü MHP lideri NATO ve dolayısıyla ABD dışı bir blok öneriyor TRÇ açılımı ile!
Eğer bu adım İsrail’e yönelikse Türkiye’nin NATO ve Batı ile bozuşması gündeme gelebilir. Ekonomik kırılganlık riski ortaya çıkar, ABD’ye iyice yanaşan Azerbaycan ve bazı dost ülkelerle olan kadim ilişkiler riske girer.
Gerçi enerji porftöyünün çeşitlenmesi, savunma sanayisinin farklı teknolojilere erişimi ve yeni ticari koridor olma gibi avantajlar söz konusu ve TSK’nin büyük bölümü de Avrasya merkezli bu oluşuma sıcak bakıyor ancak TRÇ görüşü “Aldım elime kalemi, yazdım aklıma geleni” türü bir çıkış değil. Erdoğan’dan habersiz hiç değil! Ayrıca, bu hamle yaş ve deneyim olarak siyasi birikimi en yüksek 2-3 isimden biri olan MHP liderinin “iyi polis-kötü polis”i oynayıp ülkedeki ABD karşıtlığını dengelemek için attığı bir adım olarak da değerlendiriliyor siyasi çevrelerde. Kimileri de ülkedeki siyasi ve ekonomik girdabı unutturmak için bu açıklamanın yapıldığını belirtiyor. Her ne ise -şu an kestirilemeyen- Bahçeli’nin bu TRÇ açılımı çok bilinmeyenli bir denklemdir Türkiye için. Hele geçmişte, “Komünistler Moskova’ya, Maocular Çin’e” diye slogan atan bir geleneğin temsilcisi bu ortaklığı dillendiriyorsa!
GÖKÇEK’İN KULAKLARI!
ABB kültür dairesinin bazı eski ve yeni yöneticileriyle şirket çalışanlarına yönelik sabah operasyonu -ne tesadüf bir gece önce eski ABB Başkanı Melih Gökçek tarafından sosyal medyadan üstü kapalı biçimde duyuruldu. Sonra, söz konusu X paylaşımının ABB ile ilgili olmadığını açıklasa da belli ki Gökçek’e birileri haber uçuruyor. Ya da Gökçek’in kulakları, milyarlık zarara neden olan Dinazor Parkı’ndaki T-Rex’inkiler kadar duyarlı; hangi savcılıkta bir dosya açılsa duyuyor! Anımsarsanız 19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’na yapılan operasyonu da üstü kapalı olarak “23 Mart’taki cumhurbaşkanı adaylığı önseçimini göremeyecek” diye işaret etmişti devrik ABB başkanı!
Ve Gökçek’in bu son operasyon iması, sadece savcılığın tarafsızlığına gölge düşüren bir gelişme değil, siyasetin yargıyla olan yakınlığını ortaya koyan bir gösterge! Artık kimse “CHP’li belediyelere yönelik operasyonlar siyasi değil” diyemez! Kaldı ki 2019- 2024 arasındaki konserlerle kamu zararı oluştuğunu iddia edenler Melih Gökçek dönemine baksınlar. Gökçek başkanlığında 80 civarı konser için 33 milyon dolar harcanırken Mansur Yavaş döneminde 400’ün üzerindeki konsere 30 milyon dolar ödenmiş. Ankara’da ihaleye fesat karıştırılmışsa emin olun o fesata Mansur başkan yol vermemiştir!
SURİYE’DE NE OLUYOR?
Suriye’de Esad rejiminin devrilmesi sırasında aktif rol alan ve Ahmet Şara’nın cumhurbaşkanlığı sonrası beklemede kalan Türkiye, son günlerde SDG merkezli gelişmelerden rahatsız! ABD temsilcisi Barrack’ın kaşıdığı bir federe-yarı federe yapı ile silahlı özerk Kürt bölgesi var masada. Üstelik Kürt bölgesindeki merkezi otoriteden bağımsız silahlı yapılanma Şam’ı da endişelendiriyor. Şara’nın “Türkiye SDG’ye operasyon yapabilir” sözü bu bağlamda değerlendirilmeli. Tıpkı, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in “Gereğini yaparız” çıkışı gibi. Eğer New York’taki BM buluşmasında ortam yumuşamazsa bir sabah ansızın,
“Türkiye Suriye’de operasyona başladı” haberleri ile uyanabiliriz. Peki, bu işin faturası ne olur, işte onu kestirmek güç. Umarız, Mehmetçik bölgede güç haline gelen İsrail’le cephede göğüs göğüse gelmez! Çünkü İsrail, sadece İsrail değil BOP masasında!