Arif Kızılyalın

Taksim'in sahibi 'birleşik halk'

30 Haziran 2013 Pazar

Kadını, erkeği, yaşlısı, genci hatta minicik çocuklar, “Ethemiz, Mehmetiz, Abdocanız, Mustafayız, Medeniyiz’” diye bağırıyorlar ve polisin Taksim - Gezi kuşatmasının sona ermesini istiyorlardı. Sabahın ilk saatlerinden itibaren ‘Gezi’yi kaptırır mıyız telaşındaki polis ise belki de 28 Mayıs tarihinden bu yana en ‘kalabalık’ haliyle konuşlanmıştı İstanbul’un göbeğinde. Gezi’yle yetinilmemiş; Taksim Meydanı, Cumhuriyet Anıtı da çembere alınmıştı. Halk ise Tünel’den Fransız Konsolosluğu girişine kadar tüm İstiklal Caddesi’ni doldurmuştu.

Lice’deki hak arayışı sırasında açılan ateş sonucu ölen Medeni Yıldırım için, “Barışa niyetli olan hiç kimse karakollar yapmakla zaman harcamaz. Barışa niyetiniz varsa, gönüller yapmanız lazım” şeklinde açıklama yapan BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in duygusal sözlerini alkışlayan gruba, hemen yan sıradaki ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganları atan grup destek verecek, ‘Peace’ (barış) bayrakları açan grupla ‘Boyun eğme’ pankartları açan Taksim Platformu polis barikatının burnunun dibine kadar yürüyecekti. Üniversiteli gençlerin oluşturduğu grup ise ‘Çav Bella’ marşıyla inletiyordu meydanı...

Yaklaşık 1 saatlik eylem süresince yere oturanlar, ‘Zıpla, zıpla, zıplamayan Tayyip’ sloganı atanlar ve son olarak da “Meydanlar halka açılsın” diye hep bir ağızdan bağıranlar gerçek bir ‘birleşik halk’ izlenimi bırakmıştı.

Her şey iyiydi, güzeldi ki saat 20.30 sularında emniyet müdürünün yaptığı anons, ‘eyvah, polis saldıracak’ endişesini de beraberinde getirdi. “Gerçekten anlamlı eyleminize saygı duyuyoruz. Ancak yaşam normale dönmek zorunda, dağılın” anonsu sonrası polis, geçen hafta yaşananlardan ders almış olacak, sadece kalkanlarla kalabalığa müdahale etti.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Onurlu mücadele 13 Aralık 2024
Hesap tutmadı 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları