23 Haziran’da ‘Yöntem Devrimi’
Deniz Yıldırım
Son Köşe Yazıları

23 Haziran’da ‘Yöntem Devrimi’

29.06.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

23 Haziran seçim sonucu bir “Yöntem Devrimi”dir. Nedenini anlatayım. Demokrasinin iki ayaklı bir süreç olduğunu yazmıştık daha önce. Bir ayağıyla demokrasi, iktidara gelme ve iktidardan ayrılma yöntemidir; belirleyicilik/egemenlik halkındır ve en yaygın yöntemi seçimdir. Dolayısıyla seçimler güvenilir ve serbest olmalı; sonuçlarıysa her kesim tarafından tanınmalıdır. Yöntem olarak demokrasidir.
İkinci ayağı ise iktidarın kullanımıyla ilgilidir. Yani bir seçimden diğerine geçen sürede iktidarın kuvvetleri tekelleştirmemesi, özgürlükleri yok etmemesi, farklı görüşlerin iktidara gelme şansını budamaması ile ölçülür. İçerik olarak demokrasidir.
Kararları tek kişiye devreden denetimsiz Saray Rejimi ikincisini büyük oranda yok etti. Elde demokrasi adına kalan tek şey “yöntem olarak demokrasi”ydi. 31 Mart’tan sonra haksız ve hukuksuz şekilde, iktidarın işine gelmediği için YSK eliyle seçim sonuçlarının iptal edilmesiyle birlikte birincisini, yani iktidara gelme ve ayrılma yöntemi olarak demokrasiyi de kaybetmek üzereydik.
Sonuç ne oldu? Halk buna ağır bir ceza kesti, farkı 13 binlerden 806 bine çıkardı; “İktidara gelene de, gideceğe de ben karar veririm. Beğenmediğin sonucu elindeki devlet imkânlarıyla yok sayamazsın” dedi. “Bir daha aynı şeyi denersen, yani millet iradesini tanımazsan aklında olsun, bu cezanın daha ağırını keserim. Hiç yeltenme” diye de uyardı. Milletin partileşen devlete “demokrasi ayarı”dır.
Bu, 23 Haziran’da yaşadığımız birinci “Yöntem Devrimi”dir. 90’larda “demokrasi bir araçtır”, “demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz” diyen Erdoğan’a ve YSK üyelerine en güçlü yanıttır. Buyrun, inin şimdi.
23 Haziran’daki ikinci “Yöntem Devrimi” ise ülkenin karşı karşıya olduğu sorunların hangi yöntemle çözülebileceği konusundaki netleşmeyle ilgilidir. Bir yanda Erdoğan ve Bahçeli’nin ısrarla sürdürdüğü milleti kutuplaştıran strateji; diğer yanda İmamoğlu nezdinde yükselişe geçen “barışma, konuşma, kucaklaşma” stratejisi. Türkiye’nin aynası olan İstanbul’da halk, ülkenin karşı karşıya olduğu sorunların kavga ve kutuplaşma yoluyla değil, konuşma ve kucaklaşma yoluyla çözülmesine açık ara destek verdi. Demek ki ikinci “Yöntem Devrimi”, siyaset tarzıyla ilgilidir. Hakaret etmeden, iftira atmadan da siyasal başarı sağlanabiliyormuş. Kırılmadır.

Sistem için ittifak, program için rekabet
Aslında halkın bir bölümü uzun süre Erdoğan’ın bu kutuplaştırma stratejisine oy ve destek verdi, hâlâ da veriyor. Fakat bugün yeni olan; Erdoğan’ın kutuplaştırma yönteminin halkın gerçek sorunlarıyla ve gündemiyle artık örtüşmemeye başlamasıdır. Yani ekonomiden eğitime dertler çoğalmış, kutuplaştırma bu sorunları çözememenin örtüsü olmaya başlamıştır. Tepki bunadır.
Önümüzdeki süreçte bu iki “Yöntem Devrimi”ni derinleştirmekse, yöntemden içeriğe geçişle olacaktır. Burada da iki ayak vardır; birisi siyasal sistem, diğeri ise iktisadi program. Türkiye’de demokratik bir siyasal sistem değişikliği zorunludur. Ülkemizin ekonomiden adalete, eğitimden dış politikaya kadar uzanan derin sorunları var. Yeni sistem tüm bu sorunlarla ilgili tek kişinin hayati kararlar almasına ve denetimsiz kalmasına yol açıyor. Sistem, sorunları çözmediği gibi son bir yılda daha da derinleştirdi. Öyleyse ilk aşamada demokratik bir siyasal sisteme geçiş için en geniş ittifaklar sistemi sağlanmalı ve korunmalıdır. Sistemin/içeriğin, yani iktidarın kullanım şeklinin de demokratikleştirilmesi sürecinde bu yönde görüş belirten her kesimle ortaklaşma sağlanmalıdır. Buna AKP içindeki muhalif gruplar da dahildir.
Diğer yandan sistemin demokratikleştirilmesi için izlenecek “kucaklaşma” yöntemi, siyasal ve ekonomik kurtuluş programında yerini rekabete bırakmak zorundadır. Bu noktada herkes için, özellikle de halkçı siyasal, sosyal çevreler için ana görev; Atlantikçi, 2000’lerin başındaki AKP’yi övmekle sınırlı bir ufka sahip, büyük sermaye destekli program ve seçeneklerin alternatif olarak öne çıkışına karşı; dış politikada çok kutupluluğu önemseyen, iktisadi açıdan kamucu reçeteler öneren ve halkın işsizlik, pahalılık gibi temel meselelerine çareler üreten bir programı görünür kılmak ve iktidara taşımaktır. Demokratik sistem için en geniş ittifak; bağımsız ve halkçı bir Türkiye için gerçekçi bir siyasal rekabet. Yol uzun; eleştiri kıymetli, tartışma öğreticidir.

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet’e veda

Cumhuriyet’e veda

Devamını Oku
04.06.2022
‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

Devamını Oku
21.05.2022
Geçim siyaseti, aday siyaseti

Geçim siyaseti, aday siyaseti

Devamını Oku
07.05.2022
Hak mücadelesi

Hak mücadelesi

Devamını Oku
30.04.2022
23 Nisan ve iki halkçılık

23 Nisan ve iki halkçılık

Devamını Oku
23.04.2022
Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Devamını Oku
16.04.2022
‘Sonra hayat devam etti’

‘Sonra hayat devam etti’

Devamını Oku
02.04.2022
Değer mi hiç?

Değer mi hiç?

Devamını Oku
26.03.2022
Savaş ve siyaset

Savaş ve siyaset

Devamını Oku
19.03.2022
Transit

Transit

Devamını Oku
12.03.2022
Savaş (05 Mart 2022)

Savaş

Devamını Oku
05.03.2022
Ukrayna

Ukrayna

Devamını Oku
26.02.2022
Cemre düştü

Cemre düştü

Devamını Oku
23.02.2022
İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

Devamını Oku
16.02.2022
Güneşli Pazartesiler

Güneşli Pazartesiler

Devamını Oku
12.02.2022
En uzun gece

En uzun gece

Devamını Oku
09.02.2022
Çatlak

Çatlak

Devamını Oku
05.02.2022
Rejimin yeni aşaması

Rejimin yeni aşaması

Devamını Oku
02.02.2022
Borç

Borç

Devamını Oku
29.01.2022
‘Siyasetin sonu’

‘Siyasetin sonu’

Devamını Oku
19.01.2022
Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Devamını Oku
15.01.2022
Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Devamını Oku
12.01.2022
Deli İbram Divanı

Deli İbram Divanı

Devamını Oku
08.01.2022
İki ülkeden Türkiye’ye

İki ülkeden Türkiye’ye

Devamını Oku
05.01.2022
Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Devamını Oku
29.12.2021
Kâğıt

Kâğıt

Devamını Oku
25.12.2021
Geçim ve seçim: Şili dersleri

Geçim ve seçim: Şili dersleri

Devamını Oku
22.12.2021
Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Devamını Oku
18.12.2021
Yeni model

Yeni model

Devamını Oku
15.12.2021
Joker

Joker

Devamını Oku
11.12.2021
Milli Görüş partileri

Milli Görüş partileri

Devamını Oku
08.12.2021
Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Devamını Oku
04.12.2021
Birincil ittifak

Birincil ittifak

Devamını Oku
01.12.2021
Oblomov’dan Don Kişot’a

Oblomov’dan Don Kişot’a

Devamını Oku
27.11.2021
‘Yoksulluk Kader Olamaz’

‘Yoksulluk Kader Olamaz’

Devamını Oku
24.11.2021
Labirent

Bir intiharın genel provası

Devamını Oku
20.11.2021
Akışına bırakmak

Akışına bırakmak

Devamını Oku
17.11.2021
Kalabalığa kaçış

Kalabalığa kaçış

Devamını Oku
13.11.2021
Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Devamını Oku
10.11.2021
Truman kaçışı

Truman kaçışı

Devamını Oku
30.10.2021