Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
ABD'nin Siyasal İslamlaTehlikeli Dansı - IV
Aslında gerek İslam düşünürleri, gerek çağdaş ulema, gerekse İslam dini üzerinden siyaset yapan politikacılar ve her türlü İslami örgütlerin (terör örgütleri dahil) temsilcileri “İslam” sözcüğünün önüne herhangi bir sıfat getirilmesine karşıdır:
\n“Siyasal İslam” nitelemesini bunun için sevmezler…
\n“Ilımlı İslam” deyişine de karşıdırlar.
\nHele hele “Laik İslam” onlar için bir zıtdaş, bir araya gelmesi olanaklı olamayan iki nitelikten oluşan bir oksimorondur.
\nPek doğal olarak “İslami terör” sıfatı da bütün bir dini töhmet altında bıraktığı için asla kabul edilemez.
\nBu görüşü savunanlar dünya üzerindeki farklı uygulamaları, “En hakiki İslam uygulaması benim yorumum veya yaptığımdır” anlayışı çerçevesinde açıklar ve pek doğal olarak kendi uygulamaları dışındakileri reddeder.
\nAma bu reddediş, ne İslam adına teröre başvuran örgütleri durdurur…
\nNe İran’daki Şii esaslı din devletini etkiler…
\nNe Suudi Arabistan’ın Sünni (Vahhabi) uygulamasını değiştirir…
\nNe de Libya’da bir zamanlar egemen olan Kaddafi’nin milliyetçi ve sosyalist aromalı diktatörlüğüne söz geçirir.
\nBütün bu değişik, farklı ve hatta birbirine rakip olan İslami siyaset uygulamalarını belirleyen tek değişken “devlet gücüdür”.
\nHer ülkede, yönetim gücünü elinde bulunduran, devleti yönetenlerin anlayışı egemen olur.
\nTürkiye’de de durum farklı değildir:
\nNitekim Prof. Hayrettin Karaman da demokratik, laik bir devlet yapısının içinde, Müslümanların laik yaşam biçimine “tahammül etme” gerekçelerini açıkça devletin bu düzenine bağlamıştır.
\n***
\nBenim “Siyasal İslam” deyimi ile kastettiğim, hem İslami ilkelere göre siyaset yapanlar, hem de terör dahil her yolu kullanarak bu “devlet yapısını” ele geçirmeyi ve kendi isteklerine göre düzenlemeyi hedefleyenlerdir.
\nSanıyorum bu amaçlarını terör yoluyla gerçekleştirmek isteyenlerin yanlışlığı ve hem kendilerine, hem de Müslümanlığa ve Müslümanlara verdiği zararlar üzerinde fazla bir tartışma yoktur; küçük bir azınlık dışındaki pek çok Müslüman da bu tür terör eylemlerini lanetlemektedir.
\nSorun, demokrasi içinde ve insan hakları bağlamında örgütlenen Siyasal İslami Hareketler açısından ortaya çıkmaktadır:
\nNe yazık ki bu konuda, Türkiye’den başka demokratik rejime sahip bir Müslüman toplum olmadığı için, ülkemiz hem öncü, hem model, hem de bir anlamda deney tahtası olmaktadır.
\nAma Türkiye dışındaki ülkelerde, özellikle “Arap Baharı” denilen olayları yaşayan, Mısır, Libya, Tunus ve benzeri ülkeler için bir genelleme yapılabilir:
\nBu ülkelerdeki diktatörlerin yıkılması hiçbir anlamda yerlerine demokratik bir rejimin geleceğini göstermez:
\nÇünkü demokrasi, sınıfsal (belli bir endüstrileşme düzeyi ve bu düzeyin yarattığı sermaye ve işçi sınıfı) ve kurumsal (serbest ve şeffaf seçimler, medya özgürlüğü ve benzerleri) önkoşullar olmadan içerden baskıyla da dışardan işgalle de kurulamaz:
\nİşte Mısır, Mübarek gitti, demokrasi değil, askeri rejim geldi.
\nİşte Irak, “demokrasi getiriyorum” diyen ABD’nin işgali sadece kan ve gözyaşı, bölünmüş bir ülke yarattı.
\nİşte tam bu noktada ABD’nin Siyasal İslamla tehlikeli dansı ortaya çıkıyor:
\nArtık arkasında ABD parmağının olduğu resmen onaylanmış olan “Arap Baharı” ayaklanmaları, “Demokrasi” adı altında zaten diktatörlükle yönetilen ülkelerde yeni bir totaliter diktatörlüğün zeminini hazırlıyor gibi görünüyor…
\nÇünkü bu ülkelerdeki en büyük örgütlü güç, hangi isim altında olursa olsun, Siyasal İslamın temsilcisi olanlardır.
\nİran, Afganistan, Gazze, Irak, burada işaret ettiğim tehlikeli dansın olumsuz sonuçları olarak en somut örneklerdir.
\nAynı biçimde Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi ülkelerdeki İslami diktatörlüklere tam destek verilirken, “Ilımlı İslam” modeli bu ülkeler için asla gündeme getirilmezken, Türkiye gibi demokratik ve laik rejimini zor da olsa yürütmeye çalışan bir ülkeye “Ilımlı İslam” dayatması, hiçbir biçimde akla, mantığa, tarihe, reel politikaya ve gerçeklere uymamaktadır.
\nHuntington’un abuk sabuk düşünceleriyle, Türkiye demokratik ve laik bir rejimden koparılarak, bir İslam devletine dönüştürülmek ve bu böylece Arap Âlemi’nin, ABD kontrolündeki lideri yapılmak isteniyorsa, böyle bir projenin olanaklı olmadığı bilinmelidir…
\nBırakın Türkiye’yi, en başta Arap Âlemi böyle bir yanlış projeyi kabul etmez.
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Kalben ödül gecesine 'erkek' olarak katıldı
- Önce kağıdı yırttı, sonra valizi çıkardı!
- İstanbul'un suç haritası belli oldu
- Parlamento sıkı yönetim kararını geçersiz saydı!
- Tapuda yeni dönem başlıyor!
- Devlet Bahçeli vekaletini akrabasına verdi
- Sucuk, peynir, börek ve zeytinyağında sahtecilik!
- Esad'a çağrı yaptı: 'Sırada Münbiç var...'
- TÜİK kasım ayı enflasyonunu açıkladı
- Suriye'de 'karşı saldırı' öncesi hareketlilik