Geçtiğimiz günlerde Voleybol Federasyonu şimdiye kadar görülmemiş bütçesi olan bir sponsorluk anlaşması imzaladı. Darısı basketbolun başına demek isterim ama nerede! Basketbol, devşirme oyuncular problemleriyle boğuşuyor. Bir de buna son olarak sosyal medya üzerinden Cedi Osman ile tartışma başladı. Federasyon “Bu sporcu Milli Takım’da oynamak istemiyor” diyor, Cedi Osman ise toplantı yapıldığını, federasyon yetkililerinden izin aldığını söylüyor. 

Aynı şeyi Wilbekin ve Larkin olayında görmüştük. Larkin, federasyon tıp kurulundan izin aldığını, Wilbekin ise kendisiyle iletişime geçilmediğini iddia ediyor. Bizim muhteremler ise bu iki sporcunun aldığı ceza ile övünüyor. Herhalde basketbol nasıl olursa olsun yeter ki gündemde olsun diye düşünüyorlar. 

Bu arada Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes’in sezon öncesi kurdukları takım planları bu iki oyuncunun Türk vasıflarını kaybetmesiyle altüst oldu. Fazladan ödenen paralar da cabası. Federasyonumuz, Milli Takım’ın başarısızlığını 2-3 oyuncunun gelmemesine bağladıl helal olsun… 

Şu anda birçok Avrupa ülkesinde yetenekli genç oyuncuların Amerika’ya gitmelerinin önüne geçmek için çalışmalar yapılıyor. Aslında bu sorun bizi de ilgilendiriyor. Bu yaz genç oyuncularımız birer ikişer Amerika’nın yolunu tuttu. Bizim hesabımıza göre 20 den fazla! Bunun en az 6-7 tanesi oyun kurucu! Değişen NCAA kuralları ile beraber bu göç hızlanacak gözüküyor. Üniversiteler oyuncu transferine “yasal olarak” ciddi bütçe ayırabilme olanağına kavuştular. Acaba bu konuda Basketbol Federasyonu bir çalışma yapıyor mu ? Hiç sanmam. Her zaman söylüyoruz: Spor federasyonlarının ilk görevi lisanslı sporcu sayılarını artırmaktır. Voleybol bunu başarıyor. Ama basketbol için aynı şeyi söyleyemeyiz. Sürekli “kan kaybeden” bir yapı var karşımızda.

Yazılara biraz ara vereyim, belki o sırada iyi bir şeyler olur onu yazarım diyorum ama imkânsız. Karamsar oldum mecburen.