AKP’nin plansızlığı ‘planlama başarısı’

10 Ağustos 2021 Salı

Son “yangın olayına” gelinceye kadar uygulanan yanlışları herkes gördü, yaşadı ve halen de yaşamaktayız. Başta Yılmaz Özdil olmak üzere çok başarılı araştırmacı gazetecilerimiz Cumhuriyet’le Sözcü’de ve birkaç “muhalif” gazetede çarşaf çarşaf yazıyorlar, tek tek sıralıyorlar.

Planlı bir biçimde, “plansız, başıboş, vurdumduymaz” bir uygulama AKP iktidarında yıllardır uygulanıyor. Son yangın felaketindeki “planlı, öngörülü bir biçimde yapılan yanlışlar, yanlış olmaktan çıkmışlardır”.

Yangının nasıl önleneceği çok öncesinden “bilinmesine, söylenmesine, yazılmasına, TBMM’de dile getirilmesine karşın yapılması gerekenler yapılmamıştır”.

O zaman yapılan eleştirilerin yönünü değiştirmek gerekir. Göremediler gibi “eleştiriler yanlıştır”. Görmemelerine imkân yoktu, en “vasat düzeyde” bir kişinin bile anlayabileceği, görebileceği şeylerdi. Ya da çok beceriksiz, liyakatsiz kişilerdi demek de yanlış. İçlerinde, pekâlâ görebilecek “vasıfta” insanlar da var.

O zaman soruyu “gören AKP’liler neden uyarmadılar” diye sorarak yanıt aramalıyız. “Uyarmak durumunda olanların, tek adam rejiminde gücü yetmedi” sorusu akla gelebilir. Bana göre bu da yetersiz. Çünkü Erdoğan’ın yanında “güçlü ve düzeyi yüksek” kişiler de bulunuyor, birkaç tane bile olsa.

Bütün bu gerçekler gün gibi ortada ise o zaman bir tek sonuç kalıyor: “Planlı plansızlık” politikasının bilerek tercih edilmiş olması. Çünkü bu yolla devletin içi boşaltılmıştır.

2002’de, 1965’teki Devlet Planlama Teşkilatı (ve parlamentosu) olsaydı devletin içi Petkim’den Tekel’e, Aliağa’dan SEKA’ya, Deniz Yolları’ndan PTT’ye boşaltılabilir miydi? Planlı bir biçimde “plansızlık” uygulandı. İşte son yangın felaketindeki durum “ne beceriksizlik ne de parasızlıktır”. Devletin içinin, 2002’den beri süren boşaltılması hadisesinin, süregelen doğal bir sonucudur. “Plansızlık ve karmaşa ortamı”, iktidarın stratejik yanlışlarını örtmek için kullanılmaktadır.

DEVLETİN İÇİNİ BOŞALTMA POLİTİKASI

AKP 2002’den beri, AKP açısından en becerikli etkinliğini, “devletin içini boşaltarak göstermiştir”:

- Bir taraftan TBMM yavaş yavaş bir kenara itilip siyaset ve ekonomideki gücü marjinalleştirilirken devletin elindeki KİT’ler ve diğer kurumlar devletten (ve kamu denetiminden) çıkarılmış, özel kişilere ve yabancı şirketlere transfer edilmiştir.

- Tek adam rejimi ile de devletin siyasal, ekonomik ve askeri gücü el değiştirmiştir.

Bütün bu büyük ve kapsamlı yapısal değişiklikler, ülkeyi demokrasiden uzaklaştırırken siyasal İslamcı toplumsal yapının, Cumhuriyet Türkiyesi’ne alternatif olarak getirmek hedefine yönelmiştir.

İç dinamiklerdeki bu büyük değişiklikler, dış ilişkiler ve dış politika ile bütünleştirilerek yürütülmüşlerdir.

Son yangın felaketinde AKP iktidarının CHP’li belediyelerle, büyük yangın felaketine rağmen “kavgayı sürdürmesi”, planlı plansızlığın en önemli kanıtıdır. Bu kadar büyük bir felaket karşısında bile AKP iktidarının CHP belediyelerini ötekileştirmesi ve sabote etmesi “planlı plansızlık uygulamasının ta kendisidir”.

AKP’nin son yangın felaketi karşısında almış olduğu tutum, dış politikadaki siyasal İslamcı, gayri milli politikaların bir devamıdır.

Dünyanın sayılı askeri güçlerinden biri olan koskoca dev Türk ordusu, bu yangında tüm gücü ile kullanılsa, sivrisinek bile uçmazdı.

Ondan sonra biz, İspanya Hava Kuvvetleri’nden iki kıytırık uçak almaya çalışıyoruz, dev ordumuz kışlada otururken. Bu, plansızlığın planı olmuyor mu?

Emperyalizm-vahşi kapitalizm-siyasal İslam kapanı, tek adam da olsa, asker de olsa, sermayedar da olsa yakalanırsanız kaçamazsınız. Ortadoğu “devletlerinin” son 50 yılına bakın, “sonuçları” ayna gibi görürsünüz...

Bunun yanında, “planlı plansızlık”, siyasal İslamcıların hep işine gelmiştir. Kervan haramiler tarafından soyulsa bile yoluna devam eder... Yağmur duası ile THK arasındaki tercih, AKP’nin becerisinin bir kanıtı. olmuyor mu, bu makalenin başlığına koyduğum gibi...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları