Kindar yetiştirilmişler:
Onlara göre Atatürk; “ayyaş”, “deccal”. Laik, demokratik Cumhuriyet, küfür devleti. Kadınlar, erkeklerin hizmetkârı. Hayvanlar, yok edilmesi gereken aşağı mahlukat. Özgür düşünce, kâfirlik. Demokrasi, istedikleri durağa gelince inecekleri tramvay. Halk ise mistik anlamda “seçilmiş insan” olarak tanımladıkları reise biat eden, egemenliğini tümüyle ona teslim etmesi gereken baş eğici uyruk.
Kindar yetiştirilmiş nesil, iktidar olduğundan bu yana 1923 devrimi ile kurulmuş laik, demokratik Cumhuriyeti yıkmak için adım adım ilerliyordu. Şimdi yeni bir evreye geçtiler:
Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılını “Bizim devletimiz 100 yıl önce kurulmadı ki” gerekçesiyle kutlamayıp “Türkiye yüzyılı”nı ilan ederek yükselttikleri vitesi, “milletin inancına, tarihine, kültürüne yönelik politikalara” karşı gerçekleştirdiklerini açıkladıkları “Anadolu ihtilali” aşamasına vardırdılar.
Bu karşıdevrim aşaması, demokrasiyi tümüyle askıya alarak Saray’dakinin diktatörlüğü ile taçlandırılmak isteniyor.
Yeni aşamanın önündeki en büyük engel, hiç kuşkusuz, Cumhuriyeti kurmuş, tüm Anadolu’da örgütlü, sağlam bir toplumsal dayanağı olan, dünyada saygın bir yer edinmiş CHP.
Diktatörlüğe varmak için asıl hedef CHP’dir. Siyaseten Cumhuriyetin son kalesidir ve düşürülünce burca halife sultanlığın yeşil bayrağı dikilecektir.
Akıllarınca Osmanlı yeniden kurulacaktır.
Dünyanın sömürgen egemenlerinin de işine gelecek böyle bir düzenin ne anlama geldiği, ABD Temsilciler Meclisi’ne geçenlerde sunulan yasa tasarısının içeriği ile örtüşmektedir: “Türkiye’nin, Avrupa ve Avrasya Bürosu’ndan Yakın Doğu Bürosu’na taşınarak resmi olarak Ortadoğu ülkesi statüsüne alınması.”
Varılmak istenen yer: Tıpkı Osmanlı’nın son dönemindeki gibi bataklığa saplanmış, yedi düvelin boyunduruğunda, halkı bastırılmış, tam bağımlı sömürge ülkesidir.
Kötücül tasarım; her şeyin güzel olmasını öneren 22 yaşındaki gençten, CHP’nin cumhurbaşkanı adayına, gazetecilerden güzellik kraliçelerine, üniversitelilerden belediye başkanlarına, hatta başına kayyum atanması, dahası kapatılması istenen CHP’nin tüzel kişiliğine değin kindar bir ruhla kurgulanmıştır.
Geçmişte sömürgecilerle işbirlikçi gericilerin oluşturduğu ittifak yeniden hortlatılmıştır.
Ülkenin Kuvayı Milliye ve Müdafaa-i Hukuk örgütlerini yaratmış olan yurtseverlik damarı, işbirlikçi-gerici hayalete karşı yıllardır yürüttüğü direnci doruğa ulaştırmakta, teslim olmamaktadır.
Zafer, direnen halkın, Cumhuriyetçilerin olacaktır.
ORTADA SEÇMEN KALMAYACAK
Kimi AKP’liler, Saray’ın son baskıcı ataklarının partilerinden seçmen koparacağını dile getiriyorlarmış.
Ayrımında değiller.
Böyle giderse ortada ne sandık kalacak ne seçmen ne de parlamento...
AYMAZLIK
Kulislerden duyuyoruz:
Yakın geçmişte CHP’yi yerinde saydıran, casusluk cemaatinden danışmanlarla çalışan, seçmenine aynı cemaatin adamlarını milletvekili seçtiren, kişisel hırsları yüzünden Saray’dakini yeniden başımıza konduran takım, halkı diktatörlüğe karşı örgütleyen şu andaki parti yönetimine yönelik oyunlar içindeymiş.
Olağanüstü kurultay öncesi birtakım dolaplar çeviriyorlarmış.
Yaptıkları, Atatürk’ün dediği gibi aymazlık, sapkınlık ve hatta hainliktir.
