Dinozorlar asla unutmaz!
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

Dinozorlar asla unutmaz!

01.05.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Gene 1 Mayıs! Yazmak için masamın başına geçtiğimde, o kanlı 1 Mayıs üstünden ne kadar zaman geçmiş, hesaplamaya çalıştım. 45 yıl geçmiş. Neredeyse yarım asır ve benim dün gibi aklımda. Benim yaşımda olanların da asla unutmadığını biliyorum. Çünkü bizler dinozorlarız! Geçenlerde artık ahbap olduğum Bostancı İstasyonu’nda çay satan bir başka erkek dinozor, tüm esnaf ahalisinin önünde beni işaret ederek “O bir dinozor” dedi, esnaftan birkaç kişi “Yapma kadına ayıp oluyor” diye adama çıkıştılar ama benim o kadar hoşuma gitti ki gülerek “Arkadaşlar evet, ben bir dinozorum!” diyerek adımı tescil ettirdim.

Şimdi bu dinozor muhabbetine neden girdim? Baktım ki köşe yazarlığına başladığımdan beri yaklaşık 23 yıldır her 1 Mayıs’ta, 1977 1 Mayısı’nda ölen 34 kişinin anısına yaşadığımız acıları, sevinçleri yazmışım. Hiç aksamamış, öyleyse bugün de öyle yapalım. Biliyorum hepimiz Gezi davasından ötürü öfkeliyiz, çok kişisel bir şey anlatmak istiyorum. Gezi davasının en geç mahkûmu Çiğdem Mater benim kızımla yaşıt. Yaman bir kız, sinemacı adı da ona çok yakışıyor, birer 68’li olan annesi, babası ona Şişli’de faşistler tarafından öldürülen gencecik bir kızın adını vermişler. Mahkûm edilen tüm arkadaşlarım için üzüldüm, öfkelendim ama Çiğdem’e içim yandı, “Bu benim kızım Dünya’nın da başına gelebilirdi”. Ve epey ağladım.

Bu kadar yeter, şimdi bu güzel ülkenin başka bir yerine ve başka bir zamana gitmeliyim, ölümler, acılar, gözyaşları bir an için dursun! Neredeyim, İzmir’de geçen yıl nice zamanlardan sonra nihayet kurulan İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun davetlisiyim. Evet, tiyatronun bu yıl kotardığı oyunları izleyeceğim. Bak şimdi sakın ola ki “Sen tiyatro eleştirmeni mi oldun?” demeyin, biliyorsunuz ben bir sokak tiyatrosu kızıyım. İsteyenler “Devrim İçin Hareket Tiyatrosu” yazarak Google amcadan öğrenebilirler.

Evet, tam üç gün 24 saat kendimi 19 yaşında hissettim. Aman Tanrım, sorumluluğu iş edinmiş tam 36 kişi, oyuncu, tasarımcı, sahne direktörü, yönetmen vallahi de billahi de çevremde dolanıp durdular, gözleri pırıl pırıl parlıyordu, geçmişi öğrenmek için öyle çok soru sordular ki benim de Dinozor hafızam açıldıkça açıldı. Yaşasın!

 Şimdi sırada seyrettiğim oyunlar var. Ne yazık ki benden kaynaklanan bir nedenle çocuk oyunu “Robinson Dans Öğreniyor” ve “Tavşan Tavşanoğlu” oyununu izleyemedim. Ama İZBBŞT Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten’in Aziz Nesin ustadan uyarladığı ve yönettiği “Azizname” beni keyiften uçurdu. Yücel Erten ilk oyunu olarak bunu önermiş, iyi de yapmış çünkü bir tiyatro kurulurken değişik yerlerden gelen oyuncularının birbirlerini iyice tanımaları, grup halinde çalışmanın o büyülü atmosferinde yaşamaları gerekiyor. Azizname tam bunu yapıyor, oyuncular o kadar eğlenerek, birbirlerini öylesine severek oynuyorlar ki seyirci bir süre sonra kendini sahnede gibi hissediyor. Ve tabii büyük usta Aziz Nesin günümüzü öyle güzel anlatıyor ki tadına doyamıyorsunuz. Oyunun sonunda sahnenin önüne gelen bir daktilo ve bir kızıl karanfille oyuncular ve seyirciler Aziz Nesin’i alkışlıyor. Ve üç saat, bir oyun için oldukça uzun bir zaman kuş gibi uçup gidiyor.

İkinci oyun “Mor Şalvar” çok genç bir yazarın, Ferhat Lüleci’nin sanırım ilk oyunu. Oyunun yönetmeni Ufuk Aşar. Şöyle: Mor Şalvar adlı temizlik kurumunun hepsi de kadın olan işçileri temizlik için gittikleri bankayı soymaya kalkıyorlar. Çünkü kadınların elebaşısı bankadaki parayı alıp hapse girecek oğluyla beraber uzaklara gitmek istiyor. Ona destek olan kadınların da ve hatta bir ara esir alınan bankacı kadının da kadın olmaktan ötürü inanılmaz sorunları var. Öylesine saf öylesine samimiler ki ben seyirci olarak kadınların başarması için neredeyse duaya başlayacaktım. Sonunda başardılar da! Ve biz seyirciler ayaktaydık, yaşasın! Bu oyunda yaklaşık on iki kişiyle oynanıyordu. Ve gerçekten kadınların dayanışması göz yaşartıcıydı.

Tiyatronun üçüncü oyunu “Tavşan Tavşanoğlu”, ne yazık ki bunu da izleyemedim ama yönetmen yardımcılarından yeni dostum Ceren Demirel’e sahne sahne anlattırdım. Gene muhteşem bir seçim, yazarı 68’li bir kadın, Coline Serreau, çeviren yitirdiğimiz değerli tiyatrocu Çetin İpekkaya, oyunun yönetmeni Yücel Erten. Günümüzdeki sömürüyü anlatan, mutluluk için pek çok şeyi görmemezliğe gelen bir grup insanın komik halleri. Ve uzaylı tavşan!

 Evet, dostlarım bugün de yerim doldu. Ve bu hafta da sinemamızın belleği bir başka dinozor Agâh Özgüç öldü. Bence filmler, en sevgili dostlarını yitirdiler. 

Yazarın Son Yazıları

Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025
Ah ne çok öldük!

Ah ne çok öldük!

Devamını Oku
09.03.2025
Ne oldu barış mı gelecek?

Ne oldu barış mı gelecek?

Devamını Oku
02.03.2025