Mine G. Kırıkkanat
Mine G. Kırıkkanat kirikkanat@mgkmedya.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kiralık işgal

01 Kasım 2020 Pazar

Büyük Britanya, 1960’lı yıllarda Hint Okyanusu’ndaki askeri varlığını “Aden’in doğusu”na kaydırıyor ve bölgedeki jandarmalık nöbetini ABD’ye devrediyordu. Amerikalılar, yüzyılın sonunda dünyanın en büyük ve en gizli askeri üssü olarak adlandırılacak yeri seçtiler ve istediler İngilizlerden: Diego Garcia!

Büyük Britanya, “Hay hay” dedi müttefik ve halefine: “Bastır parayı, kirala adayı!

1966’da, 44 kilometrekarelik Diego Garcia Adası resmi kontrata göre İngilizler tarafından Amerikalılara 50 yıllığına “ödünç” veriliyor, kullanım süresi 20 yıl daha uzatılabilir diye de not düşülüyordu. Büyük Britanya’nın adayı Amerikalılara 11 milyon dolar karşılığında kiraladığı ancak 1975’te ortaya çıkacaktı.

Kontrat imzalanırken başka sorunlar vardı çözülmesi gereken. Kiralık adada 2 bin kadar yerli yaşıyordu. Zamanın ABD Donanma Komutanı Amiral Elmo Zumwalt, üstlerini “Adada komünist propagandanın etkisinde kalabilecek bir nüfus istemiyorum. Siyasal sorun yaratabilir...” diye uyarmıştı. Bir de Chagos takımadalarına ait bir mercan atolü olan Diego Garcia, siyasal coğrafyada Mauritius’a bağlıydı ve Mauritius, İngiliz toprağı olmasına karşın o yıllarda giderek artan “bağımsızlık” rüzgârlarıyla dalgalanıyordu.

Emperyalist ironi

Kiracı ABD, ev sahibi İngiltere’ye iki şart koştu: Adayı boş teslim istiyordu, bir. Mauritius’la ilişkisi kesilecekti, iki.

No problem!” dedi İngilizler.

Önce ikinci problemi çözdüler. Diego Garcia atolünün idari aidiyeti, BM’nin muhalefetine rağmen Mauritius’tan alınıp yine İngiltere’ye ait yepyeni bir oluşuma bağlandı: British Indian Ocean Territory (BIOT).

Kalmıştı birinci problem, adanın boş teslimi. Adanın sahibi ve kiracısı anlaşarak, sorunu çözmek yerine “ortadan kaldırmaya” karar verdiler.

Diego Garcia yerlileri de tüm Chagos takımada halkları gibi 18. yüzyılda Avrupalı sömürgeciler tarafından Afrika ve Madagaskar’dan hindistancevizi tarımında çalıştırılmak üzere zorla getirilip yerleştirilmişlerdi.

İngiliz Sömürge Bakanlığı’ndan Patrick Wright, Lordlar Kamarası kürsüsünden sorunun kökten çözümünü şu sözlerle müjdeledi: “Diego Garcia’nın boşaltılmasında taviz verilmeyecektir. Adada, henüz komiteler halinde örgütlenmeyen martılar dışında hiçbir nüfusa tahammül edilmeyecektir. Zaten kadın hakları da martı haklarını kapsamamaktadır (İngiliz nüktesi). Ne yazık ki halen bu adada kuşlar dışında birkaç Tarzan ve bazı Cuma’lar da yaşamakta olup kökenleri meçhul bu ahaliyi Mauritius Adası’na sürmek zor olmayacaktır!

Yalana dayalı tehcir

ABD ve Büyük Britanya’nın yazılı, imzalı anlaşmasına dayanarak 20. yüzyılın “demokratik” devlet kararıyla yapılan tehcir, dört yıl sürecek ve 1971’de “başarıyla” tamamlanacaktı.

BM konseyinde yapılan görüşmelerde, “ada ıssız” deniyordu, “ABD’ye üs olarak verilecek Diego Garcia meskûn değil!

Atol sakinlerinin kimliklerine el konuldu ve adada yerli bir halkın varlığını kanıtlayacak tüm belgeler yok edildi, nüfus ve şecere kayıtları silindi.

Önce, Mauritius başkenti Port Louis’ye “turistik gezi” yapmaları için bedava bilet dağıtıldı. Gidenlere dönüş izni verilmedi! Diego Garcia’da hastane yoktu, adadaki hastalar Port Louis’ye tedaviye gönderildiler, ancak iyileştiklerinde “döndürülmediler”.

İngilizler, bedava turistik geziye çıkmayı reddeden ve hasta olmayan Diego Garcia’lıların telefonunu, elektriğini kesmiş; temiz su vermiyor, ilaçtan ve gıdadan mahrum ediyordu.

23 Ocak 1971’de 9 Amerikan denizcisi, “arazi taraması” için Diego Garcia’ya “indirildi”. 20 Mart’ta US Navy’ye bağlı 160 asker daha geldi ve telsiz istasyonu kurmaya başladı.

İşte o zaman, Port Louis’ye “turistik gezi” yapmayan, hastalanmayan adalılar, silah tehdidiyle evlerinden çıkarılıp sahilde bekleyen İngiliz yük gemisine bindirildiler.

Kasaplık hayvan sürüsü gibi

Port Louis ile Diego Garcia atolünün arası, beş günlük deniz yolculuğuydu. Kasaplık hayvan naklinden daha kötü koşullarda, yüzlerce insanın üst üste yığıldığı ambarlarından Port Louis Limanı’na “boşaltılan” bazı Chagos’luların cesedi varabildi sürgün yerine. Bu cesetlerin sayısı hiç bilinemedi.

İngiltere, hem Diego Garcia’daki idari yetkisine son verdiği hem de halkını sürgün olarak gönderdiği Mauritius Adası yönetimine bu acı reçeteyi, 1968’de Mauritius’un bağımsızlığını tanıyarak yutturdu. Tehcir ettiği Diego Garcia halkını kabul etmesi için de yeni devlete 4.5 milyon Avro’ya eşdeğer ekonomik yardımda bulundu.

ABD’nin Diego Garcia kira kontratı, 2016’da yirmi yıllığına uzatıldı. 2017’de Londra Yüksek Mahkemesi Chagos’lulara eve dönüş hakkı tanıdı, BM de Mauritius’un atoldeki egemenlik mücadelesine hak verdi.

Ama 3 milyar dolarlık yatırımla adayı en büyük askeri üssü yapıp özellikle 11 Eylül sonrası denizaşırı saldırılarda ve bazı teröristleri sorgulamakta kullanan ABD’nin kira kontratı; şansa bakın ki bu kararlardan bir yıl önce 20 yıllığına uzatılmıştı.

Emperyalizm işgalcidir. Satılık ya da kiralık fark etmez, girdiği yer onundur.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 97. yılı kutlu ve varlığı ölümsüz olsun.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Buzdolabı sendromu 7 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları