Yöneticileri Baştan Çıkaran Tutkular

20 Eylül 2011 Salı
\n\n\n

İş dünyasında şirketleri yönetenlerin önüne geçemedikleri tutkularının olduğu bilinen bir gerçektir. Yöneticileri baştan çıkaran bu tutkular iktisadi işletme faaliyetine ciddi zararlar verir.

\n

Bir üst düzey yönetici, örneğin bir genel müdürün temel amacısonuçlara ulaşmak olması gerekirken kendi konumu ve pozisyonunu koruma veya güçlendirme arzusunu öne alır. Oysa bir şirkette bir genel müdürün görevi satış ve kârları arttırmak olmalıdır. Böyle yapmayıp kendi egolarına katkıda bulunanları ödüllendirerek şirkete zarar verirler. Patrick Lencioninun tavsiyesi, egolarına mahkûm olan yöneticilerin görevlerini bırakmaları ya da şirketin geleceği için satış ve kârlara yönelmeyi kabullenmeleridir. Bu tutkulara örnek belli yaşı geçtikleri halde şirketi gençlere bırakmayan yöneticiler, işletmecilik konusunda deneyimli olmadıkları halde şirketleri yönetme iddiasını ortaya koyan yöneticileri göstermek mümkündür.

\n

Yöneticiler çalışanların performans değerlendirmesini yapmaktan ve hesap sormaktan kaçınırlar. Çünkü böyle yaparlarsa çalışanlar tarafından sevilmeyeceklerini ve popülerliklerini yitireceklerini düşünürler. Burada yöneticilerin kullandıkları yol denge stratejisidir. Devamlı dengeleri gözetirler. Bir denge ancak yeni bir denge ile bozulabilir. Burada P. Lencioni, çalışanların kısa sürede sevgisini değil saygısını kazanın, dengeleri koruyacağım diye şirketinizi mahvetmeyin diye öneride bulunmaktadır.

\n

Yöneticiler sorumlu olmamak ve hata yapmamak için açık davranmazlar. Oysa yanılma riski iş yaşamının bir parçasıdır. Hatasız yönetici olamaz. Bu nedenle hata yapmaktan korkup şirketi felç etmek yerine hata yapma riskini göze alarak açık ve anlaşılır kararlar almak gerekir.

\n

Doğru karar vermek için bilgiler paylaşılmalıdır. Yöneticiler kendi kararlarının ve düşüncelerinin daha doğru olacağını düşünerek karar seçeneklerini ilgili kişilerle, çalışanlarla tartışmazlar. İyi fikir çıkmasından veya yanlış düşündüklerinin iddia edilmesinden endişe duyarlar. Oysa farklı fikirler, ateşli direnişler, hararetli toplantılar uyumsuzluk gibi görünse de en iyi kararın çıkmasını sağlar.

\n

Benmerkezcilik egosuna kapılan yöneticiler üretken fikir alışverişine açık olmadıklarını ortaya koydukları için çalışanlar da böyle bir çatışmaya girmekten çekinir ve yöneticinin kararlarına teslim olurlar. Karşı çıkmaları halinde işlerinin veya pozisyonlarının olumsuz yönde etkileneceğini düşünürler ve onlar da denge peşinde koşarlar. Bu durumda yöneticilere tavsiye edilen, üretken çatışmaya girmekten çekinmemektir.

\n

Koca eve geldiğinde karısını salonda yerde emeklerken görür ve sorar, Karıcığım ne yapıyorsun”. KarısıKüpemi arıyorumder. Kocası KTüpeni salonda mı düşürdün diye sorar. Kadının cevabı ilginçtir: Hayır, yatak odasında düşürdüm, ama burada arıyorum çünkü burası daha aydınlık”.

\n

Yöneticilere tavsiyemiz, aradığınız şeyi olması gereken yerde arayın, sizi yoldan çıkaran tutkularınızdan mutlaka vazgeçin ki hem kendinize hem de şirketinize bu nedenle zarar vermemiş olasınız

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları