Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Büyük istifa
“İlhan Selçuk’un deyimiyle 20 yaşında girdiğim gazetem Cumhuriyet’te ‘heykelimi yonttum’ ” diyor sevgili Aykut Küçükkaya istifa mektubunda:
“28 yıl sonra Zonguldaklı bir maden işçisinin çocuğu olarak onurumla dimdik çıkıyorum. Yıllardır sevgisiyle beni büyüten, her şartta destekleyen Cumhuriyet emekçilerine, çok şey öğrendiğim yazarlarımıza, kovulan, gazetede kalan çalışma arkadaşlarıma sonsuz sevgilerimi sunuyorum. Hepinizi çok seviyorum... Sen çok yaşa Cumhuriyet!”
Bir kurumdan ayrılırken yazılabilecek en içten, dolaysız ve kucaklayıcı satırlar bunlar. İçim acıdı, yüreğim burkuldu. Hem giden sevgili Aykut hem bu sert ekonomik koşullarda işlerini yitiren sekiz arkadaşımız için.
Bu yaşadığım kaçıncı Cumhuriyet krizi diye düşünmeden de edemedim...
Aykut ilkokula giderken daha girmiş olmalıyım ben Cumhuriyet gazetesine.
Cağaloğlu’ndaki binada gün boyu haber akışının heyecanlı temposunu izleyen teleks seslerini, masalarımızda nazlıca gezinen gazetenin kedilerini, yeni yetme muhabir olarak koridorlarda rastgele karşılaştığım ve ayaküstü unutulmaz sohbetler yapmak fırsatını yakaladığım Yaşar Kemal gibi harikulade konuklarımızı hatırlıyorum...
Cumhuriyet herkesin, her birimizin -santralda çalışan arkadaşlarımızdan titiz, değerli düzeltmenlerimize ve arşivcilerimize dek- gönül bağı kurduğu zengin, sıra dışı bir “insan-kültür-habercilik” sarmalı içinde yetiştirdi bizi.
Türkiye’nin en güçlü gazetecilik okullarından biri olmasının sırrı zaten bu.
Sevgili Aykut Küçükkaya da işte bu okuldan çıkan gazetecilerden biri...
İçinde “heykelini yonttuğu” gazetenin her dem öne çıkardığı üzere, emeğin hakkını savunmak mücadelesinde geri adım atmayı kabul etmedi ve istifasını sunmak zorunda kaldı. Hem basın ve genel olarak hem de iş piyasasında koşulların bunca ağır olduğu bir dönemde, kendisini yetiştiren okula sırt çevirmedi, işsiz kalan arkadaşlarımızı sahipsiz bırakmadı.
TAVİZLER DEĞİŞTİ
Bu satırları yazarken “istifa” olgusunun yeni dönemde kazandığı güncelliği düşünüyorum bir yandan da...
Aykut’un özel israrıyla bu köşeye dönerken, aklımda pandeminin biçimlendirdiği yeni dünyayı yazmak vardı.
Adım adım çözümlemeye çalıştığımız başkalaşan pandemi evreninin anahtar tanımlarından biri tam bu şimdi: “Büyük istifa”; küresel deyimle ifade etmek gerekirse “big quit” ya da “great resignation”.
Eskisi gibi değil, insanlar çok daha seri biçimde artık “istifa tuşuna” basıyor.
Uzun pandemi dönemi zira, herkesin sinir uçlarını törpülemiş ve zurnanın zırt dediği yeri öne almış durumda: Kollektif tükenmişlik fırtınası, taviz verilecek-verilmeyecek kriterlerin farklılaşması, işyerinde yabancılaşmanın bu “ölümlü dünyada” giderek kabul görmez olması...
Başta Batı ülkeleri olmak üzere bunlar, dünyada yaygınlık kazanan bir “büyük istifa” akımına yol açıyor.
Baharda ABD’de baş gösteren ve yaz boyu İngiltere, Almanya, İtalya gibi Eski Kıta ülkelerine yayılan “büyük istifa” olgusunun en can alıcı yönü, çalışanların, herhangi bir B ya da alternatif iş planı yapmaksızın ceketlerini alıp çıkma cesaretini gösterebilmeleri.
Akım o kerte hız kazanmış durumdaki Microsoft’un 2021 iş trendleri endeksine göre dünya işgücü nüfusunun yüzde 40’ı -Vikipedi verilerince- halihazırda çalıştığı işyerinden ayrılmayı düşünüyor.
ZİHİNSEL SIÇRAMA
“Daha kötü ne olabilir?” duygusuyla sınanan ve terbiye edilen bir dönemden geçiyoruz.
Bu duygu insanların, hele de görece gençseler... Çok daha büyük süratle “bilinmeyene” atlamalarını kolaylaştırıyor.
“Google”da tıklanma rekorları kıran “Belli yaştan sonra nasıl başka bir işe geçebilirim”, “Nasıl iş ve hayat değiştirebilirim” sorularının popülaritesi göz önüne alındığında “büyük istifa” yalnızca gözü pek Z kuşağını değil, orta yaşı dahi şimdiden etkisi altına almış gözüküyor.
Pandemi üçüncü yılına girerken görünür bir zihinsel sıçrama yarattı, yaşama bakışı farklılaştırdı, “Değer mi” sorusunu önümüze koydu.
İnsanlara şapkalarını masaya koyup her şeyi sil baştan düşünme fırsatı yarattı: Ölümcül bir salgınla bıçak sırtı yaşamak, yasaklar, kapanmalar derken öncelikler sıralaması ve beklentiler çok büyük bir değişimden geçti.
Pandemi tüneli ne zaman bitecek, kimsenin fikri yok ama ışık göründüğünde kendimizi “kara veba” ertesi kertesinde değişmiş bir dünyada bulacağımız kesin.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Sette kavga çıkmıştı: Siyah Kalp dizisinde flaş ayrılık