Umut, korku ve öfke

21 Mayıs 2020 Perşembe

Piazza delle Coppelle, Roma’nın en küçük meydanlarından biri. Bir ev büyüklüğünde, 300 metrekare var yok.

Açık gri, beyaz, pembe, kayısı sarısı evlerin çevrelediği meydanın etrafında Roma’nın popüler restoranları var.

Fransız-İtalyan mutfağı karışımı yemekler sunan “Casa Coppelle”, hamurişleriyle namlı adı üzerinde “Maccheroni”, mezeleri, aparetifleri, gençlerin hareketli gece hayatı “movida”sı ile özdeşleşen “Osteria delle Coppelle” ve de geleneksel günlük mutfağı ile bilinen “Osteria de Mario”...

Bu dört restoran içinde üst gelir grubuna hitap eden ve meydanda masaları olmayan ilk iki restoranı kapalı...

Osteria delle Coppelle” hafiften bir başlangıç yapmış ama kokteyl partisinde salınırcasına akşamüstleri ellerinde kadehleriyle meydanı teslim alan eski müşterilerinden eser yok.

Yalnızca Mario, her zamanki kırmızı beyaz kareli örtüleriyle meydana yayılmış. Masaların arasını açmış ama işgal ettiği alanı da arttırmış...

Civardakilerin maskeleri olmasa, görünüm tümüyle vakai adiyeden sayılacak. Ama 2.5 aylık karantinanın ardından Coppelle meydanın ortasında Mario’nun “carbonara”sını yemek belli ki artık bir ayrıcalık addediliyor. Müşterilerin yüzünden açıkça mutluluk akıyor. Karantina sonrası ilk restoran yemeklerini ısmarlayan insanlar, boğazlarından geçen lokmaların hiç bu kadar lezzetli, şarabın hiç bu kerte haz verici olmadığını söylüyor.

Bir lokantaya adım atmak cesaretini gösterenler, bunu bir yeniden hayata dönüş bayramı gibi yaşıyor. Ama hiçbir şey eskisi gibi değil.

Restorana girdiğinizde elinize, bir kliniğe gittiğinizde olduğu gibi üstünde kişisel verilerinizi bırakmanız istenen bir form tutuşturuluyor; kimlik bilgilerini ve telefon numaranızı bırakmanız isteniyor ki bir vakanın çıkması durumunda mekândaki tüm müşteriler izlemeye alınabilsin.

Maskeler defilesi

Cep telefonlarına yüklenmesi beklenen teknolojik COVID takip uygulamaları hazır olmadığından bu bulunan bir ara yol...

32 bin ölü ile trajik bir bilançosu olan Çizmenin hasta takip uygulamalarını gereği gibi geliştirmeden karantinadan çıkması aslında Conte hükümetine yöneltilen baş eleştirilerden biri...

Ancak öyle ya da böyle Başbakan Conte zaten sürekli eleştiri oklarının hedefi. İki buçuk aydır “şu ekonomiyi aç” diye bastıran iş çevreleri bir yanda, “Hayır... çok erken açtın!” diye yüklenen Bilim Kurulu üyeleri beri yanda Conte ne İsa’ya ne Musa’ya yaranabiliyor.

Kamuoyu yoklamaları her şeye rağmen Başbakana destek verir nitelikte. Halk yorgun ve karantinadan çıkmak istiyor. Ancak bu kaygılı olmasını önlemiyor. Üçte iki İtalyan (yüzde 66), salgının geri dönebileceğini düşünüyor. Haksız da değiller...

Covid badiresinin merkez üssü (Milano’nun bulunduğu) Lombardiya bölgesinde örneğin, kuralların gevşemesiyle birlikte hafta başından bu yana hemen artış oldu.

Virüsle yaşam” denen bu “2. faz”ın olmazsa olmazı sayılan “öz denetim” pratikte çok zor. Sosyal mesafeyi uygulamak zor, sıcakta maskeyle gezmek zor. COVID kâbusunu uzaktan film gibi izleyen gençler özellikle “maske”yi bir aksesuvar gibi kullanıyor.

Kâh çenelerinin altına indiriyorlar, kâh saçlarını toplayan bant gibi yukarı çekiyorlar, kâh bileklerine doluyorlar. Salgında bulunmayan maskeler, şimdi renk renk, desen desen bir moda farkı yaratma ve dikkat çekme öğesine dönüştü. Trastevere, Ponte Milvio, Campo de’Fiori gibi gençliğin sosyal mesafeye aldırmadan toplandığı teras kahvelerinde özellikle bu yeni maske defilelerine tanık oluyoruz.

Bu görüntüleri dehşetle izleyen doktorlar, virologlar, sağlık uzmanları da bıkıp usanmadan “geri dönmemiz an meselesi” uyarısı yapıyor.

Öfke nasıl frenlenecek?

İtalya yeni döneme bu karışık duygularla giriyor.

Bir yanda hayata dönmenin umudu, bir yanda korku var. Bir de felaket sırasında işleri kaybedenlerin kaygıları ve öfkesi...

La Stampa”da çıkan başyazı bugün yaşam standartları gerileyen bu insanların sorunlarını dile getiriyor, “Bu öfkeyi nasıl frenleyeceğiz” diye soruyor.

Çizme’nin İstatistik Enstitüsü ISTAT Müdürü Linda Laura Sabbadini’nin imzasını taşıyan yazı, İtalya’da 2000’ler öncesinde yok edilen mutlak yoksulluğun 2008 kriziyle yeniden hortladığını, şimdi pandemiyle kangrenleşeceğini, bunun kaçınılmaz bir öfke patlamasına yol açacağını söylüyor.

Ülkenin başka bir önemli araştırma merkezi CENSIS-Sosyoekonomik Araştırmalar Enstitüsü- bulguları bundan iki yıl öncesinde zaten İtalyanların on yıldır süren ekonomik kriz nedeniyle “mütecaviz”, “öfkeli” ve “egoist” olduklarını tespit etmişti.

CENSIS’in geçen yılki son araştırması da kurumlara güvenini yitiren halkın sorunlarına çare bulacak “güçlü bir lider” arayışında olduğunu ilan ediyordu.

Pandemi ve karantina başlamadan önceki manzara buydu. Sonrasını siz hesap edin.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları