Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
‘Avukat için de adalet’ - Neval Oğan Balkız
Anayasadan arındırılmış,
adeta anayasa dışına
çıkarılmış bir devlet yapısı;
anayasal parlamenter demokrasi
niteliğinden arındırılmaya
çalışılan bir yönetim sistemi;
etkisiz ve geçersiz kılınmış
kuvvetler ayrılığı ilkesi; insan
hak ve özgürlüklerini oluşturan
öncül ve ilkelerinden, bunların
güvencesini oluşturan kural ve
mekanizmalardan arındırılmış bir
hukuk ve adaletten arındırılmaya
çalışılan bir yargı işlevinin
olduğu koşullarda “avukat”
olmak, Sokrates’in savunmasının
gerçekleştiği dönemlerden
günümüze geçen süreçte, bir
değer olarak “adalet” sağlama
bilinci, erdemi ve cesareti taşımak
anlamına gelir!
Çünkü: “Hukuk, en geniş
anlamda toplumsal ve siyasal
ilişkilerin düzenlenmesini,
kurulmasını ve yürütülmesini,
başka belirleyicilere göre değil,
adalet fikrine göre düzenlemeyi
istemenin ifadesidir”.
“Hukukla ahlak bağlantısını
kuran değer” olarak adalet;
“hakkın ve hukukun
gerçekleşmesi, yerini bulması”
bağlamında ele alınır. Ve ister
bireysel bir erdem ilkesi olarak
ya da eşit olanaklara erişim ilkesi
olarak kabul edilsin, Vecdi Aral
Hoca’mızın dediği gibi; “Hukukun
gerçekleştirmeyi amaçladığı temel
değer olarak, çatışan çıkarlar
arasında bir değerlendirme
yaparken, bunlardan bazılarını
diğerlerine üstün tutarken temel
aldığı ölçüdür. Toplumsal yaşamın
çerçevesini oluşturmaya yönelik,
ahlaki bir ölçü.”
Bu ölçüyü kuran ve oluşturan
hukuktur. Çağdaş, evrensel
değerlere dayalı, insan hak ve
hürriyetlerinden türetilen laik
hukuk!
AKP iktidarının yargıyı kendine
bağımlı hale getirmek üzere
sürekli yeniden düzenlemesinin
ortaya koyduğu soru; “devlet
ağırlıklı siyaset” ile “vatandaşların
farklı söylemlerden ve
ihtiyaçlardan türetilen, onların
haklarına odaklanmış, vatandaş
ağırlıklı siyaset” çelişmesinin
yaşandığı siyasi alanda, yaşanan
gelişmelerin doğurduğu ve
doğuracağı sonuçlar karşısında
avukatlar, yargının ne zaman,
nerede, nasıl duracağını
“birilerinin belirleme” yetkisine
karşı çıkanlardır!
Bu sorumluluk, kişi ve kurum tartışmalarının ötesinde, bir erk olarak yargının yapısal ve işlevsel açıdan hangi temelde nasıl örgütlendiği ve hukukça nasıl düzenlendiği sorunu ile ilgilidir.
Modern anayasal devlette, devlet organlarını ve erklerini belirleyen, onların birbirinden farklılaşmasını sağlayan hukuktur. Avukatlar, insan haklarından türetilen bu hukukun; iktidarı kurumlaştıran, örgütleyen ve yönetenlerin yaşamlarını aşan bir süreklilik, meşruiyet sağlayan temel unsur olduğunu bilenlerdir! Bu anlamda Friedrich Pollock’un deyimiyle “Vücut için kemikler neyse, siyasal kurumlar için de hukukun önemi odur”.
Dolayısıyla avukatlar, modern anayasal devlette iktidarın, hukuku ve uygulamasından doğan yargı işlevini belirleme ve denetleme girişimlerine karşı çıkan, iktidarın hukuk tarafından kurumsallaştırılmasını ve denetlenmesini savunanlardır!
SAVUNMANIN SORUNLARI!
Avukatlar; savunmanın
işlevsel bütünlüğünün, “etkin
ve çabuk şekilde sonuca
varma” gerekçesiyle piyasa
mantığıyla parçalandığı,
arabuluculuk, uzlaştırma vb.
kurumlarla daraltıldığı ülke
koşullarında; çoğunlukla yetersiz
fiziki koşullara sahip mahkeme
salonlarının olduğu ve şehrin
her tarafına dağıtılmış mahkeme
binaları ile icra daireleri arasında
koşturarak görev yapıyor!
Savunma yapma görev ve
yetkileri, delillere ulaşma
olanakları sıklıkla engelleniyor,
soruşturma ve kovuşturma
süreçlerine katkısı azaltılıyor
(gözaltındaki müvekkilleriyle
görüşmelerinin yasaklanması,
avukat-müvekkil dosyalarına ve
görüşme notlarına el konulması
vb.), etkili savunma yapma
girişimleri yaptırımla karşılaşıyor
(tanık dinletme taleplerinin
reddedilmesi, avukatsız yargılama
yapılması, davalarda avukat
sayısının sınırlandırılması),
haklarında çok daha yaygın şekilde
adli ve idari süreçler yürütülüyor,
savunma yaparken hâkimler
tarafından mahkeme salonunun
dışına çıkarılabiliyor. Mesleklerini
icra ederken şiddete uğrayanların
sayısı her gün artıyor.
Çoğu ekonomik sorunlar içinde boğuşuyor, sigorta primlerini ödemekte, büro giderlerini karşılamakta zorlanıyor! Kamusal nitelikte bir görev görmelerine karşın, diğer kamu görevlilerinin sahip olduğu hak ve emeklilik olanaklarından, sosyal ve ekonomik güvencelerden yoksun durumdalar.
Savunma mesleğinin gerektirdiği güncel araştırmaları, hukuk dogmatiği ve hukuk sosyolojisi alanındaki gelişmeleri düzenli şekilde izleme ve okuma olanaklarına, çoğunlukla sahip değiller. Eğitim, staj ve mesleğe başlama aşamalarındaki sorunlar, ekonomik sıkıntı ve eksiklikler, halen çözüm bulmuş değil! Ve onlar, siyasal baskı ve engellemelerden en çok pay alan meslek grubunu oluşturuyorlar.
Adamson Hoebel “İnsanların uygarlık düzeyi yükseldikçe, hukuka olan gereksinmesi artar ve bu nedenle hukukunu daha çok geliştirir” der. Hukukun gelişmesi, savunma görev ve yetkisini geliştirir; savunma görev ve yetkisinin gelişmesi de hukuku geliştirir! Bu bağlantıyı görmediğimiz sürece, hukuk ve gerçekleştirmeyi amaç edindiği adalet, kapatıldığı “saray”lardan çıkıp, asla ait olduğu yere dönmeyecek!
Türkiye’de hukuk, hak, adalet, hukuki güvenlik/hukukun üstünlüğü, yargının etkinliği ve bağımsızlığı, tarafsızlığı ilkelerinin sürekli çiğnendiği, bunların kavram olarak dahi dillendirilmesinden kaçınıldığı, Avrupa Demokrat Avukatlar Birliği (AED), Dünyada İnsan Hakları ve Demokrasi İçin Avrupalı Avukatlar Birliği’nin (ELDH) konuyla ilgili raporunda da belirtildiği üzere, Türkiye’nin tutuklu ve hükümlü avukat sayısı bakımından dünyada en üst sırada olduğu bu koşullarda “Avukatların Sesini Duymak”, talep ettikleri koşulları sağlamak; “uygarlık düzeyi yüksek” adil bir toplumsal yapı, hukukunu insan hakları temelinde geliştirmiş ve hukuk güvenliğini herkes için sağlamış, hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir hukuk devleti ve onun unsuru olan bağımsız, tarafsız bir yargı için temel öncülleri oluşturmaktadır.
Neval Oğan Balkız
Hukukçu/Akademisyen-
(Ankara Barosu Üyesi Avukat)
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Nevşin Mengü hakkında karar