Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor. Özel uzmanlık alanı gibi görünse de toplumdaki ekonomik dengesizlik nedeniyle çoğunluğun ilgilendiği bir konu. Bu açıdan bu yazı teknik bir inceleme yazısı olmayıp birçok insanın günlük yaşamına değiniyor.
Son düzenlemelere bakılırsa kitleler üzerindeki parasal yük çok orantısız. Ekonomik anlamda dengesiz bir dağılım var. Elbette bu durum bile isteye yapılan bir düzenleme. Karar vericiler her şeyi bildikleri için adaletsizliği gizleme amacıyla vergiyi süslü ve kutsallık ambalajı içinde göstermeyi pek severler!
SARAYIN SINIRSIZ HARCAMALARI
Tarihe baktığımızda aynı anlayışın geçmişte de uygulandığı görülmekte. Burada birkaç kaynağa başvurmak gerekiyor. Özellikle yeni Osmanlıcılık düşleriyle yatıp kalkanların görmek istemedikleri kaynaklara… Örneğin J.F. Solnon’un “Osmanlı İmparatorluğu ve Avrupa” adlı geniş incelemesinde Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa’nın 1572’de Venedik’ten sipariş ettiği 12 fıçı içinde en az bin adet değerli camın yanında, cami için alınan 300 adet özel tasarım cam lamba dikkat çekiyor. Yine aynı kaynağa göre, Kanuni ise Almanlardan sürekli olarak çok sayıda çalar cep saati istemiş. (Age, s.118). Kara Mehmed Paşa’nın 1665’te Viyana’ya yaptığı 300 kişilik geziden sonra İbrahim Paşa da aynı kente 743 kişiyle giderek bir başka rekora imza atmış.
Sultanların sınırsız harcamaları en çok da köşk ve cami yapımlarında öne çıkıyor. Harcama çok olunca bekar erkeklerden mücerred, evli erkeklerden bennak vergisi toplanmaya başlanmış.
HALK NE DURUMDA?
Sarayın yaptıklarına karşın halkın ne durumda olduğu pek görülmek istenmez. Ağırlaşan vergiler karşısında köylü toprağını ekmekten vazgeçer. Sarayın topladığı çiftbozan vergisi bu dönemin simge kavramıdır. Bunun için de Tevfik Çavdar’ın “Sinan Çağında Toplumsal-Ekonomik İlişkiler” araştırmasından bir alıntıya bakmakta yarar var: Mühimme defterlerinde yer alan bilgiye göre, Çeşme’den saraya gönderilen arizada (dilekçe) halkın açlıktan “ot otladığı” yazılı. Açlıktan ot otlamak deyimi aynen böyle yazılı.
VERGİLER KAT KAT ARTIYOR
Bu durum karşısında Katip Çelebi “Bozuklukların Düzeltilmesinde Tutulacak Yollar”ı önerecektir saraya. 1652’de yazılan metin ancak üç yıl sonra ortaya çıkar. Şöyle bir saptama var orada: “Çöküntünün bir nedeni de, vergilerin kat kat artırılmasıdır. En büyük neden de görevlerin ehline verilmesi ve ehil olmayanların ve gaddarların hakkından gelinmesi gerekirken bütün makamların yüksek fiyat ile satılması olmuştur.”
Örneklere bakıldığında yüzlerce yılın içinden aynı bataklıkta dönüp durulduğunu görmemek olanaksız. Kimi politikacıların dönüp dönüp Osmanlı’ya sarılmasının nedenini biraz da oradaki sistemde aramalarına bağlamak gerek galiba. Bir yanda halk yoksullukla sınanıp ölümden sonraki yaşam övülürken tepedekilerin gösterişli yaşamı ve sınırsız harcamaları dikkat çekiyor. Tarih öğreticidir ama ancak ondan ders çıkarabilenler için!
A. CELAL BİNZET
YAZAR