Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

27.11.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir. Enflasyon oranı ne orta vadeli programda ne de Merkez Bankası ve ilgili diğer kurumların açıklamalarında belirlenen hedeflere düşürülememekte, sık yapılan revizyonlarla hep daha yukarılara çekilmektedir. Benzer durum işsizlikte de vardır.

Son resmi açıklamaya göre işsizlik oranı Ağustos 2025’te yüzde 8.5’tir. TÜİK tarafından “atıl işgücü oranı” olarak açıklanan geniş tanımlı işsizlik ise yüzde 29.7’ye ulaşmıştır. Bu orana göre 13 milyon 400 bin dolayında vatandaşımız işsizdir. Sosyal açıdan durum vahimdir. Gıda ürünlerinde düşürülemeyen yüksek enflasyon ve yaşam pahalılığı ile gelir dağılımında artan bozulma derin yoksulluğun yaygınlaştığını göstermektedir.

Türk İş’e göre dört kişilik aile için gerekli asgari aylık gıda harcamasını tanımlayan açlık sınırı ekimde 28 bin 412 TL’ye, gıdayla birlikte kira, ulaşım gibi temel gereksinimler için gereken asgari harcamayı gösteren yoksulluk sınırı ise 92 bin 547 TL’ye çıkmıştır. Bekâr çalışanın “yaşama maliyeti” ise aylık 36 bin 934 TL’dir.

DERİN YOKSULLUK BÜYÜYOR

Nüfusu yüzde 20’lik beş gruba ayırarak grupların ulusal gelirden aldığı payı gösteren sınıflandırma açlık ve yoksulluk sınırlarında yaşamaya çalışanların nüfusumuzun büyük bir kısmını oluşturduğunu göstermektedir. TÜİK’in Mart 2024’te yayımladığı 2023 yılı gelir ve yaşam koşulları araştırmasına göre nüfusumuzun en zengin yüzde 20’sini oluşturan 17 milyon 200 bin kişisi ulusal gelirin yüzde 47.9’unu yani yaklaşık yarısını alırken en yoksul yüzde 20’si ulusal gelirin yüzde 5.9’u ile yetinmektedir. İkinci en zengin grubun payı yüzde 21.2, üçüncünün yüzde 14.7 ve dördüncünün de yüzde 10.3’tür.

Öte yandan 2025 yılı ikinci çeyrek sonu GSMH’si yani ulusal gelir, TÜİK’in tahminine göre 1 trilyon 411 milyar ABD Doları ve temmuz başında dolar kuru da 39.80 TL’dir. Bu verilere göre en zenginlerin 2025 yılında aylık ortalama gelirleri yaklaşık 130 bin TL, ikinci zengin grubun yaklaşık 57 bin 681 TL’dir. GSMH’nin yüzde 5.9’unu alan en yoksul grubun aylık ortalama geliri ise ancak 6.587 TL’dir. Bu rakamlar sadece en zengin yüzde 20’nin ortalama gelirinin yoksulluk sınırı üzerinde olduğunu göstermektedir.

İkinci grupta olanların bir kısmının gelirinin de yoksulluk sınırı üzerinde olabileceğini dikkate alırsak yoksulluk sınırı üzerinde yaşayabilen nüfusun 20 milyonu geçebileceğini tahmin edebiliriz. Bu durumda nüfusumuzun yaklaşık yüzde 25’i yoksulluk sınırı üzerinde gelirle yaşarken yüzde 75’inin ise yoksulluk sınırı altında gelirlerle yaşam mücadelesi içinde oldukları söylenebilir. Uzun yıllar sonra demokrasinin bel kemiği orta sınıf büyük oranda kaybolmuştur ve derin yoksulluk artık büyüyen ve yaygınlaşan tehlikeli bir sosyal soruna dönüşme riski taşımaktadır.

EKONOMİK BÜYÜME VE BAĞIMSIZLIK 

Bu ortamdan çıkış yolu, Cumhuriyetimizin kurucu felsefesine dönüştür. Cumhuriyet; bilimi ve aklı temel alan, çağdaş uygarlık düzeyini ve tam bağımsızlığı hedefleyen, barışçı, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ilkelerine dayanan bir felsefeyle kurulmuştur. Atatürk’ün “Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla olur” sözü kurucu felsefenin önemli bir hedefidir. Yıkılmış, parçalanmış imparatorluk enkazı üzerinde kurulmuş Cumhuriyet ekonomik bağımsızlığı hedefleyerek gittiği yolda gösterdiği başarıyla kısa sürede çağdaş bir devlete dönüşmüştür.

Başarının önemli göstergelerinden birisi ekonomik büyümedir. Kurucu felsefenin egemenliğinde 1923’ten 2002 yılına kadar geçen 80 yılda Cumhuriyet iyi bir ekonomik performans göstermiş ve 1923-1930 arası yüzde 9-10 oranında büyümüştür. 1929 Büyük Buhran’ının ve 2. Dünya Savaşı’nın Avrupa ve dünya ülkelerinde ekonomik yıkım ve küçülmeye neden olduğu en zorlu yıllar da bile 1. beş yıllık sanayi planı ve devletçi uygulamalarla 1930-1945 döneminde yüzde 3-4 oranında büyüme sürdürebilmiştir. Başarı 1946-1980 arasında da devam etmiş ve 1963 yılında başlanan planlı ekonomiyle büyüme ortalama yüzde 6.5’e çıkmıştır.

ÇÖZÜM NEREDE?

Bütün olarak bakıldığında 1923- 2002 arası ortalama büyüme yüzde 5 oranındadır. Gelişmekte olan ülkeler için yüksek bir büyüme performansıdır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilen 2018’den 2025’e kadar geçen sekiz yıllık sürede ise büyüme oranı iniş ve çıkışlarla ancak yüzde 4.3 olmuş ve enflasyona da işsizliğe de çare bulunamamıştır.

Cumhuriyet döneminde halkımız hiçbir zaman bu denli yoksullaşmamış, işsizlik 13 milyonlara ulaşmamış, gelir dağılımı bu denli bozulmamıştır. Sosyal açıdan gittikçe tehlikeli duruma giden bu ortamdan çıkışın yolu kurucu felsefeye dönmektir.

Ekonomide çözüm bilimin ve aklın yol göstericiliğine sarılarak, her alanda tam bağımsızlığı, çağdaş uygarlığa ulaşmayı, laik, demokratik, sosyal hukuk devletinin gereklerini yerine getirmeyi amaçlayarak politikalar üretmektir. Bilgi teknolojileri çağına uygun bilimsel eğitimle, ulusal kaynaklara dayalı, büyük bir toplumsal dayanışmayla gerçekçi ve sonuç alınabilir ekonomik politikalar yaşama geçirilebilir ve toplumsal gönenç yeniden arttırılabilir. İç barış sağlanarak, huzurlu bir topluma ulaşılabilmek için başka yol yoktur. 

 

PROF. DR. MEHMET TOMANBAY

22 DÖNEM ANKARA MİLLETVEKİLİ

 

Yazarın Son Yazıları

Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025