Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bir İlhan İrem vardı ne oldu? - Yiğit GÜRALP
Birleşik Krallık’ta The Beatles’ı bir kez bile duymadan 20 yaşına gelmeniz şayet bir mağarada yaşamıyorsanız olanaksız. Üstelik bu sadece bir müzik grubu için geçerli değil. O coğrafyanın iz bırakmış, farklı sanatçıları, üzerinden yıllar hatta asırlar geçse de o toplumun bireyleri tarafından tanınırlar, bilinirler.
Bu, bizde de böyleydi. Sonra bir şeyler oldu. Mesela geçen yıl en acı günümüzde Ferhan Şensoy’u hiç tanımayanlardan haberdar olduk. Bu yıl da “İlhan İrem’i tanımak zorunda mıyım”cılara, “alt tarafı bir şarkıcı abartmayın”cıların varlığına tanık oluyoruz. Bunların çoğu genç insanlar.
Bir insan, yaşadığı 15-20 yıl boyunca, içinde bulunduğu coğrafyanın kendini ispatlamış özgün isimlerine bir kez bile denk gelmemiş olabilir mi? İnsanın bu isimleri bunca yıl teğet geçmesi için evlerinde bir kez bile olsun konusunun geçmemiş olması gerek. Peki o evler nasıl evler, onlar nasıl aileler? Hadi evi, aileyi geçelim. Her gün gidip gelinen okullarda da genel kültür etkinliklerinde de sözü geçmemiş olmalı. Bu nasıl bir müfredat, bunlar nasıl okullar? Peki biz bu olanaksızı nasıl yarattık? Funda Arar’ın seslendirdiği bir şarkıda söylediği gibi bize “köksüz, bağsız durmayı öğretenler” kim?
BELLEKSİZLİĞE ÇARE
Neoliberal düzenin beraberinde gelen belleksizliği teşhis edip, pek çok unsuru ortak bilince, ulusal belleğe kazımak için çareler ararken hiç kuşkusuz ülkemizin kültür sanat politikalarını da buna hizmet edecek şekilde onarmalıyız.
Ülkemizin bir rengi olarak İlhan İrem’in kimliğinin ve eserlerinin özgünlüğü çok açık. Hadi sanatını benimsemeyenler onu yeterince değerli bulmadı diyelim. Ama İrem’in çok daha önemli bir yönü var: Ürettiği müzikal eserler dışında yaşadığı topluma karşı bir sorumluluk duyarak Gülen hareketine karşı zamanında en büyük mücadeleyi veren isimlerin başında geliyor. FETÖ tehlikesine dikkat çektiği yazıları yüzünden tazminata mahkûm edilmiş, konserleri iptal edilmiş, bedel ödemiş, tehditler almış, zor günler yaşamış bir insan.
Peki 15 Temmuz öncesi bu terör örgütüne karşı yıllarca savaş veren İrem, 15 Temmuz gecesi yine aynı örgüte karşı mücadele eden insanlarımız gibi anılmayı hiç hak etmiyor muydu? 15 Temmuz’da yaşananları belleklere kazımak için parklara köprülere isimler verirken İlhan İrem’e en azından resmi bir teşekkür edilmesi gerekmez miydi? 2000’li yılların en meşhur karikatürlerinden birinde Yiğit Özgür’ün çizdiği bir karakterin sorduğu “Sahi, bir İlhan İrem vardı ne oldu” sorusuyla birlikte bu soruları da buraya bırakıyorum.
SEVGİSİYLE IŞIK OLDU
İlhan İrem ne mi oldu? İlhan İrem, 2022’nin bir temmuz akşamında bizlere veda ederek sonsuzluğa göçtü; şarkılarıyla anımız, sevgisiyle ışık oldu. Hasan Tahsin ilk kurşunu atmıştı, onun silahı ise sözleri, aydınlık düşünceleri ve bunları dile getirecek cesaretiydi. Yeryüzünde bağımsız bir vatanı savunan her yürekli insan gibi İlhan İrem de unutulmaz bir kahraman oldu.
YİĞİT GÜRALP
YARATICI YAPIMCI-YAZAR
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu