Olaylar Ve Görüşler

CHP’nin kalkınma politikası: Atatürk Dönemi - Prof. Dr. Duran Bülbül

25 Haziran 2022 Cumartesi

Kurtuluş Savaşı yıllarında buğday üretimimiz, ihtiyacımızı karşılamıyordu. Şekeri ithal ediyorduk. Milli sanayimiz yoktu. İzleyen yıllarda, kısa sürede buğday üretimi artırılıp ihraç eder seviyeye çıkarıldı. Kurulan şeker fabrikalarıyla şeker ihtiyacı karşılandı. Kısa sürede sanayileşme ve kalkınmada dünyaya örnek olduk. Dışa bağımlılık bitirildi. Türkiye’nin kendi kendine yeten bir ülke olduğu, ders kitaplarında anonim cümleydi. Atatürk sonrasında ise Türkiye yeniden dışa bağımlı hale geldi. Tahıl ambarı olan ülkemiz buğday ithal eder oldu. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin de bir sonucu olarak şekerde önemli ölçüde dışa bağımlı hale gelindi.

Birinci Dünya Savaşı bitiminde Avrupa ülkeleri çok ağır ekonomik krizler yaşamaktaydı. Tarihe “Büyük Buhran” olarak geçen bu dönemde fiyat artışları İngiltere’de yüzde 242, Fransa’da yüzde 357 idi. Savaştan çıkan bu ülkelerde görülen orandan çok daha fazlası, son dört ayda Türkiye’de görüldü. AKP iktidara geldiğinde bir dolar 1.60 iken bugün 10 katını aştı, 17.30 oldu. Bu dönemde Merkez Bankası rezervleri eridi, eksi rezervlere düştü.

YÜKSELİŞ DE ÇÖKÜŞ DE EKONOMİKTİR

Anımsayalım, 1929-1935 döneminde dünyada sanayi üretimi artış hızı yüzde 19 iken Türkiye’de yüzde 96 olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk’ün yoktan var ettiği Türkiye Cumhuriyeti, dünyanın saygın ülkelerinden biri, dünyanın 11. büyük ekonomisidir. AKP döneminde, özellikle son yıllarda Türkiye ekonomisi saygınlığını, güvenilirliğini yitirerek ekonomik büyüklük olarak 16. sıradan 22. sıraya gerilemiştir.

Ekonomi, var oluş veya yok oluş nedenidir, kısaca her şeydir. Yaşamak ve mutlu olmak için gerekenlerin tamamıdır. Tarım, ticaret, hizmet, sanayi, istihdam demektir.

Türkiye’de, 1931’de, kalkınma planının hazırlıklarına başlanmış, 1933’te tamamlanarak Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı adıyla uygulanmıştır. Bu kapsamda 1933’ten 1938’e dek 20 fabrika kurulmuştur. Bunlar öz kaynaklarla, borç almadan yapılmıştır. AKP döneminde ise Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan bu fabrikalar özelleştirilmiş, yok edilmiştir. Bugünkü krizin bir nedeni de yanlış özelleştirme politikalarıdır.

DENK BÜTÇE

1923-1938 yıllarında (1925 hariç) hazırlanan bütçeler fazla vermiştir. 1925’te bütçenin açık vermesinin nedeni; çiftçiye, köylüye zulmeden mültezimler eliyle toplanan, tarımsal üretimin artışına engel olan Aşar Vergisi’nin kaldırılmasıdır. Aşar Vergisi; dolaysız vergilerin yüzde 48’ini, kamu gelirlerinin toplam yüzde 28.6’sını oluşturan bir vergidir. Bütçede böylesine yüksek bir orana sahip olsa bile, Atatürk bu vergiyi kaldırmıştır. Günümüzde ise bütçe gelirlerinin binde 3’ünü oluşturan vergiler kaldırılmamaktadır. Oysa çiftçiyi korumak, milli tarım üretimini desteklemek adına böyle bir karar alınsa, çiftçi mazotu yüzde 42 daha düşük fiyatla alabilecektir.

Atatürk döneminde Türkiye ortalama yüzde 10’un üzerinde büyürken CHP’nin tek başına iktidar olduğu 1923-1950 döneminde ortalama yüzde 8.1 büyümüştür. AKP’nin iktidar olduğu 2003-2022 döneminde ise ortalama büyüme hızı yüzde 4’tür. 

Ekonomide çıkış için, 1923-1950 yıllarındaki CHP’nin kalkınma iktisadi politikalarının hayata geçirilmesi gerekir. Bu dönemde CHP, denk bütçe politikasını parti programına almış, aynen de uygulamış ve Türkiye ne bütçe açığı ne dış ticaret açığı vermiştir.

PROF. DR. DURAN BÜLBÜL



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları