‘Eşit yurttaşlık’ sözündeki dil oyunu - Hürriyet Yaşar
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

‘Eşit yurttaşlık’ sözündeki dil oyunu - Hürriyet Yaşar

15.10.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yeni sömürgecilik, göz koyduğu ülkelerin toplumlarında algı ve duyguları yönetmenin gücünü öğrendiğinden beri, ateşli silahlardan bile çok kullanıyor bu yöntemi. Kan dökmenin risklerinden, bedellerinden kurtuluyor böylece.

Hedef ülkenin halkının, aydınlarının bilincini bulandıracak yayın odakları (dergiler, gazeteler, TV’ler, internet siteleri) kurup yerli işbirlikçileri eliyle bir düşünsel, bilgisel dumanaltı ortamı yaratılıyor. Halkın duru bilinçle kullandığı sözcükleri dilinden attırıp yerlerine o duru bilinci bulandıracak başka sözcükler benimsetilmeye çalışılıyor. “Demokratik Kitle Örgütleri”, “baskı grupları” terimlerimizin dilimizden sökülüp yerine “Sivil Toplum Kuruluşları” sözünün yerleştirilmesi böyle bir bilinç bulandırmadır. “Halk” sözcüğü yerine, halkla devleti sürekli bir karşıtlık duygusu içine atacak olan ‘sivil toplum’ sözünün dilimize yerleştirilmesi de böyle. ‘”bilinç” yerine “farkındalık”, “aydın” yerine “kanaat önderi”nin yerleşmesi de bilinç bulanmasını örnekleyen değişimlerdendir. “Farkındalık” bilinç kavramındaki uyanıklığı unutturur; “kanaat önderi” sözü de toplumun çekip çevrilmesini, önde gidenlerin ardından yürütülmesini olağanlaştırıp alttan alta benimsetir...

Ulusal kimliğe saldırı

Kimi durumlarda ise, bilinci doğru işleten sözcükler başka kavramların yerine konularak duygusal tuzak kuruluyor. Ulusal bütünleşmeleri “etnik dilde eğitim-öğretim”le parçalama sürecine sokmak için buldukları söz, “ana dilinde eğitim”di. İnsanın içindeki doğruluk, haktanırlık duygularını sinsi bir çarpıtmayla etkileyerek bilinç yanıltma yöntemini uygarlık giysileriyle uygulamaya sokuyorlar. Hedef ülkenin, bu sinsi tuzakları halkına anlatmayı başaran etkili aydınları varsa, o zaman uygarlıklarını gizlice rafa kaldırıp o aydın yurtseverlere kanlı pusular kurabiliyorlar. “Etnik dilde eğitim”in sakıncalarını ve olanaksızlığını en etkili biçimde anlatan Ahmet Taner Kışlalı’nın öldürülmesi, uygar görünümlü vahşi sömürgecilerin böyle bir “engel giderimi”dir. Bu değerli aydınımızın katledilmesiyle, bilinç bulandırma işlerini önemli ölçüde kolaylaştırdılar.

Ulusal bütünlükleri paralamak için gereksindiklerinden biri de, şimdi unutturmaya çalıştıkları, üstkimlik olan ulusal kimliktir. Toplumların yaşamında ulusal ölçekte bir kimlik yokmuş gibi, hattâ insanlığın bugüne değin bulabildiği en uygar toplumsal varoluş biçimi “ulusal varoluş” değilmiş gibi, ulusal bütünleşmeleri etnik parçalara ayırıp böylece o toplumun başka devletler arasında yaşayabilmesini sağlayan ulusal devletinin altını oyuyorlar. Türkiye’de hedef aldıkları ulusal kimliğin adı: Türklük. Kurgudaki dil oyunu da: Eşit yurttaşlık.

GERÇEK EŞİTSİZLİK NEREDE?

Eşitlik ne zaman istenir? Olmadığında. Kimlerle kimler eşit değilmiş? Nerede gerçekleştirilecekmiş bu eşitlik? Anayasada. Yani eşitsizliğin olmadığı yerde! Yani Kürtlerin de Türklerin de, yurttaş olan başka tüm etnisitelerin bireylerinin de eşit olduğu yerde! Yani ortada, çuvala sığmayacak mızrak gibi koca bir yalan var. Bu durumda şu açıkça belli oluyor: Birisi bir şeyin zaten bulunduğu yerde o şeyin olmadığını ve konması gerektiğini söylüyorsa, o orada başka bir şey yapmak istiyor demektir. Bu çıkarımın doğrulanmaya gereksinimi yoktur ama gerçek eşitsizliklerin hiç umurlarında olmayışının bunu doğruladığını söyleyebiliriz.

Örnek çok. Gerçek eşitsizlikler anayasada değil. Tarikat şeyhiyle müritleri arasında… Ağa ve ailesi ile yüzlerce, binlerce marabası arasında… Eşitsizlik, yedi sülalesine değil yetmiş sülalesine yetecek ölçüde servet yığmışlarla, bir tek kişinin kendini bile geçindiremeyeceği aylıklara mahkûm edilmişler arasında. Eşitsizlik, imam okullarıyla bilimsel öğretim yapan okullar arasında. Eşitsizlik, doğu ile batı arasında. Ama orada da Türk-Kürt ayrımı yok. Ağalar Türk de marabaları Kürt mü? Öldürdükleri Kışlalı, bunu da en etkili biçimde anlatan aydınlarımızdandı.

“Eşit yurttaşlık” dayatıcılarının derdi gerçek eşitsizlikler değil. Amaçları, anayasanın tüm yurttaşları eşitleyen yurttaşlık tanımındaki ulusal bütünlüğü etnik kimliklerle paralamak.

Eşitsizliğin olmadığı yere eşitlik kazandıracağını yutturmaya çalışmanın başka amacı olabilir mi?

Peki, yalanın apaçık ortada olduğu bu durumda, biz yeterince uyanık mıyız?

Uyanıklık için, “Anayasada kimler hangi konularda eşit değil?” diye sormak yeterli. Ama soruya sahip çıkma gücünü de göstermek gerekiyor.

HÜRRİYET YAŞAR

YAZAR

Yazarın Son Yazıları

Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025
Efsanevi bir dönemin sonu - Doç. Dr. Hüner Tuncer

10 Kasım 1938 tarihi, tarihte hiç kuşkusuz bir dönüm noktasıdır! Bu tarihle birlikte Türkiye’de efsanevî bir dönem sona ermiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren gözlerini her gün yeni bir masala, gerçekleşmesi olanaksız gibi görünen yeni bir düşe açan Türk ulusu, bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının ayırdına varmaya başlayacaktır.

Devamını Oku
11.11.2025
57 yıllık bir ömür... - Mustafa Hüsnü Bozkurt

Okunan 4 bin, yazılan 10 kitap; el yazısı ile tutulmuş onlarca not defteri, sayısız söylev, makale, röportaj, ciltler dolusu emir, talimat, genelge, belge; Fransızca, Almanca, Rumca, Bulgarca, Arapça, Farsça dahil konuşulan 6 dil...

Devamını Oku
11.11.2025
Atatürk’ü anmak ve anlamak - Dr. Çiğdem Bayraktar Ör

Dün 10 Kasım’dı, benim gibi milyonların en büyük yası.

Devamını Oku
11.11.2025
Zamanın kuyusunda yankılanan ses - Abdullah Dörtlemez

Tarih, yalnızca geçmişin kaydı değildir; insanın kendini anlamaya çalıştığı derin bir aynadır. Her çağ, geçmişe farklı bir gözle bakar; bu bakış, çoğu zaman bir yankı gibidir.

Devamını Oku
08.11.2025
Adaletsizliği görmek* - Başar Yaltı

Adalete giden yol, adaletsizliğin görülmesiyle başlar.

Devamını Oku
07.11.2025
Emekliler ölsün mü? - Çetin Düzce

“Emekliler çok yaşadığı için kuruma yük oluyor ” yanlış okumadınız, bunu söyleyen Sosyal Güvenlik Kurumu-SGK Başkanı Raci Kaya.

Devamını Oku
06.11.2025
Çocuk işçiliğinin post-Fordist görünümleri - Özgür Hüseyin Akış

Çocuk işçiliği tartışmalarında belleğimizde canlanan imge, sanayi çağının fabrikalarında ya da tarım alanlarında çalışan çocuklardır.

Devamını Oku
06.11.2025
İstanbul’un su stratejisi - Bekir S. Kocazeybek

İstanbul kenti, 2025 yılı itibarıyla 16 milyon nüfusu ile 5 bin 313 kilometrekare (yüzde 60’ından fazlası Avrupa tarafında) yüzölçümü büyüklüğüne sahip bir şehirdir.

Devamını Oku
05.11.2025
Hukuka uymayan savcı ve yargıçlar... - Erol Ertuğrul

Hukuk fakültesi öğrencilik yıllarımda ceza yargılama hukuk sınavında Prof. Dr. Eralp Özgen, “Tutuklamanın zorunlu olduğu durumları yazınız” diye bir soru sormuştu.

Devamını Oku
05.11.2025
Emekçi babası Karaoğlan... - Şükrü Karaman

Emekçi babası, Türk siyasetinin “Karaoğlan”ı Bülent Ecevit 19 yıl önce, 5 Kasım 2006’da yaşamını yitirdi.

Devamını Oku
05.11.2025
Anayasayı ihlal suçu - Prof. Dr. Doğan Soyaslan

Toplumu özgür insanın ileri götüreceğini kabul eden siyasi rejim ve anayasalar, özgürlükleri korumak için devleti birbirini denetleyen üç temel güce bölmüşlerdir.

Devamını Oku
04.11.2025
Ulusun onurunun güvencesi - Azmi Kişnişci

Yaşı küçük ama kökleri derin Cumhuriyetimiz, Türk ulusunu insanlık ailesinin onurlu bir üyesi yapmayı amaçlar.

Devamını Oku
04.11.2025
Çok kutuplu küresel düzensizlik - Nejat Eslen

Donald Trump farklı bir ABD başkanı.

Devamını Oku
03.11.2025
Cumhuriyete kavramsal yaklaşım - Prof. Dr. Hakan Reyhan

Cumhuriyetin kavramsal içeriğinde birbirini tamamlayan unsurlar vardır.

Devamını Oku
03.11.2025
Bitkisel üretimde gerileme - Ülkü Sarıtaş

24 Ekim 2025 tarihli haberlerde yer alan bilgilere göre; Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından derlenen veriler doğrultusunda, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2025 yılı bitkisel üretim ikinci tahminini yayımladı.

Devamını Oku
01.11.2025
Demokrasi kültürü deyince... - Gülşen Karakadıoğlu

Günümüz insanları pek bilmezler; ülkemizde 1980’lerde düzen karşıtı gösteriler düzenleniyor; gençler, yetişkinler özgürlük ve demokratik bir yaşam için demokratik biçimde örgütleniyor, gösteriler düzenliyordu.

Devamını Oku
01.11.2025
Adaletin sınandığı yer - Hüseyin Özkahraman

Türkiye bir kez daha tarihin o kritik eşiğinde duruyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Yeni casusluk kumpası - Doğan Erkan

Yeni bir düşman ceza hukuku ve Ergenekon operasyonu taklidi “casusluk” kumpası Merdan Yanardağ ve Tele1 üzerinden Ekrem İmamoğlu’nu kapsayacak şekilde kuruluyor.

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyet yıkılamaz - Mahmut Aslan

Cumhuriyet, Türkiye için yalnızca bir yönetim biçiminin adı değil, milletin iradesinin ta kendisi, eşit yurttaşlığın somutlaşmış hali ve özgür bir yaşamın sarsılmaz umududur.

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyetin temeli o kadar güçlü ki hiçbir baskı sarsamaz!

“Tarihimizde olduğu gibi demokrasi dışı yollara tenezzül ederek iktidarda kalmak isteyen hiçbir güç başarılı olamamıştır, bundan sonra da olamaz. Ülkemizi bu karanlıktan çıkaracak yegâne güç, milletimizin sarsılmaz iradesi ve Cumhuriyetimizin kuruluşundaki mutabakat ruhudur.”

Devamını Oku
29.10.2025
Ben Cumhuriyet çocuğuyum - Ayşe Yüksel

Cumhuriyetimizin 35’inci yılında, Cumhuriyet ebesi sayesinde dünyaya gözlerimi açmışım.

Devamını Oku
29.10.2025
Cumhuriyet ve demokrasi... - Nazan Moroğlu

Mustafa Kemal’in önderliğinde emperyalist güçlere karşı verilen tam bağımsızlık mücadelesinin zaferle sonuçlanmasının ardından, 102 yıl önce 29 Ekim’de kurulan Cumhuriyetimizin temeli ulusal egemenliğe dayandırılmış ve yapılan devrimlerle ümmetten ulusa, kuldan yurttaşa kararlı bir dönüşüm sağlanmıştır.

Devamını Oku
29.10.2025
Anadolu ihtilâli fikri - Yüksel Işık

Tarihi günün bir gün öncesidir; Çankaya’dadırlar. Sofra kurulur; herkes toplanır etrafına… Henüz başlanmıştır ki Mustafa Kemal söze girer; “Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz”.

Devamını Oku
28.10.2025
Cumhuriyet kimin öyküsüdür? - Abdullah Yüksel

Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz ancak neden kurulduğu belki daha önemli bir soru.

Devamını Oku
28.10.2025
Devrim geriye işle(tile)mez! - Doç. Dr. İhsan Tayhani

Büyük Atatürk, başyapıtı Cumhuriyete yüklediği anlamı, derinlikli bir biçimde yukarıdaki özlü sözünde dile getirir.

Devamını Oku
28.10.2025
'Cumhuriyet sadece bir gazete değildir...'

“Cumhuriyet imecesi” kampanyasını kısıtlı imkânlarıma rağmen ilgiyle takip ediyorum.

Devamını Oku
27.10.2025
KKTC, bağımsız bir devlettir - Hikmet Sami Türk

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), 19 Ekim 2025 günü seçmenlerin yüzde 64.82 oranında katılımıyla yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi ile yeni bir döneme girdi.

Devamını Oku
25.10.2025