Hayvancılık politikamız - Prof. Dr. Alper Yılmaz
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Hayvancılık politikamız - Prof. Dr. Alper Yılmaz

31.05.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2001’den bu yana her yıl 1 Haziran tarihini “Dünya Süt Günü” olarak kutlamaktadır. Bu günün amacı, dünyanın en yararlı içeceği olan sütün önemine vurgu yapmak, toplumda süt konusundaki farkındalığı geliştirmek ve süt tüketiminin artırılmasını sağlamak olarak sayılabilir. Yine FAO raporlarına göre, dünyada her 10 kişiden biri halen aç. Bu raporlardaki açlık haritasında ne yazık ki Türkiye de hâlâ orta riskli ülkeler arasında yer alıyor. 

Türkiye nüfusunun yüzde 18’i yetersiz besleniyor. Türkiye’de 5 yaş altı çocukların yüzde 8’inde ise yetersiz beslenmeden ve buna bağlı olarak gelişme geriliğinden, bodurluktan bahsediliyor. Çocuklardaki gelişme geriliğinin temel nedeni yetersiz hayvansal protein tüketimidir. Bütün gelişmiş ülkeler çocuklarının zihinsel ve fiziksel gelişimi için gerekli olan hayvansal proteine ulaşmalarının garanti altına alınması amacıyla “okul sütü” kampanyaları düzenler. Türkiye’de okul sütü ilk olarak 2001 yılında Ecevit döneminde pilot uygulamalarla yürürlüğe konmuş, daha sonra 2012 yılından itibaren ülkesel düzeyde, eğitim öğretimin bahar yarıyıllarında, eksik de olsa uygulanmış ancak COVID-19 pandemisi döneminde “okul sütü” kampanyası sessiz sedasız ortadan kaldırılmıştır. Bu konudaki eksikliğin tespit edilmesi ve çocuklarımızın süt gereksiniminin karşılanması hedefiyle bazı belediyelerimizin başlattığı “halk süt” gibi girişimler son derece isabetlidir, sonuna kadar desteklenmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.

MERALARA RANT TEHDİDİ

Hayvanların yem gereksiniminin daha nitelikli ve ucuza karşılanması için önemli kaynaklardan biri mera alanlarının artırılması ve ıslah edilmesidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu yıllarda 44 milyon hektar olan mera alanları bugün 14 milyon hektarın altına inmiştir. Geçmişte bitkisel tarıma açılma ile azalan mera alanları bugün, bütün diğer yeşil alanlar gibi, vahşi bir yapılaşma ve rant tehdidiyle karşı karşıyadır.

Hayvan yetiştiriciliğinde maliyetlerin yaklaşık yüzde 70’i yem giderleridir. Yukarıda saydığımız gibi nedenlerle hayvancılıkta yem kaynaklarımızın azalması ve yemin önemli ölçüde dışa bağımlı hale gelmesi sonucunda hayvan yetiştiriciliği maliyetleri çok fazla arttı. Çiğ inek sütü tavsiye satış fiyatı Ulusal Süt Konseyi tarafından 1 Mayıs 2024 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 14.65 TL olarak açıklandı. Böylece 13.50 TL olan fiyat yüzde 8.5 artmış oldu. Yem, yakıt, işçilik gibi giderlerin çığ gibi arttığı bir dönemde, bu fiyat artışının süt sığırı yetiştiricisinin ihtiyacını karşılamayacağı, refah düzeyini yükseltmeyeceği bir gerçektir. Uzun süredir sütün fiyatının düşük tutulmaya çalışılmasının en önemli nedeninin piyasada süt ve süt ürünlerinin fiyatını ve gıda enflasyonunu düşük göstermek çabası olduğu görülmektedir. Sanki enflasyonun bütün nedeni süt sığırı yetiştiricisiymiş gibi, bu ağır yükün altında bırakılmaktadır. Bu yetmezmiş gibi süt sığırı yetiştiricisi, ürettiği besi danalarını da satamıyor. Çünkü besiciler de et üreticileri de dışarıdan gelecek ithal besilik hayvana ve ete gözlerini dikmiş durumdalar. 

Hem sütüne yeterli fiyat alamayan hem besilik danasını satamayan yetiştirici ineklerini kesime göndermek zorunda kalıyor ve yetiştiriciliği bırakıyor. Hayvan yetiştiriciliğini bırakan bir kişiyi tekrar yetiştiriciliğe döndürmek neredeyse imkânsızdır. İneklerin kesime gitmesi ise çok büyük bir dramdır ve her kesimi üzer. Çünkü her inek, süt, damızlık düve ve besilik hayvan üreten başlı başına bir üretim unsurudur ve sayılarının arttırılarak yaşatılması için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. 

İTHALAT GİRDABI

Tam bu koşullarda Tarım ve Orman Bakanlığı, 2024 yılı içerisinde 600 bin baş besilik hayvan ithal edileceğini duyuruyor. Hayvansal üretimi planlayamayan, yetiştiricisini daha fazla üretime yönlendiremeyen bakanlık ancak ithalatı planlayabiliyor. Yine bugün öğreniyoruz ki Et ve Süt Kurumu Güney Amerika’dan 10 bin baş kurbanlık sığır ithal ediyor. Gemiler yolda. Yani hayvan yetiştiricisinin beslediği hayvanından para kazanabilmek için bir yıl boyunca beklediği Kurban Bayramı’nda satış imkânı da önemli ölçüde sınırlanmış oluyor. Bu şartlarda yetiştirici nasıl üretmeye devam edebilir? Bunun gibi kontrolsüz hayvan ithalatı süreçlerinin, ülkemiz hayvan popülasyonunun sağlığının yanı sıra gıda güvenliğini tehdit ederek halk sağlığını da tehlikeye attığını unutmamak gerekir.

Yıllardır sürdürülen yanlış politikalar, Türkiye’nin hayvancılık alanında tümüyle ithalata bağımlı hale gelmesi sonucunu beraberinde getirmektedir. Türkiye, hayvancılıkta içinden çıkılamaz bir ithalat girdabında gittikçe daha derine gömülmektedir. Yetiştirici tümüyle kendi kaderiyle baş başa kalmış, bir umut ışığı aramaktadır. Türkiye’nin, var olan hayvancılık birikimi ve halen korunmayı ve değerlendirilmeyi bekleyen, dünyanın pek çok ülkesine göre üstün su, toprak ve hayvan kaynakları ile dünyanın önde gelen hayvancılık ülkelerinden biri olması olanaklıdır. Bu alanda gerekli donanıma sahip insan kaynağı veteriner hekimler ve ziraat mühendisleri de Türkiye’de mevcuttur. İhtiyaç duyulan, bu bilgi birikiminin sahayla ve üretimle buluşması ve bilimsel metotlarla, ülkenin kapasitesinin, özkaynaklarının harekete geçirilebilmesidir. Doğru hayvancılık politikaları ve üretime yönelik desteklemelerle, kooperatifler ve uygun yatırım modelleriyle yönlendirilen hayvan yetiştiricisi, Türkiye’nin hayvansal ürün ihtiyacını karşılamanın ötesinde ihracatçı pozisyona gelmesini de sağlayabilecek potansiyele sahiptir.

Prof. Dr. Alper Yılmaz
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi
Veteriner Hekimler Derneği Üyesi

Yazarın Son Yazıları

Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025