Olaylar Ve Görüşler

İlk Yanlış Çıkmaza Soktu - Dr. Murat EMİR

22 Mayıs 2021 Cumartesi

Gelişmiş ülkeler, etkin aşılama politikası sayesinde bugünlerde normalleşme adımlarını konuşurken Türkiye’nin aşı tedarik süreci bir bilinmezliğe doğru ilerliyor. Çünkü pandeminin ilk gününden itibaren başarılı yönetim algısı yaratabilmek için gerçekleri halktan gizleyen ve salgın yönetiminde ipin ucunu kaçıran AKP iktidarı, aşı tedarikinde de Türkiye’yi bir çıkmaza soktu. Çünkü AKP ilk düğmeyi yanlış ilikledi.

PLANSIZLIĞIN SONUCU

Türkiye’yi aşısızlık girdabının içine sokan süreç ise AKP iktidarının her konuda olduğu gibi aşı tedarikinde de yandaşa para kazandırma kaygısını öncelemesinden kaynaklandı. Birçok ülke ön anlaşma ve sözleşmelerini 2020 yılının kasım ayından itibaren yapmaya başlarken Sağlık Bakanlığı, diğer aşıları dışlayarak yalnızca Çin aşısı Sinovac’a yöneldi. Kendi aşısını üretebilme yetkinliğine sahip ülkeler dahi farklı aşılardan tedarik edebilmek için yeni sözleşmeler imzalamıştı. İktidar, “teminat” bahanesiyle Biontech’i aylarca kapıda bekletirken yandaşın daha rahat para kazanabildiği, fiyatın şeffaf olmadığı ticaret yönteminde ısrar etti. Bu ısrarın bedeli Türkiye için çok ağır oldu. Oysa Biontech ve başka üreticilerle görüşmelere de çok daha erken başlanıp sözleşmelerin imzalanmış olması gerekirdi.

Bakanlığın aşıda aracı kullanma ısrarı, bir başka aşının tedarikinde daha aylarca gecikmeye neden oldu. Hatırlanacağı üzere Rusya Doğrudan Yatırım Fonu, 23 Ocak 2021 tarihinde bir açıklama yapmış ve Sputnik V aşısının ortak üretimi için Türkiye’den VisCoran ile 16 Ağustos 2020 tarihinde sözleşme imzalandığını duyurmuştu. Fakat Öztürk Oran’ın sahip olduğu firmanın aşı üretim yeterliliğini gösteren GMP belgesi yoktu. Türkiye’de aşı üretebilme kapasitesine sahip 5’ten fazla firma bulunmasına karşın VisCoran’ın seçilmesinin sebebi, bir dönem AKP Ümraniye İlçe Başkanlığı da yapan Oran’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın iş insanı olmasıydı. Tam da o zaman söylediğimiz gibi aradan aylar geçmesine rağmen aşı üretimine ilişkin hiçbir gelişme yaşanmadı. Çünkü en başından beri iktidarın Rusya ile ortak üretim gibi bir planı ve hedefi yoktu. Sputnik V aşısı ithal edilecekti ve bu yolla Sinovac’ta olduğu gibi aracı firmaya milyon dolarlar aktarılacaktı.

GİZLİLİK ŞÜPHE ARTIRDI

Çin, taahhüt ettiği aşıları vermeyince alelacele Rus aşısına yönelen Sağlık Bakanı, Rusya’dan 6 ay içerisinde 50 milyon doz aşı ithal edileceğini söyledi. Oysa Sputnik V’nin Türkiye’de üretilmeyeceği ilk günden belliydi. Yandaşa para kazandırma hırsı ile Türkiye’ye aylarca vakit kaybettirdiler. Rusya’nın üretim lisansı verdiği birçok ülke, üretim miktarlarını ve takvimlerini çoktan açıkladı bile.  

Aşı tedariki plansız ve öngörüsüz şekilde yürütülünce Sputnik V aşısına 30 Nisan’da verilen AKO (Acil Kullanım Onayı) da tartışma konusu oldu. TİTCK’nin (Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu) Sputnik V’ye, bazı ülkelerden henüz onay alamamış olmasına karşın, hangi veriler ışığında onay verdiği açıklanmadı. TİTCK’deki görüşmelerin ve çekincelerin kamuoyundan gizlenmesi de şüpheleri artırdı.

BU BİÇİMDE BAŞARI ZOR

Ortak üretim ve AKO konusunda bu tür sıkıntılar yaşanırken ithal edileceği belirtilen aşının miktarı ile ilgili de soru işaretleri bulunuyor. Rusya, yıllık 700 milyon doz aşı üretim kapasitesinden bahsetse de henüz sadece 70 milyon doza yakın aşı üretebildi. Bu miktarın ise ancak 30 milyon dozluk kısmı ihracata ayrıldı.

Sonuç olarak en başından beri bilimsel kriterlere göre hareket eden, aşı kaynaklarını çeşitlendiren ülkeler, nüfuslarının yüzde 15-20’den fazlasının iki doz aşısını tamamladı. Ancak bu oran ülkemizde yüzde 7’ler seviyesinde ve vakit geçtikçe Türkiye, toplumsal bağışıklık hedefinden gittikçe uzaklaşıyor. AKP’nin en başından yanlış iliklediği düğme, salgın yönetiminde başarı sağlamayı olanaksız hale getiriyor.  

DR. MURAT EMİR

CHP ANKARA MİLLETVEKİLİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları