Karma eğitimden vazgeçilemez
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Karma eğitimden vazgeçilemez

19.07.2023 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin sözde kız öğrencilerin devamını sağlama gerekçesiyle “Gerekirse kız okulları açabilmeliyiz”, diyerek karma eğitimi tartışmaya açtı. Bakan olmadan önce müsteşarlık yaparken de benzer şeyler söylemişti Tekin.

Ülkemizde karma eğitim, 1926’da devrimci Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati döneminde başladı. İstanbul Üniversitesi’nde Cumhuriyet öncesinde de uygulandı.

Başöğretmen Atatürk, 15 Temmuz 1921’de Ankara’da toplanan ilk Maarif Kongresi’nde kadın ve erkeklerin ayrı yerlerde oturmalarına karşı çıkmış, öğretmenlerin karma oturmasını sağlamıştır. Daha o kongrede ileride laik Türkiye Cumhuriyeti’nin uygulayacağı ulusal, bilimsel, laik, karma eğitimin işareti verilmiştir.

Cumhuriyetin başında 3 Mart 1924’te getirilen Öğretim Birliği (Tevhidi Tedrisat) yasasının doğal sonucudur karma eğitim. Cumhuriyetin 100. yıldönümünde bir Milli Eğitim bakanının bu önemli kazanımı tartışmaya açması kabul edilemez.

Sayın bakan, kendi kafa bulanıklığını, hiçbir nesnel araştırmaya dayanmadan, “bazı ailelerin kız çocuklarını erkek çocuklarla aynı okula göndermek istememesi” olarak sunuyor. Bu yanlıştır. Devamsızlığın, okullaşma oranlarındaki düşüklüğün başka, ekonomik, toplumsal nedenleri vardır. Onları araştırıp önlemleri ona göre almak gerekir.

Yaşamda kadın erkek bir aradadır. Onları daha çocukken ayırmak laikliğe, öğretim birliği içinde verilen bilimsel eğitime, çağdaşlığa da uymaz. Sizin göreviniz varsa yanlış düşünenlere uymak değil onları ikna edip doğrusunu yapmaktır. Okul yaşamın bir parçası ve hazırlayıcısıdır. Onları daha çocukken okullarda ayırmanın örneği dünyada hiçbir çağdaş ve uygar ülkede yoktur.

Saymakla bitmeyen sorunlar varken

Sayın bakan, sudan gerekçelerle kent merkezlerinde rant için yıkılan okullara sahip çıkın. Eskileri sağlamlaştırın, apartman okullar yerine bahçeli yeni okullar açın.

Başta Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği olmak üzere kız çocuklarının daha çok okuması için çırpınan demokratik kitle örgütlerini örnek alın. Diyanet İşleri Başkanlığı, tarikatlar, dinsel vakıf ve kuruluşlar yerine öğretmen sendikaları, laik ve bilimsel eğitim için uğraşan kuruluşlarla, nitelikli üniversitelerle, belediyelerle işbirliği yapın.

Kurtuluş Savaşı önderi Atatürk’ün komutası altındaki asker yemeden yemek yemediğini, yine sorunlara çözüm bulmak için gece gündüz uğraşmaktan zamanında doktora gidemediği için bir yılbaşı gecesi apandist ameliyatında gencecik yaşında ölen Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’yi umarım biliyorsunuzdur.

Şeriatı övmek mi?

Aynı tartışmada “Şeriat, Meşrutiyet ve Meşrutiyet- Yeni Osmanlılar’da Demokrasi Tartışmaları” adlı kitabınızda “Bu kitapta şeriatı mı övüyorsunuz” sorusuna “Keşke şeriatı övecek kadar bilgim olsaydı ama yok” yanıtını vermişsiniz. Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Eğitim bakanının örtülü de olsa şeriatı övmesi düşünülemez.

Sayın bakan karma eğitim ve şeriatla ilgili tartışma yaratan sözlerinizin bu topluma, eğitime ne yararı var? En doğrusu bu kafa bulanıklığıyla daha fazla beklemeden özür dileyip bakanlıktan ayrılın.

Mustafa Gazalcı - 16. ve 22. Dönem Denizli Milletvekili, Öğretmen

Yazarın Son Yazıları

Dijital çağda emek mücadelesi - Halil Sarıgöz

Özellikle son yıllarda dilimize pelesenk olmuş; yaşamımızın bir aşamasında mutlaka duyduğumuz bir sözcük: Endüstri 4.0 veya da geleneksel tabiriyle Dördüncü Sanayi Devrimi.

Devamını Oku
17.07.2025
Siyasette pozitif ayrışma - Aydın Öncel

Başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada sağ eğilimler yükselişe geçti.

Devamını Oku
17.07.2025
Fırat-Dicle havzasında özerk bölge - Nejat Eslen

“Aptal da bilebilir. Önemli olan anlamaktır.” - Albert Einstein

Devamını Oku
17.07.2025
Geç olmadan! - Av. Abdurrahman Bayramoğlu

Batı’da, dinde reformla başlayıp Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla sona eren Modern Çağ, pek çok bakımdan tarihin en üretken dönemidir.

Devamını Oku
16.07.2025
Adlandırma siyasetleri - Av. Mehmet Durakoğlu

Türk siyasal tarihinin son 40 yılının en temel uğraşısı konumundaki “Kürt sorunu”; zaman içinde Suriye’deki gelişmeler bağlamında, ulusal niteliğinin ötesine geçince, emperyalizmin uluslararası siyasetteki büyüklüğünün etki alanı içine girdi.

Devamını Oku
16.07.2025
Faşizmin gölgesinde - Prof. Dr. Okan Toygar

“Körlük” romanında, suçun ve şiddetin sıradanlaştığı bir toplumda, halkın hakikate karşı körleşmesini sarsıcı bir alegoriyle resmeden José Saramago, bu anlatının devamı olan “Görmek”te ise yeniden görmeye başlayan yurttaşların, adil bir yaşamı birlikte kurma iradesine odaklanır.

Devamını Oku
16.07.2025