Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Marmara’da Müsilaj Etkisi - Prof. Dr. Ali DEMİRSOY
Küresel ısınmayla birlikte dünyanın tüm denizlerinde ekolojik
dengenin bozulmasından kaynaklanan sorunlar ortaya çıkmaktadır. 2021 yılı mayıs
ayının başından itibaren, İstanbul’un güney sahillerinde başlayan ve Bursa Mudanya sahillerine kadar
yayılan beyaz bir tabaka, neredeyse Marmara Denizi’nin tümünü kaplamıştır. “Deniz salyası” olarak bilinen bu beyaz maddenin bilimsel
adı “müsilaj”dır. Sarı ve beyaz renkli, suya göre daha az akıcı bir maddedir. Fitoplankton olan “gonyalux fragilis” olarak bilinen
bir kamçılının dış
salgısıdır.
Suda organik madde, özellikle
fosfor girişi olması halinde alg ve belirli protistler, bakteriler hızla
çoğalır. Buna ötrofikasyon
denir. Oksijen bunalımı yaşanır. Devreye oksijen bunalımına daha dayanıklı müsilaj salgılayan alg ve yosunlar
girerek çoğalır. Bu çoğalma oksijen gereksinimini daha da artırır. Suyun üstü ve altı müsilajla kaplanır.
Bu evre, suyun ölümünden bir önceki evredir. Daha sonra,
anaerobik yani oksijensiz ortamda, insan sağlığı için zararlı olan zehirli
sıvılar salgılayan alg ve yosunlar üremeye başlar. Sonunda bu ortamda hiçbir
canlı kalmaz. Ekolojik ortam ölür.
Bu bozulmanın en önemli nedeni ısınma ve organik
kirlenmedir. Müsilaj, solungaçlarıyla
solunum yapan canlılar için tehlikelidir. Müsilajı yapan canlılar içinde
zehirli sıvı salgılayan türler de vardır. Hareketli deniz canlıları bu durumda
hızla ortamdan uzaklaşırlar (Marmara Denizi’nde kaçacak yer yok gibi).
Biyoçeşitlilik azalır. Müsilaj belirli süre sonra ortadan kalksa da
biyoçeşitliliğin tekrar tesisi uzun zaman alır.
FELAKETE DÖNÜŞEBİLİR
Bu salgıyı çıkaran canlıların hareketlerinin yönü her zaman müsilaj salgısının salgılandığı yönün tersidir. Müsilaj polar bir
glikoprotein (şeker+protein) ve bir ekzopolisakkarittir (hücreden dışarı salgılanan çok zincirli bir
şekerdir). Bitkilerdeki müsilaj, su ve gıdanın depolanmasında, tohum
çimlenmesinde ve zar kalınlaşmasında
rol oynar. Kaktüsler (ve diğer sukulentler) ve keten tohumları, özellikle zengin müsilaj kaynaklarıdır. Bir
hücreli bu canlılar büyük miktarlarda polisakkarit ve bir miktar protein
salgılar. Bu polisakkaritler ortamdaki parçacıklarla birleşerek lüzuci (az
akışkan) olan bir yapıya dönüşür.
Bu canlılar iki hafta yaşar; ikinci haftada üretimi iyice artar.
Sıcaklık arttıkça, pH düşüp asitlik arttıkça çoğalma artar. Kalsiyumlu deniz
hayvanlarının kavkıları çözünerek bikarbonat haline geçer. Bu süreçte kalkerli
kayaçlardaki demir iyonları açığa çıkar, katalizör görevi yapmaya başlar.
Bu katalizörlükten sonra
canlılar patlarcasına çoğalır. Ortamda azot ve fosfor fazlaysa, sıcaklık da
yükselmişse bu çoğalma felakete dönüşebilir.
SANAYİ VE EVSEL ATIKLAR
Bu canlılar fotosentez yaptığı için ortama oksijen verirler. Bir
anlamda diğer canlı üretimini de başlangıçta artırırlar.
Müsilaj canlılar ölünce büyük
bir oksijen bunalımı yaşanır; kitlesel ölüm meydana gelir. Derin deniz balıkları hızla azalır. Özellikle
süngerler gibi hareketsiz canlılar en büyük zararı görürler. Canlı kısım en fazla yüzeyden 30
metre derine kadar görülür.
Müsilajın özellikle
Marmara Denizi’nde birdenbire patlarcasına artma nedeni denizin sanayi
ve evsel atıklarla kirlenmesidir. Bu çoğalmayı tetikleyen en önemli fiziksel etmenlerin başında
sıcaklıkların artması gelmektedir. Marmara’da ortaya çıkan bu kitleler üst
deniz akıntısıyla Ege Denizi’ne akmaktadır. Marmara Denizi geçen
yüzyıl ortasına göre 2-3
derece daha sıcaktır. Bu su hararetlerini sınırlayan bir etmendir. Marmara’nın
azot-fosfat yükü, hoş görülecek
ekolojik derecenin dışına çıkmıştır.
Marmara Denizi’nin kirlenmesi 1980’lerde başlar. O dönem İngilizce “Red-Tide”
olarak bilinen, pigmentleri nedeniyle kırmızı domates çorbasını andıran fitoplankton
patlamaları ve aşırı
çoğalmaları görülmüştür. Son
yıllarda Marmara Denizi üzerinde rüzgâr azalınca, buna bağlı olarak dalga
oluşumu da azalmıştır. Ayrıca yoğun bir sanayi vardır ve arıtma yetersizdir.
Müsilaj, 2018’den
bu yana özellikle
Karadeniz, Marmara ve Ege Denizi’nde suyun üstünde ve altında sıkça görülmeye,
yayılmaya başlamıştır. Marmara Denizi başta olmak üzere bu durum kabul
edilebilir olmaktan çıkmıştır. Ekolojik yıkıma doğru gitmektedir. Balıkçılık bu yıkımdan en çok
etkilenen ekonomik alandır. Turizm de etkilenmektedir. Ancak en önemli
yıkım biyoçeşitliliğin azalmasıdır.
PROF. DR. ALİ DEMİRSOY
BİYOLOG
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması