Nükleer silahsızlanma, BM ve Gazze - Prof. Dr. Ülkü Sarıtaş
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Nükleer silahsızlanma, BM ve Gazze - Prof. Dr. Ülkü Sarıtaş

29.09.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Belli konularda toplumsal farkındalık yaratmak ve toplumu bilgilendirmek için özel günler saptanıp ilgili kurumlar ve kişiler tarafından günün önemine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamalar yapılır. Bu günler amacına ulaşır mı, yoksa yalnızca konuşulur, sosyal medya hesaplarından günün önemine ilişkin açıklama mı yapılır, tartışılır.

Bu bağlamda Birleşmiş Milletler (BM) tarafından da halkı endişe verici konularda bilgilendirmek, küresel sorunları ele almak için siyasi irade ve kaynakları harekete geçirmek ve insanlığın başarılarını kutlamak ve pekiştirmek için uluslararası günler ve haftalar belirlenmiştir. BM, uluslararası günlerin varlığının kendi kuruluşlarından öncesine dayanmasına karşın, bunları güçlü bir savunuculuk aracı olarak benimsediğini ileri sürmektedir. Aynı savunuculuk topyekûn silahsızlanma konusunda da yapılmaktadır. 26 Eylül de BM tarafından “Nükleer Silahların Tamamen Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Gün” olarak belirlenmiştir.

BM’nin internet sayfasında nükleer silahsızlanmanın tarihsel gelişimi ve amacı şöyle belirtilmektedir: “Küresel nükleer silahsızlanmanın sağlanması, Birleşmiş Milletler’in en önemli silahsızlanma önceliğidir. Bu, nükleer enerjinin kontrolü ve atom silahları ile kitle imha silahlarının ortadan kaldırılması için özel öneriler sunma yetkisiyle Atom Enerjisi Komisyonu’nun kurulduğu 1946 tarihli genel kurul kararının konusudur. Birleşmiş Milletler o zamandan beri nükleer silahsızlanmayı ilerletmek için birçok önemli diplomatik çabanın ön saflarında yer almıştır. Genel kurul 1959’da genel ve tam silahsızlanma hedefini onaylamıştır. 1978’de, genel kurulun Silahsızlanmaya Adanmış İlk Özel Oturumu, nükleer silahsızlanmanın silahsızlanma alanında öncelikli hedef olması gerektiğini daha da kabul etmiştir. Birleşmiş Milletler’in tüm genel sekreterleri bu hedefi aktif olarak desteklemiştir.”

EYLEM-SÖYLEM TUTARSIZLIĞI

Bu yıl 26 Eylül Nükleer Silahların Tamamen Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Günü’nde, BM Genel Sekreteri António Guterres, “Bu önemli günde, nükleer silah sahibi devletleri, insanlığın üzerindeki bu gölgeyi kaldırmaya çağırıyorum. Silahsızlanma yükümlülüklerinize uyun ve nükleer silahların tamamen ortadan kaldırılmasına kararlılıkla devam edin” sözleri ile silah üretici ve nükleer silah sahibi ülkeleri topyekûn silahsızlanmaya çağırmaktadır.

Aynı genel sekreter 2018’de başlattığı “Ortak Geleceğimizi Güvence Altına Almak” başlıklı silahsızlanma gündeminde; “silahsızlanma ve nükleer silahların yayılmasının önlenmesi, BM’nin çalışmalarının merkezinde yer almalı.

Barış ve güvenlik için ortak çabalarımızın ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Kitle imha silahları, konvansiyonel silahlar ve geleceğin silah teknolojileri de dahil olmak üzere tüm silahsızlanma konularını kapsayan bir dizi pratik önlemi özetleyen gündem, uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması, insanlık ilkelerinin gözetilmesi, sivillerin korunması, sürdürülebilir kalkınmanın teşvik edilmesi ve silahlı çatışmaların önlenmesi ve sona erdirilmesi için kritik bir araç olarak silahsızlanmaya odaklanmaktadır” şeklinde silahsızlanma konusundaki görüşlerini dile getirmiştir.

Genel sekreter sözlerinde ne kadar samimidir bilemeyiz. Ancak günümüzde kadın, çocuk, hasta, yaşlı demeden çok sayıda sivilin ölümüne yol açan İsrail’in Filistin halkına karşı yaptığı insafsız soykırım tüm hızıyla devam ederken ne BM ne de genel sekreter ciddi bir karşı durma ya da İsrail’e yaptırım uygulanması konusunda herhangi bir beyanda bulunmamıştır.

ACIMASIZ SALDIRI SÜRÜYOR

29 Ağustos’ta basına yansıyan habere göre, Gazze’deki sivil can kaybının artmasından duyduğu endişeyi dile getiren BM Genel Sekreteri Guterres, “İsrail’in Gazze kentini işgal etme niyetini duyurması yeni ve tehlikeli bir aşamaya işaret ediyor” açıklamasında bulunmuş, sosyal medya platformu X’teki resmi hesabından yaptığı paylaşımda, “Yüz binlerce sivil bir kez daha kaçmak zorunda kalacak. Bu da aileleri daha da büyük bir tehlikeye sürükleyecek” diyerek “Bu, son bulmalı” ifadesini kullanmış, sorunun askeri yolla çözülemeyeceğini belirterek Gazze’deki can kaybı ve yıkım seviyelerinin “son dönemde eşi benzeri olmadığını” ifade etmiştir. Devamla “Gazze şu an enkaz, ceset ve ciddi uluslararası hukuk ihlali olabilecek örneklerle dolu,” acilen kalıcı bir ateşkese ihtiyacımız var” demiş ve bir milletin yok olmasına yol açan bu acımasız savaşın kaynağını Hamas’ın elindeki İsrailli rehineler olduğuna bağlayarak “Rehineler derhal serbest bırakılmalı ve maruz bırakıldıkları acımasız muamele son bulmalı” çağrısında bulunmuştur.

26 Eylül tarihini “Nükleer Silahlardan Tam Temizlenme Günü” olarak kutlayan BM ve genel sekreterinin, silahlar ve savaşlar konusunda içine düştüğü bu ikilem açıklanmaya muhtaçtır ve samimi görünmemektedir.

60 bini aşkın, çoğu savunmasız sivilin acımasızca öldürüldüğü, çocukların açlıktan ölmesine göz yumulduğu, yetmezmiş gibi hâlâ yerleşim yerlerine, hastanelere, toplanma alanlarına bombaların yağdırılması karşısında herkes suskun, cılız birkaç demeç dışında İsrail’e etkili bir karşı duruş, bir yaptırım yok. Tabii ki tam bir nükleer silahsızlanma olsun ama bu yetmez, topyekûn silahsızlanma ve savaşlara dur demenin zamanı çoktan gelmiştir ve geçmektedir.

Prof. Dr. Ülkü Sarıtaş

İlgili Konular: #Nükleer

Yazarın Son Yazıları

Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025