Sancak ve Türk solu - Adnan BULUT
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Sancak ve Türk solu - Adnan BULUT

04.04.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ethem Sancak çıkışlarıyla AKP’de iç tartışmalara neden oldu. Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Sancak ihraç istemiyle il disiplin kuruluna sevk edildi. Sancak sonucu beklemeden istifasını verdi.

Peki AKP’de çalkantılara yol açan Ethem Sancak kim?

Ethem Sancak, sol gelenekten geliyordu. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek gibi Mao’nun planladığı Çin modelinin ateşli savunucularından biriydi. Perinçek ile ilişkisi ideolojik yakınlıkla sınırlı değildi, iyi dosttular.

MEDYA DESTEĞİ

İş insanı Sancak AKP kurulup, iktidara gelince daha önce hiç yan yana gelmediği siyasal İslamcılarla yol yürümeye başladı. Kendisini artık ‘Erdoğan sevdalısı’ olarak tanıtıyordu. AKP ve Erdoğan iktidardaki gücünü pekiştirdikçe Sancak da servetine servet katıyordu. Medya patronu bile oldu. AKP, iktidarını pekiştirsin diye finanse etti bu medya organlarını. Ticareti, serveti çok tartışıldı.

Ergenekon kumpası operasyonları başlayınca Sancak’ın sahip olduğu yayın kuruluşları Zekeriya Öz’ün arkasında sıralandı. Fetullahçı kumpasçılar operasyonları kurguluyor, gerçekleştiriyor Sancak medyası destek veriyordu. Kadim dostu Perinçek, Silivri duruşma salonunda Ethem Sancak’a sitem ediyor, kumpas davasının tanığı olmasını şiddetle eleştiriyordu. Hatta duruşma salonunda Ethem Sancak’ın da sanık sıfatıyla ifade verdiği daha sonra gizli ve güçlü bir elin desteğiyle Sancak’ın sanıklıktan tanıklığa evrildiği konuşuluyordu. Salonda sanık sandalyesinde oturduğum için tamamını gözlemliyor, tarihe tanıklık ediyordum. Doğu Perinçek, eski arkadaşı Ethem Sancak’a yüklenirken kendisini savunan avukatlardan biriyle sık sık göz göze de geliyordu. İlginç bir olaya tanıklık ediyorduk. Çünkü Perinçek’i savunan avukatlardan birinin adı Nurperi Sancak’tı. Evet yanlış okumadınız. Ethem Sancak o dönem davanın tanığı, eşi Nurperi Sancak ise sanık Perinçek’in avukatıydı. Ergenekon davası görülürken Sancak çiftinin de boşanma davası açılmıştı, sürüyordu.

Gün geldi devran döndü Ergenekon kumpası çöktü ve mağdurlar özgür kaldı. AKP ile Fetullahçılar arasındaki ortaklık bozulmuş, sert kavga başlamıştı. Fetullahçılar 15 Temmuz alçak darbe girişimini başlattığı sırada Süleyman Soylu televizyon yayınına bağlanmış haykırıyordu: “Bu bir ABD darbesidir!

ARABULUCULUK GİRİŞİMİ

Rusya’nın Ukrayna operasyonunda ise Erdoğan Batı dünyasından ayrıştı. Arabuluculuk girişimlerine başladı Türkiye. Ethem Sancak da Rusya’ya uçtu ve çok kritik açıklamalar yaptı.

“Rusya-Ukrayna meselesinde ana suçlu NATO’dur. NATO geçmişten gelen kanserdir, urdur. Teröristleri destekleyen, 2016’da darbeye kalkışan da NATO’dur. Yaptırımlara katılmayacağız çünkü Rusya düşerse Türkiye bölünür, Türkiye düşerse de Rusya için aynı şey geçerli.”

Sancak, Ukrayna’ya satılan ve Kiev’in Rus ordusuna karşı kullandığı Bayraktar SİHA’lar için de “Bayraktar’ları satarken böyle kullanılacağını bilmiyorduk. Rusya ile müttefikiz. S-500 yapacağız, uzaya çıkacağız. İki gündür Moskova’dayım, 10-20 yıllık stratejik ilişkiler geliştiriyoruz” dedi.

Sancak’ın resmi bir görevi yoktu. Ama AKP içinden Sancak’a yönelik herhangi bir eleştiri ve tepki de yükselmedi. Belli ki bir misyonu yerine getiriyordu.

‘AMERİKA’NIN DESTEĞİYLE GELDİK’

Sancak’ın Rusya’da söyledikleri sıcaklığını korurken Sancak bu kez Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde ortaya çıktı. Konuşmanın manşeti çarpıcıydı:

“Biz Amerika’nın desteğiyle iktidara geldik. Taç giyen baş akıllanır. One minute olayında rest çektik. Batı’nın pranga sistemine kafa tutmaya başladık. Bunu devirebilmek için en son içimize sızdırdıkları FETÖ, 15 Temmuz darbesini yaptı. Aslında Türkiye NATO ve Batı ile sürekli savaş halinde. Şimdi NATO’ya girdik ve 70 yıldır NATO’nun bekçisiyiz. Şeytani örgüt NATO’nun 70 yılı boyunca bu ülkeye verdiği tek bir katkı var mı? Tabanca yapmamıza izin vermediler. NATO bizim içimizde geçmişte kalan bir kanserdir. Türkiye kanserini yenmelidir”

70 yıl önce dahil olduğumuz NATO Soğuk Savaş döneminde belki kısmen bir koruma sağlamıştır, tartışılabilir. Ya tam bağımsızlık iddiasıyla Atatürk’ün kurduğu genç Cumhuriyete neler kaybettirdi?

BİZE YAKIŞAN

“Tam bağımsızlık” öyle yazılıp geçilecek bir kavram değil kuşkusuz. Deniz Gezmiş ve yoldaşlarının “Tam bağımsız Türkiye” yürüyüşünden, ABD, NATO örtülü operasyonlarıyla paramparça birçok yapıya evrildi sol. Öyle ki ABD, Türkiye’yi bölmek, bir kukla devlet oluşturmak istiyor, ne hikmetse kendisini solcu olarak tanımlayanlar ABD projelerine destek veriyordu. Türk solu, bölücü payandası ırkçı gruplar ile ikinci cumhuriyetçi, yetmez ama evetçiler arasında sıkıştı kaldı. Tüm bu süreçte 12 Mart ve 12 Eylül darbeleriyle bu ülkenin devrimcileri, samimi milliyetçileri orakla budanır gibi budanırkan siyasal İslamcılar obez bir şekilde semiriyor ve güç topluyordu. ABD ılımlı islam projesi için partnerini bulmuştu: AKP!

Tüm bu yaşananlar sonrasında bakalım bizler, üzerimize giydirilen deli gömleğini ne zaman yırtıp atacağız. Ne zaman çağdaş, aydınlık yüzlü insanlar olarak tam bağımsız bir ülke yolunda emperyal sömürüye karşı kol kola girip onurlu bir gelecek inşa edeceğiz? Bu iş bize düşer. Bize yakışan da budur!

ADNAN BULUT

GAZETECİ, YAZAR

Yazarın Son Yazıları

Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025