Yerel seçimlere giderken, ne yapmalı?
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Yerel seçimlere giderken, ne yapmalı?

29.01.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Doğru aday iki özelilğe sahip kişidir. Bir, seçimi kaznacak kişi olmalı; iki ve daha da önemlisi kazandıktan sonraki süreci kazanabilecek kişi olmalı. Yani liyakat ve ehliyet sahibi olmalı. Belediyeciliği bilen, bilgili, donanımlı ve model yaratabilecek özelliklere sahip olmalı aday olacak kişilerin...

Lafı dolandırmaya gerek yok. Bu yerel seçimler bir sonraki seçim için de belirleyici olacak. Yerel seçim mevcut tek adam rejiminin uzun süre devam edip etmeyeceği konusunda umut ya da umutsuzluğun işaret fişeği olacak. Başta CHP olmak üzere muhalefet bu seçimden galip olarak çıkarsa bundan sonrası için halkta gelecek için (demokratik özgürlükçü bir anayasa konusunda) bir umut belirir. Eğer mağlup olursa geçmiş ola...
Ama bunun için geçen seçimde yapıldığı gibi “...Biz tek adam rejimine geçit vermeyeceğiz...” deyip kendini, adamını kurtarmaya dönük bir çalışmanın ve çabanın içine girmemek lazım. Böyle yapanlar ülkeyi ve gerçek bir demokrasiyi değil kendini kurtarmayı düşünenlerdir. Kendi kişisel çıkarları için çaba gösterenlerdir. Bunu da demokrasi, barış, tek adama geçit vermeme ile ilgisi yok. Bu gibi laflarla kamufle ederler gerçek amaçlarını o kadar... Bunları yaşadık, gördük.
Dostlar birbirimizi hiç kandırmayalım, öyle deyip sonra böyle yapılarak tek adam rejimi durdurulamaz. O halde herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekmez mi? Şimdi kişisel hırs ve beklentilerden sıyrılma vakti. Elbirliği ve gönül birliği ile doğru olanı yapıp sonuç alma vakti.

CHP nasıl davranmalı?
CHP bu yerel seçimlerde nasıl başarılı oluru konuşalım. Büyük laflar edip bir şey yapmayanları bir kenara bırakın, mütevazı olup taş üstüne taş koyanlara bakın.
Çok basit. Bunun için Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Basit üç adımı var bunun. Sonuç almak ve başarılı olmak isteniyorsa üç adım var yapılacak: Doğru aday, seçim rüzgârı ve sandık güvenliği.

Doğru adaylar
Doğru aday iki özelliğe sahip kişidir. Bir, seçimi kazanacak kişi olmalı; iki ve daha da önemlisi, kazandıktan sonraki süreci kazanabilecek kişi olmalı. Yani liyakat ve ehliyet sahibi olmalı. Sadece layık olmak yetmez “ehliyetli” de olmalı. Yani belediyeciliği bilen, bilgili, donanımlı ve model yaratabilecek özelliklere sahip olmalı aday olacak kişilerin...
Biraz açalım: Doğru aday herşeyden önce seçimi kazanacak adaydır. Seçimi kazanacak aday ise o ilin/ilçenin sosyololjisine ve dinamiklerine uygun bir şahsiyet olmalıdır.

Sandık güvenliği
İkinci kısmı rüzgâr estirmektir. Seçimi kazanmak için iyi bir rüzgâr estirmek şarttır. Ve üçüncü olarak da seçim günü ve sandık güvenliğidir önemli olan. Sandık güvenliğini sağlamanın ne kadar önemli olduğunu söylemeye gerek bile yok. Yok ama her seferinde söylendiği önemi üzerinde durulduğu halde başarılamayan tek iş de bu oluyor ne hikmetse. O nedenle hem adayların erken açıklanması hem de sandık çalışmasının bugünden başlaması çok önemlidir. Bunlar kazanmak için olmazsa olmazlardır.

Hedef kazanmadır
Seçimi kazanabilecek olması kâfi değil bir adayın. İki şey daha lazım. Hem kazanmak için hem de sonrası için. Hedef kazanmadır, tamam. Bu hedefe ulaştıracak proje ve programlar nedir, halk bunu görmek ister. Bu da yetmez bunu kiminle yapacak belediye başkanı? Yani kadrosunu tanımak bilmek ister. Çünkü sonuçta işi bunlarla yapacak yürütecek. Belediye başkanı kendi beldesinin lideridir aynı zamanda. Kanatimce bir liderde iki özellik olması lazım. Cesaret ve doğru adam seçmek. Doğru adamı doğru işle buluşturmak. Bunlar insanı başarıya ulaştıran unutulmaması gereken temel düsturlardır. Tabii günümüzde önemli bir düstur da dürüst ve şeffaf yönetimdir.

Aday ahlaklı olmalı
Bir dönem CHP/SHP belediyelerden iktidara geldi. Ama maalesef belediyeler onu iktidardan götürdü, bir daha da iktidara gelemedi. Bildiğiniz gibi AKP de yerel yönetimlerden geldi. Başta Refah belediyeciliği olmak üzere, Erdoğanı buralara taşıyan İstanbul Belediyesi başkanlığıdır.
O nedenle belediye insanı, aziz de eder rezil de.. Bu yüzden beceri önemli ama ahlaklı olmak da önemli. Cesaretli ve dürüst olmak gibi... Günümüzde cesaret ve dürüstlük, ahlaklılık ve beceriklilik pek az bir arada olabiliyor. Becerikli ahlaklı olmuyor; ahlaklı olan da becerikli... Ya da cesur olanlar dürüst ol(a)muyor. Dürüst olanlar da cesur değiller. O yüzden sadece seçimi kazanmak yetmez, kazandıktan sonraki süreci de kazanmak gerekir.

Liyakat ve ehliyet
Bilgi birikim, liyakat ehliyet, dürüstlük ve cesaret; bunlar güzel erdemler. Ama yetmez. Yerel yönetimleri de bilecek. Şimdi bakın hemen her kafadan ses çıkıyor. Herkes bilen bilmeyen, ilgili ilgisiz herkes ben belediye başkanı olacağım diye ortaya çıkıyor. Tamam demokrasi var, herkes her yere aday olabilir... Ama bir de had ve hudut yok mu? İnsanların biraz bunlara dikkat etmesi gerekmez mi? Sonra da seçtiklerimizi beğenmiyor ve rejim ediyoruz. O zaman daha baştan buna dikkat etmemiz gerekir.
Belki herkes milletvekiliği yapabilir ama herkes başarılı belediye başkanlığı yapamaz. Çünkü bunun için işin ehli olmak gerekir. Peki neden bu kadar rağbet var belediye başkanlığına. Neden insanlar trilyonlar harcıyor başkan olmak için... E her halde “kaz gelen yerden tavuk esirgenmez..” diyedir. Öyle ya sadece memleket sevgisi olsa o zaman “aç bir fabrika” bundan evla değil midir? Onlarca insan çalışsın, binlerce insan ekmek yesin. Şehir gönensin memleket kalkınsın. Ama maalesef dert o dert değil. Tabi dürüst insanları tenzih ederiz. Ama bakın mahkemelere akçalı işlerle ilgili binlerce dosya bulacaksınız belediyelerle ilgili..
Daha doğrusu bakın etrafınıza hiç bir şeyi olmayanlar başkanlıktan sonra nasıl zengin olmuşlar, nasıl malk mülk sahibiler? Çünkü sadece sistem tıklı değil, maalesef siyaset de kirli... Ahali “devletin malı deniz yemeyen keriz”, ya da “bal tutan parmağını yalar” tekerlemelerini boşuna söylemiyor...

Temiz siyaset
Öyle ki kirli siyaset toplumu da kirletmiş. Peki bu kısır döngü nereden kırılabilir, nasıl aşılabilir? Elbette gene siyasetten. Çünkü temiz topluma giden yol temiz siyasetten geçer. Bunu unutmamalıyız. O yüzden beceri yanında dürüstlük de önemli. Ki kazandıktan sonraki süreç de kazanılsın. Sosyal adaletçi, demokratik, halkçı belediyecilik yapılsın. Halkın kaynakları çar çur edilmeden halka hizmet olarak geri dönebilsin.
Liyakatlı, örgütten destek ve onay gören, çevresinde sevilip sayılan kişilere yer ve değer verilmeli. Yani siyasette ve belediyeciliğe bir şeyler katacak olanlara yer verilmeli. Halka gerçekten hizmet etmeye, fark yaratmak isteyenlere değer verilmeli. Siyasetten medet uman, başka amaçlar için gelenlere değil.  

Prof. Dr. Ahmet ÖZER / Toros Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi ŞBP Bl. Bşk.

Yazarın Son Yazıları

Devlet geleneği, demokrasi ve vicdan - Halil Sarıgöz

Dün İsmet İnönü’yü aramızdan ayrılışının 52’nci yılında andık..

Devamını Oku
26.12.2025
‘Asgari’ sömürü - Aydın Öncel

Aralık ayının son günlerinde yaşanan “asgari ücret” tartışmalarında gelenek bu yıl da bozulmadı!

Devamını Oku
25.12.2025
İBB davasında yargılama süresi - Hikmet Sami Türk

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki yolsuzluk iddianamesiyle İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12.12.2025’te başlayan ve ilk duruşmasının 9 Mart 2026 günü yapılmasına karar verilen davada hedeflenen yargılama süresi, mahkeme tarafından en çok 12 yıl 6 ay olarak belirlendi.

Devamını Oku
24.12.2025
Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025