Yüksek Askeri Şûra ve anayasa - DR. CİHANGİR DUMANLI
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Yüksek Askeri Şûra ve anayasa - DR. CİHANGİR DUMANLI

08.08.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

AKP iktidara geldikten sonra “askeri vesayeti ortadan kaldırmak” sloganı ile başlayan, 15 Temmuz hain darbe girişimi fırsata dönüştürülerek artan bir şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) önemli darbeler vurmuştur.

Bu kapsamda üst düzey komuta yapısı anayasaya aykırı olarak değiştirilmiş, askeri sağlık, eğitim ve adalet sistemleri bozulmuştur.

Bu darbeler “askeri vesayeti ortadan kaldırmak” veya “ordunun sivil siyasetçe denetimi” amaçlarını aşmış, AKP’nin kendi ordusunu oluşturma çağrısına dönmüş ve TSK’nin gücünü ve saygınlığını azaltıcı boyutlara ulaşmıştır. TSK herhangi bir siyasal partinin değil, devletin ordusudur.

AKP tarafından TSK’de yapılan önemli değişikliklerden biri de ağustos ayında toplanan ve TSK’nin geleceğini belirleyen kararların alındığı Yüksek Askeri Şûra’nın (YAŞ) yapısının değiştirilmesidir.

ÖNCESİNDE DURUM NEYDİ?

Cumhuriyetin ilk kurumlarından olan YAŞ’ın yapısı ve işleyişi 17 Temmuz 1972 tarih ve 1612 sayılı “Yüksek Askeri Şuranın Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun”la belirlenmiştir.

Adı geçen yasaya göre YAŞ, başbakanın başkanlığında Genelkurmay başkanı, başbakan yardımcıları, adalet bakanı, içişleri bakanı, dışişleri bakanı, millî savunma bakanı, kuvvet komutanları (kara, deniz hava), ordu komutanları, donanma komutanı, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) genel sekreteri ile YAŞ üyesi orgeneral ve oramirallerden oluşmaktaydı (Md. 2). Buna göre YAŞ başlangıçta 6 sivil, 10 asker üye ile asker ağırlıklı olarak kurulmuştur.

YAŞ’ın bu yapısı AKP iktidarınca aşamalı olarak değiştirilerek sivil ağırlıklı duruma getirilmiştir.

İlk değişim 15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen sonra 25 Temmuz 2016 tarih ve 669 sayılı kanun hükmünde kararname (KHK) ile yapılmış, 1612 sayılı yasanın 2. maddesi değiştirilerek ordu ve donanma komutanları ile MGK genel sekreteri YAŞ üyeliğinden çıkartılmışlardır. Böylece YAŞ, 6 sivil, 4 asker (Genelkurmay başkanı ve 3 kuvvet komutanı) olarak sivil ağırlıklı hale getirilmiştir. Aynı KHK ile YAŞ sekreterliği Genelkurmay Başkanlığı’ndan alınarak Milli Savunma Bakanlığı’na devredilmiştir.

YAŞ’ta yapılan ikinci değişiklik 2017 anayasa değişikliği ile icracı cumhurbaşkanı hükümet sistemine geçtikten sonra yapılmış, 15 Temmuz 2018 tarih ve 8 sayılı cumhurbaşkanı kararnamesi ile yasada olmayan Hazine ve maliye bakanı ile milli eğitim bakanı da YAŞ üyesi yapılarak sivillerin ağırlığı artırılmıştır (8 sivil, 4 asker). Anayasa cumhurbaşkanı yardımcılarının sayısını belirtmemiştir. Bu sayıya bağlı olarak YAŞ’ta sivillerin ağırlığı daha da artabilecektir.

ANAYASAYA AYKIRI

Anayasa başlangıç bölümünde “erkler ayrılığı” ilkesini benimsenmiş ve şöyle tanımlamıştır:

“Kuvvetler ayrımının, devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak anayasa ve kanunlarda bulunduğu...”

Bu tanıma göre her erk kendi görev ve yetki alanında görev yapar, diğer erklerin alanına girmez. Bir erkin yaptığı bir işlemi diğer bir erk bozamaz.

Anayasanın cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini düzenleyen 104. maddesi erkler ayrılığı ilkesine uygun olarak cumhurbaşkanının kararname yayımlama yetkisini kısıtlamış, yasama alanına girişimini yasaklamıştır. Buna göre, “Kanunda açıkça düzenlenen konularda cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır.”

Başlangıç bölümünde belirtildiği gibi “Üstünlük anayasa ve yasalardadır”.

8 sayılı cumhurbaşkanı kararnamesi ile 1612 sayılı yasada yer almayan Hazine ve maliye bakanı ile milli eğitim bakanı YAŞ üyesi yapılarak 1612 sayılı yasa ile 8 sayılı cumhurbaşkanı kararnamesi arasında farklı hükümler oluşmuştur. Cumhurbaşkanı yetkisini aşmıştır. Bu durumda anayasanın 104. maddesi gereği 8 sayılı cumhurbaşkanı kararnamesi değil, 1612 sayılı yasa uygulanmalıdır. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) bu yönde emsal kararları bulunmaktadır. Hazine ve maliye bakanı ile milli eğitim bakanının üye olarak katıldıkları YAŞ anayasaya aykırıdır.

YAŞ’ta kararları oyçokluğu ile alındığından konu önemlidir. Adı geçen bakanların birinin veya ikisinin dahil olduğu çoğunlukla alınan YAŞ kararları yasal dayanaktan yoksun olduğundan yok hükmündedir.

ULUSAL GÜVENLİK SORUNU

YAŞ’ın bugünkü yapısı anayasaya aykırılık yanında ulusal güvenliğimizin güvencesi olan TSK için önemli sakıncalar doğurmaktadır. 1612 sayılı yasaya göre YAŞ üyesi olan ordu ve donanma komutanlarının yerine üye yapılan bakanların görev alanlarının general/amiral yükselmeleri ile ilgisi yoktur.

Bakan olmak için milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olmak yeterlidir. (18 yaşını doldurmak ve AY 67’de sayılı suçlardan hüküm giymemiş olmak). Bu niteliklere sahip fakat askerlik yapmamış ya da kısa dönem veya bedelli askerlik yapmış bir kişi bakan olabilir ve YAŞ’ta general/amiral yükselme veya emekliliklerine karar vereme yetkisine sahip olabilir. Bakanların görev alanları ve askeri bilgi ve birikimleri YAŞ’ta görüşülen subay ve general/amirallerin mesleki yeterliliklerini (liyakatlerini) değerIendirmeye uygun değildir. Oysa YAŞ üyesi ordu ve donanma komutanları, orgeneral/oramiraller YAŞ’ta görüşülen astlarını denetlemelerde, tatbikatlarda, operasyonlarda, plan seminerlerinde, karargâh çalışmalarında yakından tanımak ve mesleki yeterliliklerini değerlendirmek olanağına sahiplerdi. Bu olanağa sahip olmayan siyasetçi bakanlar liyakat yerine adayların iktidar partisine, onun başkanına ve parti ideolojisine yakınlığına bakarak karar verecekler, bu da adaylar arasında adaletsizliğe neden olacak ve orduda huzursuzluk yaratacaktır.

Bakanlar parlamenter sistemde olduğu gibi TBMM’ye karşı değil, kendilerini atayan, görevden alabilen aynı zamanda YAŞ’ın başkanı olan cumhurbaşkanına karşı sorumluluk duymaktadır. Bu nedenle YAŞ kararları liyakati esas alan azınlıktaki komutanların değil, sadakati esas alan çoğunluktaki siyasetçilerin tercihleri doğrultusunda şekillenecektir. TSK’nin komuta kadrosunun liyakate göre değil, iktidara sadakate göre belirlenmesi ölümcül bir yanlıştır. Tarihte bunun acı örnekleri vardır.

Bağımsızlık savaşımızda Yunan Anadolu Ordusunun Komutanı General Hacıanesti Kral ile Başbakan Venizelos arasındaki siyasal çekişmede salt krala bağlılığı nedeniyle yarbayken generalliğe yükseltilmiş ve bu göreve getirilmiş, liyakatli komutanların komutasındaki Türk ordusu karşısında ordusunu bozguna uğratmıştır. Savaşın sonucunu komutanlar arasındaki liyakat farkı belirlemiştir.

Her subay ve general/amiral meslekte yükselmek ve daha büyük birliklere komuta etmek ister. Yükselmelerin mesleki yeterliliğe göre değil, iktidar partisine yakınlığa göre yapıldığını gören subay, general/amiraller mesleki yeteneklerini kendi komutanlarına göstermek yerine iktidar partisine yakın görünmek eğilimine girebilirler bu da diğer önemli bir sakıncaya, orduya siyasetin girmesine neden olur. Bu bir orduya yapılabilecek en büyük kötülüktür.

Balkan Savaşı’nda Osmanlı ordusunun ağır yenilgisinin önemli bir nedeni askerlerin “ittihatçı” ve “itilafçı” olarak bölünmüş olmalarıdır. Bağımsızlık savaşındaki Yunan ordusunun ağır yenilgisinde de askerlerin “kralcı” ve “Venizelosçu” olarak bölünmüş olmaları önermeli bir etkendir.

Demokrasilerde iktidar değişimi normal olduğundan yeni gelen iktidarın general/amiralleri “eski iktidardın adamları” olarak görme tehlikesi vardır.

Sonuç olarak YAŞ’ın değiştirilen yapısı anayasaya aykırılık yanında TSK komuta kadrosunun liyakate göre değil, iktidar partisine sadakate göre belirlenmesi ve orduya siyasetin girmesi gibi büyük sakıncalar içermektedir. Bu yaşamsal önemde ulusal güvenlik sorunudur.

Yasada olmadıkları halde Hazine ve maliye bakanı ile milli eğitim bakanını YAŞ üyesi yapan 8 sayılı cumhurbaşkanı kararnamesinin yukarıdaki gerekçeler iptali için idari yargıya başvurulmalıdır. YAŞ, 2016 öncesinde olduğu gibi orgeneral/ oramirallerin bulunduğu asker ağırlıklı yapıya döndürülmelidir.

DR. CİHANGİR DUMANLI

EM.TUĞGENERAL, HUKUKÇU 

İlgili Konular: #Yüksek Askeri Şura

Yazarın Son Yazıları

Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025