Öner Yağcı

Kuşatma

22 Temmuz 2023 Cumartesi

Bulunduğumuz nokta tam bir kuşatılmışlıktır.

Cumhuriyeti Cumhuriyet yapan maddi ve manevi değerlerin yok edilmesini amaçlayan bir kuşatılmışlık bu.

Tüketim toplumu markalarla, reklamlarla, medyayla doludizgin dayatılırken siyasal iktidar aracılığıyla -ki yalnızca KDV, ÖTV gibi dolaylı vergiler bile bunun kanıtı- tüketimin yaşama kültürü olarak benimsetilmesi yolundaki adımlar hızlandıkça hızlanıyor.

Tüketim toplumunun “biat eden” insanlardan oluşturulması için, laiklik ve kadın hakları temelindeki kazanımlara saldırılar sürüyor.

HİÇBİR ŞEY BİRDENBİRE OLMADI

Bir günde olmadı tüm bunlar, adım adım geldik bugünlere.

Naziler de adım adım gelmişti ve Deniz Som, Cumhuriyet’teki köşesinde yıllarca Alman papaz Martin Niemöller’in ünlü sözlerini anımsatmıştı.

Edebiyatçılar Derneği’nin Sivas katliamının hemen ertesinde yayımladığı (1994) Sıvas Kitabı: Bir Topluöldürümün Öyküsü’nün arka kapağında Attila Aşut’un yazdığı metni unutamam:

“Önce ezanı Arapçaya çevirdiler. Dinlediniz. Sonra, ‘Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz’ dendi. Demokrasi sandınız. Sonra, bir çığ gibi Kuran kursları, imam hatip okulları açıldı. Din dersleri anayasal zorunluluk oldu. Kabullendiniz. Tesettür arttı, cami sayısı okulları geçti, inanç özgürlüğü sandınız. Giyim kuşama müdahale ettiler, oruç tutmayanı öldürdüler. Şaşırdınız. Daha sonra bilim adamı ve yazarları vurdular. Milletvekili ve gazetecileri parçaladılar. Şairleri ve dansçıları yaktılar. Kimin yaptığını düşünüp durdunuz. En sonunda kapınızı çalacaklar, size kendinizden başka yardım edecek kimse kalmayacak!”

BUGÜNLERE GELİRKEN

Birdenbire gelmedik bugünlere elbette.

Atatürk’e ve devrimlerine karşı çıkışları, Cumhuriyetin kuruluş tarihinde yaşananları birinci el tanıklıklardan ve tarihçilerimizden öğrendik.

1940’lı yılların aydınlığını, devrimlerini ve karanlığını, karşıdevrimini kitaplardan okuduk.

1960’lı yıllardan beri yaşadıklarımız, 12 Mart’lara, 12 Eylül’lere direnişimiz Cumhuriyet okurlarının belleğindedir.

2000’li yıllarsa Anadolu’nun direnen yaşam biçimiyle çağdaşlığı buluşturan Cumhuriyet kültürü için tehlike çanlarının sürekli çalmasını getirdi.

Cumhuriyet hep sordu: “Tehlikenin farkında mısınız?”

BAĞNAZLIK MI ÇAĞDAŞLIK MI?

Bin yıldır süren emperyalist işbirlikçisi, sözde dine dayalı, çağdışı, insanı tüketen bir kültür yurdumuza egemen olmak üzere.

Soru şudur: Egemenliğin Tanrı’da olduğunu savlayarak Tanrı’nın vekili saydıkları krala, imparatora, sultana kul olan bir toplum mu olacağız yoksa egemenliğin toplumda olması gerektiğini savunarak insanı, üretimi, çağdaşlığı amaçlayan gerçek bir demokratik toplum mu?

Yanıt, düşünen, umudun sahibi olan insandadır.

Ören, Öğretmenler Mahallesi ve İskele’deki etkinliklerle 19 Temmuz’da başlayan “Burhaniye 4. Kitap Fuarı” 23 Temmuz’a kadar sürecek.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Zaman, savaş ve insan 7 Aralık 2024
Tüketilmek 30 Kasım 2024
Günümüzün Nazizmi 23 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları