Neden Türkiye yerli yazılımı hedefine koyamıyor?
Özlem Yüzak
Son Köşe Yazıları

Neden Türkiye yerli yazılımı hedefine koyamıyor?

13.12.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:


Ne yüksek tutarlı hammadde ya da ara mamul istiyor, ne öyle sofistike makineler, ekipmanlar. Tek girdiniz nitelikli insan, yani beyin gücü. Bir de bilgisayar. O kadar...

En az masrafla en çok kâr edilebilen sektörlerin başında yazılım sektörü. Üstelik içinde bulunduğumuz dünyanın artık vazgeçilmezi. Mobil uygulamalardan nesnelerin internetine, otonom sistemlerden siber güvenliğe, bulut teknolojisinden veri analitiği ve yapay zekâya kadar her alanda. Sağlık, ulaşım, eğitim, iletişim... 

Dünyada yazılım sektörünün büyüklüğü 3.5 trilyon dolar mertebelerinde. Türkiye’de ise 6 milyar dolar civarında. Girdi insan olduğu için dünyada nitelikli beyinleri çekme konusunda kıyasıya bir yarış var. Hani biz kendi bilgisayar mühendislerimizi, yazılımcılarımızı umarsızca başka ülkelere kaptırırken diğer ülkelerin onları kendilerine çekmek için sürdürdüğü yarış..

Şimdi buna bir de ticaret savaşları ile yepyeni bir boyut eklendi: “yerli yazılım şartı”

Önce Rusya Devlet Başkanı Putin teknolojik cihazlarda “yerli yazılım şartı” yasasını imzaladı. Yasa ile ülkede 1 Temmuz 2020’den itibaren satılan tüm akıllı telefon, bilgisayar ve akıllı televizyonların fabrika ayarı olarak Rus yazılımlarıyla çalışması gerekecek.

Ardından Çin’deki tüm devlet kurumlarına yabancı ekipman ve yazılımları üç yıl içinde yerli üretim muadilleriyle değiştirme talimatı verildi. Çin’in bu adımı, yerli teknoloji şirketlerini desteklemek için kamu ve özel sektörü seferber etme çabasının bir parçası. Ülkenin “Made in China 2025” planı, teknoloji bağımsızlığına yönelik özel hedefler de içeriyor. Hepsi şu geçtiğimiz günlerde oldu. Belli ki sayı artacak. Bunları neden anlatıyorum? 

Yerli Kron’un dünya başarısı

Kasım ayının son haftasında İzmir’e bir ArGe merkezinin açılışına gittim. Yerli bir yazılım şirketi olan ve sadece Türkiye’de değil, başta ABD olmak üzere birçok ülkede finans ve telekom şirketlerine güvenlik çözümleri ihraç eden Kron gerçek bir başarı öyküsü. Kurucusu Lütfi Yenel, önce Vestel ardından uzun yıllar Fransız Alcatel-Lucent Türkiye’nin yönetim kurulu başkanlığını yaptıktan sonra emeklilik zamanı gelince, profesyonel yöneticilikten ayrılan, ancak bu kez girişimciliğe soyunan bir isim. Telekomünikasyon servis sağlayıcılarının ihtiyacına yönelik yenilikçi çözümler üretmek amacıyla 2007 yılında Kron’u kurdu. Hedefi, önce bölgesel sonra küresel bir şirket haline gelmekti. 5 kişi ile başladı, şimdi 120 kişilik bir ekip oldu. 2011 yılından itibaren halka açılarak Borsa İstanbul’da işlem görmeye başladı. Yüzde 61’i borsada küçük yatırımcıda, yüzde 10’unu Netaş aldı; yüzde 29’u ise Lütfi Yenel’de. İstanbul’daki merkezin yanı sıra Ankara, Dubai ve İslamabad’da da ofisleri var. Şimdi de İzmir’e bir ArGe Merkezi açtı Kron. Yenel, Kron’un iki önemli ayağı olduğunu söylüyor. İlki, ürünleri ve onu yaratan gençler. İkincisi ise müşteriler. “Yurtdışındaki pazarı çok sağlam tutmak zorundayız. Bunun en iyi yolu da iyi bir mühendis kaynağına sahip olmaktan geçiyor” diye ekliyor. Kron’un 50 milyon dolar civarında olan cirosunun yüzde 43’ü yurtdışından geliyor. 

“Farklılığınız ne” sorusunu yönelttim Yenel’e. “Başarı fiyat rekabeti ile olmuyor. Farklı yaparsanız satıyorsunuz” diyerek şunları anlattı: Yurtdışı özellikle de ABD’ye satışımıza tek bir ürünle başladık. Tek ürünün nedeni, büyük tanıtım bütçeleri gerekiyor olması. Tanıtım, sertifikasyon, regülasyonlar gibi konular ağır yük oluşturuyor. Biz geleceği en parlak olan siber güvenlik alanı ile işe başladık. En son teknolojiye yönelmemiz ve Telekom konusunda know-how’ı en yüksek şirket olmamız bize avantaj sağladı. Tabii bir de çalışanlarımız. 

Türkiye’deki mühendisler daha özveri ile çalışıyorlar. Daha kıvrak ve hızlı davranıyoruz bu sayede. Bu da özellikle büyük şirketler tarafından tercih edilen bir özellik oluyor. 

Müşterinin en istediğini daha iyi anlıyoruz ve hızlı çözüm üretebiliyoruz. 

Yerli Krom kendi yazılımı ile dünya pazarında yer bulabiliyor. Onun gibi başkaları da var. Ama sayı çok az ve Türkiye’ye eşik atlatmaya yetmiyor. Bunun için Çin’in Rusya’nın ve diğer ülkelerin yaptığı gibi farklı politikalara ve desteklere ihtiyaç var. Peki, neler yapılmalı?

Konu önemli, yer az. Haftaya sürdüreceğiz.

Yazarın Son Yazıları

Demokrasinin 12 kırmızı alarmı... ABD... Türkiye...

ABD’nin saygın gazetelerinden New York Times’ın editör kurulu önceki gün ülkelerinin otokratik bir rejime savrulduğunu söyleyerek “demokratik erozyonun 12 kırmızı alarmını” yayımladı.

Devamını Oku
12.12.2025
Bir bilim insanının uzun yolculuğu: Ufuk Akçiğit

Koç Üniversitesi’nin onuncu kez verdiği Rahmi M. Koç Bilim Madalyası bu yıl Prof. Dr. Ufuk Akçiğit’e verildi.

Devamını Oku
28.11.2025
COP30... 46 yıl sonra hâlâ bir arpa boyu yol

Brezilya’nın tropik sıcaklığı altında toplanan COP30, dünya siyasetinin iklim krizine nasıl baktığını -daha doğrusu bakmadığını- tek karede özetleyen bir zirve oldu.

Devamını Oku
21.11.2025
Distopik dönemler...

“Az sayıda insanın yaşadığı küçücük bir ada...

Devamını Oku
14.11.2025
Mamdani, İmamoğlu... Küresel solun yeni sınavı

New York’un yeni belediye başkanı Zohran Mamdani, yalnızca Amerika’daki Demokratlar için değil, tüm dünya için bir mesaj verdi: “Değişim hâlâ mümkün.”

Devamını Oku
07.11.2025
103. yıl...

Buruk, öfkeli ama öte yandan coşkulu..

Devamını Oku
31.10.2025
Savaş uçakları yetmez: Türkiye’nin teknoloji egemenliği sınavı

Türkiye ara çözümlere sıkışırken dünya “neoprime” savunma çağına giriyor.

Devamını Oku
24.10.2025
Dünyanın yeni satranç tahtası: Nadir elementler

Nadir elementler konusu Türkiye’de kamuoyunun gündemine CHP tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump görüşmesinden hemen önce “Pazarlık konusu yapılacak” diye getirildi.

Devamını Oku
17.10.2025
Gazze... Küresel vicdanların da savaş

“Eğer ateşkes kalıcı bir barışa evrilemezse, bu savaş yalnızca Gazze’yi değil, Batı ittifakının meşruiyetini ve küresel düzeni de sarsmaya devam edecek...”

Devamını Oku
10.10.2025
Çare: Alışmamayı öğrenmek…

Şu son bir yıl içinde yaşadıklarımızı diyelim beş yıl önce yaşasaydık herhalde “Olağanüstü günlerden geçiyoruz” derdik.

Devamını Oku
03.10.2025
Kullanışlı piyon mu olacağız? Stratejik ortak mı? Beylikova...

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın New York’ta yaptığı görüşme, sadece ikili ilişkiler bağlamında değil, küresel dengeler açısından da kritik.

Devamını Oku
26.09.2025
Sıfır noktası...

Bir süredir gözüm Nepal’deki gelişmelerde...

Devamını Oku
19.09.2025
Kaç Türkiye? Kimin gündemi?

Moda Caddesi’nden Kadıköy Rıhtım’a doğru yürüyorum.

Devamını Oku
12.09.2025
Demokrasiler neden çöküyor (2)

Erdoğan AKP’si; karşısındaki tek önemli muhalefeti yani CHP’yi işlevsizleştirmek için elindeki tüm yetki ve yargı güçlerini kullanıyor.

Devamını Oku
05.09.2025
Demokrasiler nasıl çökertiliyor (1)

Önce şunu görmeliyiz...

Devamını Oku
29.08.2025
CHP’nin yükü, hepimizin yükü

"CHP’nin üzerindeki yük öyle ağır ki özgür; laik, demokratik bir ülke olma mücadelesini tek başına omuzladı."

Devamını Oku
22.08.2025
24 yıl...

Neredeyse çeyrek asır...

Devamını Oku
15.08.2025
Çürüme... Çözülme... Sahteliğin anatomisi

Sahte diplomalar, sahte ehliyetler, sahte sağlık raporları...

Devamını Oku
08.08.2025
Gazze... Açlık, sessizlik ve ahlaki felç

Seyrediyoruz. Kimi insanlığın geldiği noktadan utanarak, kimi umarsızca sanki bir film seyreder gibi...

Devamını Oku
01.08.2025
Yangın... Kuraklık... Rant: Türkiye’nin iklimle sınavı

Tam bitti derken yeniden başlıyor. Rüzgârın hızına göre şiddetleniyor; ortalığı yakıp kavuruyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Şu zeytin ile derdiniz ne?

Şaşırdık mı? Hayır...

Devamını Oku
18.07.2025
TRT’den CHP duruşmaları mı?

CHP’li belediyelere yapılan operasyonların sonu gelmiyor. Belli ki yaz böyle geçecek.

Devamını Oku
11.07.2025
Toplumu germek, muhalefeti susturmak: AKP’nin elindeki yegâne kozu

Çünkü çözüm üretemiyor. Çünkü halkın sorunlarına yanıt veremiyor.

Devamını Oku
04.07.2025
Zeytin... Bir talanın jeopolitiği

“At izinin it izine karıştığı” günlerden geçiyoruz yine.

Devamını Oku
27.06.2025
İran’a saldırı hazırlığı mı? Neden?

Daha sular durulmadan Ortadoğu yeniden karıştırılmaya çalışılıyor...

Devamını Oku
13.06.2025
Bu bayram...

“Bizim bayram görecek halimiz yok arkadaşlar” dedi ve ekledi CHP lideri Özgür Özel...

Devamını Oku
06.06.2025
Nasıl bir eğitim?

Sadece anayasal hakkı olan barışçıl protesto hakkını kullandıkları için hapiste tutulan üniversite öğrencileri olan bir ülke...

Devamını Oku
30.05.2025
Sosyalist Enternasyonal İstanbul’da... Dünya solu ne yapmalı?

O kadar fazla sistematik saldırı altındayız ki... Kimi zaman büyük resmi görebilmek için yaşananları alt alta sıralamak önemli...

Devamını Oku
23.05.2025
‘Çözüm süreci’ ve sonrası

Barışı uzak bir hayal olmaktan çıkarmak hiç kolay değildir, en azından bizim coğrafyada.

Devamını Oku
16.05.2025
Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Karartma... Otokratik rejimde sıradan bir gün

Devamını Oku
09.05.2025
Siz gidene kadar...

Siz gidene kadar...

Devamını Oku
02.05.2025
Deprem ensemizde: 40 milyar dolarlık sessizlik

Deprem ensemizde: 40 milyar A dolarlık sessizlik

Devamını Oku
25.04.2025
Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Yüzde 3.5 kuralı: Değişim kaç kişiyle başlar?

Devamını Oku
18.04.2025
Tarife savaşının şifreleri

Tarife savaşının şifreleri

Devamını Oku
11.04.2025
Uyanış...

Uyanış...

Devamını Oku
04.04.2025
Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Yeni bir siyaset... Ama nasıl?

Devamını Oku
28.03.2025
AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

AKP’nin elinde 2 torba: Biri Gezi, diğeri ‘terör’

Devamını Oku
21.03.2025
Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Tehdit... Atlantik’in öte yakası

Devamını Oku
14.03.2025
Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Kadın sorunu yok, erkek sorunu var

Devamını Oku
07.03.2025
Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Eskisi çöpe... ‘Yeni’ dünya düzeni

Devamını Oku
28.02.2025