Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Osmanlı'nın Sarayında
Libyalı Samir’in Topkapı Sarayı terör eylemi üzerinden yazılan senaryolar akla kara kadar birbiriyle uyumsuz. Nasılsa eylemci operasyonda öldürüldü, ifade veremeyecek, mahkemeye çıkamayacak, “At atabildiğin kadar. Asparagasa sınır yok, en renklisine prim var...” Tekmili birden gazeteciliğin etiği, olmazlarına ihanet içindeki medyamızın gerçek dışı imajlar yaratma görevine sınır yok... Akıl sağlığını yitirmemek, olabildiğince gerçekleri algılamak için çaba gösterenlere, profesyonel bir gazeteci olarak, haber ve yorumların satır aralarındaki yalan olması söz konusu olamayacak bilgilere çok dikkat etmelerini ancak önerebilirim...
\nBizim medyada Libyalı eylemcinin pompalıları satın aldığı yerin görüntüleri bile var. Ancak kocaman kocaman haberlerde yabancıların ekmek alır gibi pompalı tüfek alabileceklerinin sadece, elbette haberlerde yer alması gereken önemli bir boyut olarak altı çizilmiş. Yılmaz Özdil’in köşesinden, pompalının satıldığı Fatih’teki merkezin WikiLeaks belgelerinde geçtiğini, Türk hükümetinin Ortadoğu bağlantılı silah satışlarına ilişkin uyarıldığını öğreniyoruz... Tetikçi kişisel gözlemime göre bilinçli bir intihar bombacısı Libyalı, önceden doğru adres almış olarak mı silah donanımını yapmıştı?.. Sorunun yanıtını soruşturma sonunda emniyet güçlerimiz verebilirler. Kendi adıma yanıtı alınmasa da Libyalı tetikçinin, amacını bilen, bilinçli bir intihar bombacısı olduğunda ısrarlıyım...
\nTabii ki Libya’daki iç savaş, aşiretler arası diktatörlük iktidar savaşlarında, ABD - AB - Türkiye’nin destekledikleri yeni iktidar karşısında bir aşiret - siyaset kökenli olduğu kesin. Topkapı Sarayı’nı eylem yeri olarak seçmiş olmasının bir nedeni bol turistle yüz yüze gelmek, yaptığı tehditlere ilişkin sözlerinin haberleri doğruysa çok insanı vurabilmek, öldürüleceğini bile bile çok can yakarak, terör eylemi ile dünyanın ilgisini çekmek olsa bile... Hiç dillendirilmeyen çok anlamlı asıl mesajı, ‘Yeni Osmanlıcılık’ misyonuna heveslendirilen iktidarımıza, Topkapı Sarayı’ndan yanıt vermek, meydan okumak olamaz mı? Yine doğruluğunu bilemediğimiz kesin gibi verilmiş haberlere göre, ateş açarak etrafa dehşet saçarken, Allah adını ağzından düşürmeden, Suriyeli olduğunu da ilan ediyormuş...
\n***
\nLibya ve Irak’ın bugünkü, ABD eksenli dizayn edilmiş iktidarlarının dahi Arap Birliği’nin Suriye’ye karşı aldığı ambargo kararını onaylamadıklarını, oy vermemenin ötesinde karşı duracaklarını dünya kamuoyuna ilan etmelerini de unutmayalım. Biden’ın ABD’nin Irak’tan askeri güçlerini çekmedeki son pazarlıkları için gittiği bölgeden Türkiye’ye geçerken, bizim medyaya verdiği mesajı “Türkiye, Suriye’de gerçek bir liderlik gösterdi” övgüsünün de anlamını sorgulayalım...
\nABD’nin 2. adamı Biden’le görüşme sürecinde Kuzey Irak yönetiminden gelen, “PKK’den ateşkes istedikleri” açıklamalarının zamanlaması da yerine oturuyor değil mi? Türkiye’nin Suriye’de değil sadece Ortadoğu bataklığı, Arap ülkelerinde giden, gidecek diktatörler yerine, ABD yanlısı iktidarlar oluşturmada önde rol üstlenmesi; kaçınılmaz, geri dönüşü olamaz bir yol olarak dayatılıyor. Elbette iktidarımızın ne derece gönüllü, ne derece zorunlu, hangi sınırlara kadar bu tehlikeli rolü üstleneceği konusunda bilgi sahibi değiliz... ABD’nin Irak işgalinde, 1. tezkerenin geri dönmesi benzeri, tam sıyıramasak da bataklığın içine saplanmamak şansımız hâlâ var mı?.. Onu da kestiremiyoruz...
\nBelki bugünün ekonomik - siyasal koşulları, dibi görünmeyen kriz koşullarında, emperyal siyasal erkin güç, karar odakları, Suriye’de tam da iç savaşın içine bulaşılması, ucu Ortadoğu’daki bütün dengeleri sarsacak, kanlı iç savaş boyutunda Esad’ın devrilmesine kesin karar verebilmiş değillerdir. Libya’da çatışan Kaddafi karşıtı aşiretlere silah, para desteği, NATO ambargosu, havadan bombardıman desteği yeterli gelmiş olsa da, Suriye denkleminde Rusya’nın askeri gemileri ile “Bu çorbada benim de tuzum olacak” demiş olması sadece bir boyut. Asıl İran, İsrail’in durumları, işin içinde olmaları ile büyüyecek kaosta, işlerin Çin’e, Hindistan’a bile uzanma boyutları hesaplanıyordur.
\nMalum, Irak’ta muhteşem bir senaryo ile işgal çok kolay gerçekleşmişken bile, şimdi bataklığın içinde en az zararla kurtulmanın çırpınışları yaşanıyor. Irak’ta sadık, güçlü iktidar dengelerini kurabilmek nerede ise bir düş. Irak petrolü, savaş ganimetleri öylesine pahalıya mal oldu, olmaya devam ediyor ki... Dünyada yaşanan büyük piyasalar krizinde, ABD-AB zengin kuzey dünyası ülkelerinin kredi notlarının düşmesindeki olumsuz payı saklanamıyor...
\nAKP iktidarının, emniyet yetkililerinin “kendi halinde bir meczup” olarak ilan ettikleri Osmanlı Sarayı’nda gerçekleştirilen, gerçekten çok basitmiş gibi görülen, terör estirme eyleminin simgesel anlamını hafife almamasında yarar olabilir. Hükümetimizin, Ortadoğu, Arap dünyası içindeki ırklar - mezhepler - aşiretler - cemaatler eksenindeki iç savaşlara, bataklığa iteklenmenin bedelini sağduyulu sorgulamasını, ülkemiz, çocuklarımızın geleceği adına diliyorum...
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Bir acayip Türkiye hikâyesi
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Jose Mourinho'dan genç futbolcuya övgü!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Kılıçdaroğlu'ndan Özel'e 'Suriye' yanıtı
- Başkan Özarslan’dan açıklama
- Bu kebapçılara dikkat!