Gazeteciler öldürülmesin!

22 Ocak 2023 Pazar

Ocak ayı gazetecilerin katledildiği ay... Gerçeğe ulaşanlar, gerçeği söyleyenlerdi öldürülenler!

Üç gün önce Hrant Dink’in katledilişinin yıldönümüydü. 16 yıldır kanayan bir yara. 2 gün sonra Uğur Mumcu’nun, 10 gün sonra 1 Şubat Abdi İpekçi’nin katledilişlerinin yıldönümü. Musa Anter’den Metin Göktepe’ye daha niceleri... Metin’i polisler 8 Ocak 1996’da katlettiler. Hepsinin üstü örtüldü. Kanama bir türlü dinmiyor. 

Bu gidişle dinmeyecek. Çünkü üstleri hep örtüldü. Pislikler ortaya çıkmasın. Cezasızlık devam etsin ki anayasa çiğnenebilsin, Cumhuriyet ilkeleri, adalet, laiklik, hakkaniyet yok edilebilsin; demokrasi sözde kalsın...

BİZİ ÖLDÜRENLER 

Her katliamda ben Uğur Mumcu’nun sözlerini anımsıyorum: 

“Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar, ağabeyimiz, babamız yaşlarındaydılar. Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı ya da susmuşlardı, bütün olup bitenlere. Öfkelerini bir gün bile karşısındakilere bağırmamış insanların gözleri önünde, öldürüldük. Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına, bizleri bir şafak vakti ipe çektiler. 

Korkmadan öldük ey halkım unutma bizi!... ”

Uğur Mumcu’ya göre yeryüzünde her şeyin sahtesi vardı. “Dinin sahtesi, siyasete karışmış olanıdır. Din duygularının ve dince kutsal kavramların siyaset adına kullanılması ile din, din olmaktan çıkar, siyasetin aracı olur. Siyaset ticarete, ticaret siyasete, din de her ikisine araç edildi mi, artık bu sömürünün sonu gelmez...”

GAZETECİLİK

Gazetecilik yalnızca halkın özgürce olup bitenlerden haberdar edilmesi değil, aynı zamanda da demokratik ülkelerde yöneticilerin doğru kararlar almaları için onların uyarılması işlevini gören bir meslektir. Yürütme, yasama ve yargı karşısında bu yüzden basına “dördüncü kuvvet” denilmektedir.

Gelin görün ki Türkiye’de gazeteci denildi mi kimilerine göre “ya bizdensin ya da düşman/vatan haini/ terörist.” 

Günümüzde eleştiriyle hakaret; biat etmekle terörizm/ vatan hainliği arasındaki uçuruma karşın, aradaki farkı belirleyen hak hukuk değil, sadece siyasal erktir! 

Adalet duygusundan yoksun, biat etmezsen her an aşağılanan (hele kadınsan iki misli aşağılanan) gözdağı vermeler, haksız tutuklamalar, cezalandırmalarla tehditlerle boğuşan; Uğur’un deyişiyle “siyaset-tarikat-ticaret üçgeninin” egemen olduğu; kurumların sinsi ve karanlık yöntemlerle ele geçirildiği bir ülkede gazetecilik zor... 

“Demokrasilerde, çözüm yolları yasaklarda değil, özgürlüklerde aranmalıdır” derdi Uğur Mumcu. Seçimlere dek yasakların çoğalacağından hiç kuşkum yok. 

Son söz Albert Camus’dan gelsin: “Özgür bir basın, hiç kuşkusuz iyi de olabilir kötü de; ama özgür olmayan bir basın mutlak kötü olur.”

Yazık ki özgür olmayan basın egemen ülkemize! 

Öldürülen tüm gazetecilere sevgiyle saygıyla... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaburga sohbetleri 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları