Telef
Zülal Kalkandelen
Son Köşe Yazıları

Telef

02.05.2025 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nu da kastederek Özgür Özel’i “cumhurbaşkanlığı adaylığı peşinde koşmakla” suçlayıp “Bakalım cumhurbaşkanlığı hevesi yolunda daha kaç CHP’li telef olup gidecek” demesiyle telef tartışması başladı.

Öncelikle bu ifadelerin açıkça tehdit içerdiğini görmek gerekir. Türkiye’de yaşayan ve siyaseti iyi izleyen herkes, bunun ne anlama geldiğini anlar. Gösterilen sopa bellidir: Hele bir cumhurbaşkanlığına aday olun, başınıza neler geleceğini görün. Ya partinizi ve kurduğunuz ittifakları içinize soktuğumuz ajanlar aracılığıyla karıştırırız ya da kumpaslarla, iftiralarla, gizli tanıklarla hakkınızda şaibe yaratır hapse atarız, bir de bakarsınız terör örgütü lideri olmuşsunuz!

AKP’nin bu alanlarda uzmanlaştığını, bir zamanlar “Hizmet Hareketi” diyerek el ele yürüdükleri FETÖ’nün suçsuz insanların hayatlarının nasıl karartılacağı konusunda kendilerini eğittiğini, Ergenekon ve Balyoz gibi kumpaslarla ürkütücü bir deneyim kazandıklarını biliyoruz.

Dolayısıyla Erdoğan’ın tehdidinde yeni bir şey yok ama utanç var; ki o utancı “Turpunan şalgamınan devlet idare edilmez, adalet ile idare edilir!” diyen Yozgatlı çiftçi Abdullah Ceylan en iyi şekilde sloganlaştırıp tarihe geçirdi!

TÜRCÜLÜĞÜN DİLE YANSIMASI

Telef olma meselesinin ikinci bir yanı daha var ki onu es geçmem olanaklı değil. Erdoğan bu tehdidi savurunca, toplumda pek çok insan haklı olarak tepki gösterdi. Ama bazıları “Bu ifade hayvanlar için kullanılır, biz hayvan mıyız?!” diyerek karşı çıktı.

Arapça kökenli telef sözcüğü hakkında Dil Derneği’nin sözlüğünde şu karşılıklar var.

1- Yok etme, öldürme.

2- Boş yere harcama, yıpratma.

-etmek: öldürmek, mahvetmek.

-olmak: ölmek, mahvolmak.

Bu sözcük dilimizde hayvanların ölmesi durumunda, “Boşa gitti, boşuna öldü” anlamında kullanılıyor. İnsan türü, hayvanların bedenini her şekilde sömürdüğü için herhangi bir şekilde kullanmadan ölürse “telef” olduğunu düşünüyor.

Hayvan hakları savunucuları olarak yıllardır hayvanları indirgeyen, aşağılayan bu ifadenin kullanılmaması için özellikle medya çalışanlarını uyarıyoruz. Çünkü ne yazık ki eskiden gelen bir alışkanlıkla gazeteciler, hayvanlarla ilgili haber yazarken telef sözcüğüne yer veriyor. Özellikle ajans haberlerinde bu kullanım sürüyor. Cumhuriyet gazetesinde yazıişlerindeki muhabir ve editör arkadaşlarımıza verdiğim seminerlerde de defalarca bu duruma dikkat çekmiştim.

ASIL TELEF EDİLEN ADALETTİR!

Erdoğan’ın insanlar için telef sözcüğünü kullanması nasıl kabul edilemezse, buna tepki gösterenlerin de hayvanları aşağılayarak “Telef oldu” demesi kabul edilemez. Bazıları tarafından ister kabul edilsin ister edilmesin bilim, hayvanların da aynı insan gibi duygularının olduğunu ve bilinç sahibi olduklarını kanıtlamıştır.

Sırf dış görünüşleri ve kendi aralarında kurdukları iletişim şekli farklı diye hayvanları mal, eşya, taşıt, eğlence ya da deney aracı gibi görmek sömürüdür. Dil zaman içinde bu sömürüyü sürdürecek şekilde hayvanların aşağılandığı ifadelerle dolmuş. Çünkü yaşam hakkına saygı duyduğunuz bir hayvanı küçümsemezsiniz ancak küçümserseniz onun bedeni üzerinde hak iddia edersiniz.

Ben bunları yazdığımda, “Bu ülkede insanların geneli bunları anlayacak kapasiteden yoksun; biz daha insan haklarını halledemedik” diye yanıt verenlere şimdiden söyleyeyim. Bu ülkede insanların önemli bir kısmı, laiklik, sosyalizm gibi insan türünün zaman içinde vardığı aşamaları da anlayacak kapasiteden yoksun. Bunu gerekçe gösterip o mücadeleleri bırakıyor muyuz? Bırakmadığımız gibi daha büyük bir çaba gösteriyoruz.

Türcülük karşıtı mücadelenin de farkı yoktur. İnsanlığın daha ileriye gitmesi ve insan türünün kendisine, doğaya ve hayvana karşı sömürüsünü sonlandırabilmek için her gün daha büyük bir azimle mücadele etmemiz gerek.

Çünkü gerçekte bu ülkede her alanda asıl telef edilen adalettir.