Adnan Binyazar

Okur ilgisi

03 Mayıs 2019 Cuma

Önem verdiğim yazar-okur etkileşimine önceki yazılarımdan birinde de değinmiştim. Başından beri okur ilgisini önde tutan Cumhuriyet, “Olaylar ve Görüşler” bölümüyle bu işlevini yıllardır yerine getiriyor. O sayfalarda yayımlanan düşünsel yazıların yoğunluğuyla, neredeyse okura üniversite kapısı aralamıştır.
Bugünkü yazımda, dijital araçları “iki yüzü keskin bıçak”a benzeten toplumbilimci bir okurumun, çocukların ellerinden düşürmedikleri telefonlarla, o yaşların aydınlık dünyalarını nasıl kararttıklarını gözlemleyen izlenimleri yer alıyor.

Huy edinmek
Yeğenimi izlerken ayrımına vardım; çocukların bilgisayar oyunlarına düşkünlüğünü. Bu oyunlarda elin, gözün çok hızlı olması gerekiyor. Çünkü o hızla kazanılabiliyor oyun. Oyunların birinde de araba yarışları var. Çocuğun kullandığı araba başka arabaya çarpıyor. Öbür araba takla atarken çocuklar sağa sola fırlıyor. Bir başka oyunda ise çocuk, elindeki tabancayı önüne gelene sıkıyor. Aklı fikri oyunlardaydı yeğenimin. Kendine kalsa okula bile gitmeyecek, zamanını telefon başında geçirecekti. Annesinin anlattığına göre oynadıkça yeni huylar ediniyordu. Geceleri uykudan sıçrıyor, babasının koynuna sığınıyordu. Yemeğe çağırıyorlar, “Tokum,” deyip sofraya oturmuyordu. Konuşurken yüzünde tuhaf mimikler oluşuyor, gözlerini kırpıyor, ağzını burnunu eğip büküyordu. Oyun zamanlarını sınırlayınca, istediklerimizi yerine getirmiyor, kendi bildiğini okuyordu.

Çanlar kimin için çalıyor?
Okurumuz, gözlemleriyle, kötüye kullanılan dijital araçların, kişiliğini bulma yaşındaki bir çocuğun, kendini aile ortamının dışına ittiğini dile getiriyor. Hemingway Çanlar Kimin İçin Çalıyor? romanının alınlığına aldığı Donne bir şiirinde insanlığa, “Adam gönderip çanlar kimin için çalıyor diye sordurma; onlar senin için çalıyor!” diye sesleniyor. Durup düşünmek gerekiyor; hemen her gün yüzlerce kadının öldürülmesi, okullarda öğrencilerin silahla taranması, kız-oğlan demeden çocukların tecavüze uğraması, sudan nedenlerle çıkan tartışmaların cinayetlere yol açması, okul yaşındaki gençlerin canlarına kıymaları; giderek metallerle sarmalanan insanın geleceğini kararttığını düşündürtmüyor mu?
Bu olaylarda, yükseköğrenim görmelerine karşın iş bulamayan aile çocuklarının gelecek umudunu yitirip çareyi dijital araçlara sığınmakta bulmalarının; ya da Cumhuriyetin temellendirdiği Öğretim Birliği Yasası’nın rafa kaldırılıp, tam tersine işletilip eğitimin paraya dönüştürülmesinin de payı yok mudur?

Yapay zekâ
Dijitalleşme gereksinimi öyle belalı bir bağımlılık ki, çöp toplayarak geçimini sağlayan çocukların elinde bile fiyatı dudak uçuklatan telefon var. Avunsun diye bir yaşındaki çocuğunun eline telefon veren annelerle bile karşılaşılıyor.
Birçok ülkede, on iki yaşın altındaki çocukları korumak için onlara dijital araçların satılmasını yasaklayan yasalar çıkarılıyor. Çocuklarına 12 yaşına kadar dijital araçları kullandırmayan Bill Gates, güçlü yapay zekâ sistemlerinin, kendi türümüzü yok edebileceği olasılığından söz ediyor.

Bir ‘Mavi Balina’ olayı daha!
Bu bilgiler üç hafta önceki bir gazete haberinin özeti: Van’da ortaokul öğrencisi 7 kız, “Mavi Balina” oyunu oynadıktan sonra, pikniğe gideceklerini söyleyerek bir tepede toplanıyorlar. Orada canlarına kıyacaklar. Nasıl oluyorsa içlerinden 3’ü gruptan ayrılıp polise haber veriyor. Helikopterle kızlara ulaşan polis, canına kıyan birinin dışında öbürlerini alıp ailelerine teslim ediyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları