Öztin Akgüç

Merkez bankacılığında bağımsızlık - hesap verme

08 Mayıs 2019 Çarşamba

Merkez bankalarının bağımsızlığı, salt bir amaç değil; fiyat istikrarının sağlanmasının amacıdır. Siyasal baskıdan kurtulmuş merkez bankalarının, kamu yararı gözeterek fiyat istikrarı sağlamada başarılı olacağı öngörüsü ile bağımsızlığı savunulur.
Merkez bankası, siyasal otoriteden talimat almadan, onay beklemeden amaç belirlemede, para politikası, araçlar seçme ve kullanmada, para politikasını yürütmede özerk, serbestçe hareket ederek yasal, kurumsal, işlevsel, operasyonel, fınansal bağımsızlığa sahip olmalıdır.
Bağımsız olma merkez bankasına (MB), hesap verme yükümlülüğü de getirir. Hesap verme, merkez bankasının bağımsızlığına demokratik meşruiyet, yasallık kazandırır. MB’nin amacı, izlediği politika ve aldığı kararları doğrudan veya dolaylı biçimde vatandaşların ve onların yasal temsilcilerinin bilgisine, denetimine sunması, girdi meşruluğu; görevlerini, işlevlerini başarılı şekilde yerine getirmesi, taahhütlerini yerine getirmesi, açıklanan politika ile uygulama tutarlılığını sağlaması da girdi meşruluğu sağlar.
Hesap verme; açıklanan amaç, izlenen politika, karar ve faaliyetlerden sorumlu olmayı, uygulamanın yerindeliğini, doğruluğunu kanıtlamayı içerir. Olay gerçekleştikten, faaliyet sonrası haklılığın, yerindeliliğin savunulması hesap verme gereğidir.
Hesap vermenin önkoşulu şeffaflıktır. Şeffaflık terimi, amaç, ekonomik, yönetimsel, işlevsel şeffaflıkları içerir.
Amaç şeffaflığı; MB’nin izlediği para politikasının amacını, stratejisini, hedeflerini niceliksel olarak açıklamasıdır. Ekonomik şeffaflık; MB’nin para politikasının dayandığı modeli, verileri, varsayımları kamuoyu ile paylaşmasıdır. Yönetimsel şeffaflık; para politikasını, strateji belirlemede karar organlarındaki tartışmaların, oylama sonuçlarının tutanakları ile kamuoyuna sunulmasıdır. İşlevsel saydamlık; MB’nin hedeflere ulaşmadaki başarısının, uygulamada karşılaştığı sorunların, varsa beklenmedik ekonomik gelişmelerin, hedeflere ulaşmak için alınan önlemlerin, düzenli olarak kamuya duyurulmasıdır. Şeffaflık yalnız bilgi, veri açıklamasını değil, bilginin kamuoyunun kavrayacağı şekilde yapılandırılmasını da gerektirir.
MB’ler, guvernörlerinin açıklamaları, basın toplantıları, faaliyet raporları, bültenleri, çalıştay tebliğleri, karar organlarının toplantı tutanaklarının, finansal tablolarının sürekli ve düzenli yayınıyla kamuoyunu bilgilendirirler.
Hesap verme; karar, faaliyet, uygulamaların gerekçelerini açıklamayı, karar, faaliyet ve uygulamaların yerindeliğini kanıtlamayı, sorumlu olmayı gerektirir. MB’lerin para politikasını yürütme görevlerini yerine getirmelerine ilişkin, hesap vermelerinde etkili merci yasama organıdır.
ABD’de yasama organı Kongre’nin; Fed olarak kısaca ifade edilen Merkez Bankacılığı Sistemini gözetim ve denetim yetkisi vardır. Guvernörler Kurulu (Fed) Başkanı dönemsel olarak Kongre’ye ekonomik durum ve izlenen politikalar hakkında bilgi verir, izlenen para politikası ve alınan sonuçlar hakkında rapor sunar. Fed gerektiğinde alınacak önlemler konusunda Kongre’den görüş ve onay da alır.
Fed’in, Tam İstihdam ve Dengeli Büyüme Yasası gereği para ve kredi gelişmesine ilişkin planlarını; ABD Başkanının belirlediği ekonomik hedeflerle Fed politikaları arasındaki uyumu açıklamak; Kongre’yi bilgilendirmek yükümlülüğü vardır. 2010 yılında kabul edilen Dodd - Frank Wall Street Reform and Consumer Protection Act ile Fed’e, kriz döneminde kredi ilişkisine girdiği, menkul değerlerini alıp sattığı kurumların adlarının açıklaması zorunluluğu getirilmiş, finansal kriz döneminde uyguladığı acil borç verme programlarının kontrolü için Government Accountability Office talimat verilebileceği düzenlenmiştir. Kongre’nin Fed üzerindeki gözetim, denetim yetkisi, Fed anayasal bir kurum olmadığından giderek artmaktadır.
Avrupa Merkez Bankası (ECB), Avrupa Parlamentosu’na (AP), AB Konseyi ile Komisyonu’na, faaliyetleri, izlenen para politikasına ilişkin yıllık rapor sunmakta; ECB Guvernörü ile Yönetim Kurulu Üyeleri AP’nin çağırısı ya da kendi inisiyatifleriyle yetkili komitelerde sorgulanmakta, izlenen politikaları açıklamaktadırlar. AP üyeleri, ECB yöneticilerine yazılı sorular yöneltebilmekte, sorular ve yanıtlar AB’nin resmi gazetesinde yayımlanmaktadır.
Hesap verebilirlikte en katı uygulama örneği Yeni Zelanda’da görülmekte; hedeflere ulaşılamaması halinde MB guvernörünün görevine son verilebilmektedir.
MB’ler üzerinde kamunun denetim ve gözetim etkinliği, 2007-8 krizi sonrası artmaktadır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları