Benim 19 Mayıs’ım! (5)

11 Haziran 2019 Salı

Eşsiz insan Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs’ın 100. yılını ve doğum gününü anmalarım sona eriyor…

***

Atatürk’ün 19 Mayıs 1881’de doğduğu ev, bugünkü adıyla Selanik’in Aya Dimitriya Mahallesi’nde, Apostolu Pavlu Caddesi’nde 75 numaradadır. Osmanlı kayıtlarına göre ise Koca Kasım Paşa Mahallesi, Islahhane Caddesi’nde olup bodrumu ile birlikte üç katlı ve bir avlu içerisinde…
Günümüzde, Türkiye Cumhuriyeti toprağı olduğu için bitişiğinde Türk Konsolosluğu var.

***

Atatürk’ün doğumunun 100. yılı, 19 Mayıs 1981’de, Atina’daki Türk Büyükelçiliği, o evin bahçesinde anma töreni düzenledi. Dönemin Turizm Bakanı İlhan Öztrak da bu “alçakgönüllü tören” için, özel olarak Selanik’e gelmişti. Ben de, gazeteci olarak, bu özel gün nedeniyle, oradaydım…
Ne var ki bahçeyi öfkeli Yunanlar çevirmişlerdi. “Yunanistan topraklarında Türkler tören düzenleyemezlermiş!” “Atatürk’ün evinin bahçesinden Yunan toprağı alıp Türkiye’ye götüremezlermiş!”
Tepkiler arttıkça arttı... Atatürk’ün evine ve konsolosluğa sığınmak zorunda kalmıştık… “ENEK” denilen bir örgütün göstericileri bahçeye girip demir kapıları zorlamaya başladılar…

***

Üstüne üstlük bir ara, “Cessna” tipi bir pırpır uçak tepemizde uçmaya başladı… Pilot, telsizinden “Tören olamaz… Yoksa uçakla binaya dalacağım…” diye tehditler savururken, bina üzerine rastgele dalışlar da yapıyordu.
Yunan güvenlikçiler, telsizle bağlantı kurduklarında pilotun, 24 yaşında, hukuk fakültesi öğrencisi Elias Diamantopulos olduğunu öğrendiler.
Genç, “yakıtı bitince, ‘Atatürk’ün evine’ uçağındaki patlayıcılarla inerek evi uçuracağı tehdidinde bulundu. Bu bilgi üzerine, Yunan Hava Kuvvetleri’nden 2 “Mirage” savaş uçağı devreye girdi ve üzerimizde uçarlarken, gencin olay yerinden uzaklaşması için emirler vermeye başladılar.
Ayrıca, Atatürk’ün evi çevresindeki tüm evlerin boşaltılıp bu alan dışına çıkarılması duyuruları başladı.
Bir süre sonra genç, uçağını Selanik Havaalanı’na indirmek zorunda kaldı. Gencin, “bir klinikte, 6 ay ruh sağlığı tedavisi gördüğü, mesleğinin akrobasi olduğu” açıklandı!

***

10 Kasım 1963’te, SSCB Başkanı Nikita Kruşçev ve ABD Başkanı John Fitzgerald Kennedy’den Atatürk’ün “25. ölüm yıldönümü” için Cumhuriyet’te sağladığım mektupların yayımından “12 gün sonra”, 22 Kasım gecesi, “genç bir muhabir” olarak Ankara Bürosu’nda nöbetçiydim.
Ankara’nın en ünlü lokantasının sahibi, 1917 Rus göçmeni, gerçek adı Serj olan Süreyya telefonla aradı. Şu soruyu sordu:
“İki Amerikalı diplomat geldi. Konuklara, ‘Amerikalı olan hanımlar evlerine, erkekler de büyükelçiliğe gitsinler…’ dedi. Amerikalılar yemeklerini bitirmeden ayrıldılar. Hayrola?”
Yanıtım yoktu!

***

O tarihte, telefon bağlantılarını PTT sağlıyordu. İstanbul’u aradım. Telefonla bağlanmayı, bekle babam bekle… Amerika’nın Sesi Radyosu’nda dinlediğim haber şöyleydi:
“ABD Cumhurbaşkanı John Fitzgerald Kennedy, Dallas’ta bir suikast sonucu öldürüldü!”
En sonunda, İstanbul ile bağlantı kurabilmiştim… Genel yayın müdürü Ecvet Güresin, yazıişleri müdürü Erol Dallı, apar topar gazeteye gelmişlerdi.
Amerikan “AP Haber Ajansı”, olayın fotoğrafını “Türkiye’de de yalnızca bir aboneye satma” yolunu seçmişti.
Güresin-Dallı ikilisi yüklü bir fatura ödeyerek, o “atlatma” fotoğrafı Cumhuriyet’e satın almışlardı.
O “atlatma” fotoğraflı Cumhuriyet’in “son baskısı”, sabah Ankara’ya ulaşmıştı. Büronun tek şoförü İsmail Sobacı’nın kullandığı kamyonetin kaportasının üzerinde oturup, sokaklarda bu “atlatma fotoğraflı” gazeteyi, uykudan yoksun olarak, Ankara caddelerinde, bağıra çağıra 3 bin kadar satmıştım!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları