FETÖ, din ve emperyalizm

26 Temmuz 2016 Salı

15 Temmuz darbesi devlete, Cumhuriyete ve orduya karşı yapılmıştır. İktidarı ele geçirerek ülkeyi emperyalizmin hizmetine teslim etmek isteyenler, “din odaklı bir örgütlenme kullanarak”, ülkenin kılcal damarlarına kadar yavaş yavaş sızarak bunu gerçekleştirmeye çalışmışlardır.
Bu da Türkiye’de dini siyasete bir araç olarak kullanmanın, ülkeyi kesin olarak felakete götürdüğünün kanıtı olmuştur.
Din ve dinci örgütlenmeler, bu coğrafyada emperyalist hesap yapan küresel güçlerin en etkili silahı olarak kullanılmış ve kullanılmaktadırlar.
Çünkü geniş cahil kesimleri, dini istismar ederek istediğiniz gibi denetim altına alırsınız. Hele onu, fakirliğin ve işsizliğin çok büyük olduğu ülkelerde, sosyal politikanın bir alternatifi olarak kullanırsanız, işiniz çok daha kolay olur.
FETÖ, bu politikayı Türkiye’de 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbelerini kullanarak yolunu açmıştır. Uygar demokratik ülkelerdeki çağdaş toplumsal örgütlenmelerin yerine, sistemi dinci örgütlenmelerin üzerine oturtarak emperyalizmin hizmetine girmiştir.
Dini örgütlenmeleri kullanarak istismara giden FETÖ ve arkasındakiler, iş din olunca, başka yerli ortakları da kolayca bulmuşlar ve bu sayede inanılmaz boyutlarda güçlenebilmişlerdir.
Sistem şöyle çalıştırıldı: a) Modern toplumsal örgütlenmelerin 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbeleri ile yasaklanması, sendikal hareketin dejenere edilmesi b) Onun yerini dinci örgütlenmelerin alması c) Ülkede devlet ve toplum yapısının bu kısırdöngü içine sokulması d) Küresel güçlerin darbe yapmasına hazır bir ortamın oluşturulması.

Türkiye’nin birikimi farklı
Ancak Türkiye’nin kurtuluş ve kuruluş felsefesi, Atatürk devrimleri, diğer Ortadoğu ülkelerinde bulunmayan bir birikimin de oluşmasına yol açmıştı.
Ordu içindeki son darbe girişiminin yine ordu tarafından yok edilmesi, bu birikimin sonucudur.
Sokağa dökülen insanların önemli bir bölümü yeşil bayraklarla, kara bayraklarla değil Türk bayraklarıyla donanmışlardır.
Açık toplumun ulusal ve küresel etkileşimleri, “en baskıcı ortamlarda bile” supap vazifesi görmüştür.
Ancak emperyalist darbe girişimi, yadsınamayacak bir gerçeği ortaya koydu; dinci örgütlenmeler üzerine oturtulmuş siyaset, “sadece ülkede demokrasinin bitirilmesi sonucunu doğurmaz; aynı zamanda ülkeyi emperyalizmin kucağına atar”.
Ya faşizm, ya emperyalizm ya da her ikisi birden gelir. FETÖ’nün dinci ve emperyalist darbe girişimine hep birlikte karşı çıkalım; karşı çıkarken de antidemokratik ve felakete götürecek yeni yolların önünü açmayalım.

Ve bir anekdot
Beni Silivri’de yargılayıp 9 yıl 8 ay ve 20 güne darbecilikten mahkûm eden mahkemenin hâkimi ve savcıları meğerse FETÖ’cü darbecilerin önderlerindenmiş ve tutuklanmışlar.
Bu darbeciler, Türkiye’deki dinci örgütlenmeleri ile, demokrasiyi savunan, çağdaşlıktan yana olan sivilleri ve askeri Ergenekon ve Balyoz ile hapsederek emperyalizmin hizmetine girmişlerdir.
Ne yazık ki Türkiye’deki bozuk düzen, daha birkaç yıl öncesinde bu FETÖ’cü darbecilere destek vererek son girişimin yolunu açmıştır.
Ey iktidar, ey muhalefet; FETÖ’nün ve arkasındakinin çılgın ve acımasız darbe girişimlerinden sonra da hâlâ gerçek demokrasi için işbirliği yapamazsanız, yarının kaosundan hep birlikte siz sorumlu olursunuz.
CHP’nin Taksim mitingindeki bildirgesi, demokrasinin payandası olabilecek düzeydedir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları