Kapitalist ve Sosyalist Devrimlerin Yarattığı İnsan; Atatürk

04 Kasım 2013 Pazartesi
- Fikri gelişim sürecinde Fransız
devrimlerini ve aydınlanmasını okumuş,
düşünmüş, tartışmış ve özümsemiş bir
insan.
- Bir asker olarak Almanla çalışmış,
İngilizle, İtalyanla savaşmış. Avrupa’yı
bu yönüyle de çok iyi tanımış ve
değerlendirmiş.
- Çanakkale’de Almanlarla birlikte,
İngilizlerin ve Fransızların 1915’te
Karadeniz’e çıkmalarını önlemiş,
Çanakkale’yi kapatmış.
- Bu sayede Rusya’da çarlık devrilmiş,
Bolşevikler 1917’de iktidara gelmiş.
- Rusya’da çarlık düzenini deviren
yönetim Mustafa Kemal’e büyük destek
vermiş.
Kurtuluş Savaşı’nda ilk sınır anlaşması
onlarla yapılmış; para ve silah yardımı
yanında, işgalcilere karşı askeri
danışmanlık hizmeti almış.
- Avrupa düşünce sistemi ile yetişen
ve onu özümseyen Atatürk, Çar (ve
Avrupa) karşıtı sosyalist rejimin desteği ile
Avrupa’yı dize getirmiş ve Türk milletini
esaretten ve işgalden kurtarmış.
Fransız Devrimi ve Sovyet Devrimi
gibi iki karşıt oluşum Türk halkının (ve
Atatürk’ün) kaderini değiştirmiş, bir
mucize gerçekleşmiş; Batı’nın hiç olasılık
tanımadığı şey ortaya çıkmış.
- Fransa’daki süreç, krallığa ve kiliseye
karşı olduğu için aynı zamanda Avrupa
kapitalizminin, merkantilizmden sonraki
“devrimci” oluşumudur.
Bu değerlendirmeye itiraz edenler
olabilir ama sonuçta ortaya çıkan durum
budur.
- Atatürk Avrupa işgalinden
kurtulabilmek için karşı cepheden büyük
destek alırken aynı zamanda, Avrupa’nın
çağdaş uygarlık değerlerini yakalamak
istemiştir.
- Mustafa Kemal, Çanakkale’de
kazandığı zafer ile Boğazları Fransız ve
İngilizlere kapatmış ve bu sayede 1917
devrimi gerçekleşmiştir.
- Sovyetler vefa borcunu Kurtuluş
Savaşı’nda Atatürk’e büyük yardım
sağlayarak ödediler.
- Ancak Atatürk Kurtuluştan sonraki
Kuruluş döneminde bilim adamlarını,
teknisyenleri, sanatkârları Avrupa’dan
getirmiştir. O ülkelerin çağdaş kanunlarını
Türkiye’ye sokmuştur. Yaşam tarzını
Avrupa’ya yöneltmiştir. Çağdaş uygarlığın
Avrupa’da olduğunu görmüştür.
- Bu coğrafyada yaşamanın; Batı
ile Doğu arasındaki fay hattı içinde
bulunmanın çelişkileri değil mi
yaşadıklarımız?
Karşıtların ortak ürünü
Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve
kuruluşu bir anlamda Avrupa’nın kapitalist
devrimi ile Rusya’nın sosyalist devrimi
arasından (ve sayesinde) çıkagelmiştir.
Atatürk bu iki karşıt devrimin, “Türkiye
için yararlı yönlerini ayıklamış” ve 20.
yüzyılın Türkiye mucizesini yaratabilmiştir.
İslam dünyasında hayal dahi edilemeyecek
bir sonuca ulaşmıştır.
- Avrupa’da kapitalist devrimi hazırlayan
sanayileşme ve aydınlanma Atatürk’ün fikri
gelişiminde öne çıktı.
- Öte yandan bu devrimi yaratan
Fransa’ya (ve İngiltere’ye) karşı diplomatik
ve askeri savaşında sosyalist devrimi
(Rusya’yı) arkasına alabilme dehasını ve
becerisini ortaya koydu.
Ancak Cumhuriyetin Kuruluş safhasında
yönünü Avrupa’ya çevirerek bilim, sanat,
hukuk alanlarında onu örnek seçmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti (ve Atatürk) iki
karşıt devrimin yarattığı bir sonuçtur.
Ve bugün?
Sovyetler Birliği 1989’da dağıldıktan
sonra kapitalist süreç (ve devrim)
Ortadoğu’da öne çıktığı için Türkiye’nin iç
dinamikleri hızla değişmeye başladı.
Bu defa Batı’nın desteği ile Doğulu (ve
bölgesel) yaşam tarzına dönme süreci
yürürlüğe girdi.
Türkiye de sistemin edilgen bir parçası
olarak değişime sokuldu. Küresel
dinamikler ile yerel (ulusal) dinamikler iç
içe geçtiler.
Ülke şu anda bunun sıkıntılarını ve
çelişkilerini yaşamaktadır.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları