Özdemir İnce

Yıl 2022 tarikatlar ve cemaatler (4)

30 Aralık 2022 Cuma

16 yıl önce yayımlanmış yazıların dördüncüsünü okuyacaksınız. O tarihte tarikatların kimi hafif sıklet, kimi orta sıklet, kimi başaltı idi. Ancak AKP’nin dokunulmaz ortağı Fethullah, başpehlivan oldu; AKP ise cazgır olarak siyasal komploya (fesata) nezaret etmekte idi. Şimdi devam edelim:

***

TARİKATLARIN KAN DAVASININ NEDENݹ

Tarikatçı ağızlara bakacak olursak Kurtuluş Savaşı’nı tarikatlar kazanmıştır. İslamcılara inanacak olursak birinci Meclis şeyh ve hocalarla dolu olduğu için demokrasinin doruklarında dolaşmaktadır. Ancak Kemalizm tarikatlara ihanet edip onları kapatmıştır!

30 Ekim 1925 tarih ve 677 sayılı tekke ve zaviyeleri kaldıran yasa durup dururken ortaya çıkmamıştır. Bu yasa Şeyh Said İsyanı ile Şeyh Said İsyanı da hilafetin kaldırılmasıyla ve Musul sorunu ile ilgilidir. Musul sorunu ile Şeyh Said İsyanı’nın gerisinde Musul petrollerine el koymak isteyen İngiltere vardır:

3 Mart 1924: Hilafetin kaldırılmasını ve Osmanoğulları hanedanının yurtdışına çıkartılmasını öngören 431 sayılı yasa.

20 Eylül 1924: Musul sorunu Milletler Cemiyeti’nde görüşülmeye başlandı. Sınırda Türk ve İngiliz askerleri arasında gerginlik çıkması üzerine Cemiyet 29 Ekim’de geçici bir sınır belirledi.

17 Kasım 1924: Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kuruldu.

13 Şubat 1925: Şeyh Said Ayaklanması, Genç sancağının Eğil nahiyesine bağlı Piran köyünde Şeyh Said’in himayesine sığınan kanun kaçaklarının jandarmalara ateş açmasıyla başladı.

4 Mart 1925: Takrir-i Sükûn Kanunu kabul edildi.

15 Nisan 1925: Şeyh Said Varto yakınlarındaki Carpuh Köprüsü’nde yakalandı.

14 Mayıs 1925: Yakalanan isyancıların yargılanmasına Şark İstiklal Mahkemesi’nde başlandı.

29 Haziran 1925: Ölüm cezasına çarptırılan Şeyh Said ve 47 asi lider idam edildi.

Resmi tarihin yazdığına göre, siyasal isyanlarda rol oynayan, toplumda her türlü yeniliğe karşı çıkan tarikatların, Cumhuriyet yönetiminde bir yeri ve etkinliği olmamalı idi. Doğu illerinde patlak veren Şeyh Said İsyanı’nın gerisinde İngilizlerin kışkırttığı tarikatlar yer almaktaydı. (Gayriresmi tarihler ne yazıyor acaba?)

Mustafa Kemal, 30 Haziran 1925 tarihinde şöyle konuşuyordu:

“Efendiler ve ey millet! İyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat (yol) uygarlık tarikatıdır. Uygarlığın buyurduğu ve istediğini yapmak insan olmak için yeterlidir. Tarikat başkanları bu dediğim gerçeği bütün açıklığı ile algılayacak ve kendiliklerinden derhal tekkelerini kapatacak, müritlerinin bundan böyle olgunluğa eriştiklerini kabul edeceklerdir.”

Mustafa Kemal Ankara’ya döndükten sonra ilk olarak bu konuda bir hükümet kararnamesi yayımlandı. 2 Eylül 1925 tarihli kararname ile tekke ve zaviyelerin kapatılması karar altına alındı. Ancak doğuda kurulan İstiklal Mahkemesi kendi bölgesindeki tekke ve zaviyeleri kapattığı için 677 sayısı yasanın artık çıkarılması gerekiyordu.

Yasa Konya milletvekili Refik Koraltan ve beş arkadaşının önerisiyle 30 Ekim 1925 tarihinde çıkartıldı.

Günümüzde Şeyh Said İsyanı’na merhametle yaklaşanlar, Takrir-i Sükûn Kanunu’nu yerden yere vuranlar, 677. sayılı yasanın çıkarılmasını aymazlık olarak görenler ve bu nedenle kendi resmi tarihlerini yazanlar, artık tarikatların TÜSİAD gibi, Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği gibi, TÜRKİŞ gibi tüzel kişilik olarak tescil edilmesini istiyorlar. 

***

AKP destekli tarikat fesadına 2022 yılında bir eklenti yapalım: AKP, Anadolu Müslümanlığını Suudileştirmek, Araplaştırmak ister ama bu noktanın noktasında Cumhuriyet sıradağlarına çarpar.  

Suudi Arabistan’da Nakşilik, Nurculuk, Fethullahçılık, Tayyibilik gibi tarikatlar yoktur. Tarikatlar ve cemaatler olmadığı için ne peygamberleşmiş şeyhleri ve ne de köleleşmiş mürit sürüleri vardır. Suudi Arabistan’a ülkemizden müteahhitler gider ama herhangi bir tarikat şeyhi mensup kazanmak için oraya gitmez. Gitmez değil, gidemez. Çünkü giderse o dakika orada kellesi gider. 

Amma velakin, bundan dolayı da Suudiler gerçek Müslüman saymadıkları Tayyipgilleri tekfir (ya da aforoz) etmez. Çünkü aralarında Cumhuriyet düşmanı ortaklık vardır.

(Devam edecek)

1 Hürriyet, 29 Eylül 2006.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorumluluk 16 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları