Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş. Demiş de İHA işi doğru ama toplu iğne iddiası yanlış.
Yazının bu evresinde sözü 30 Ekim 2025 tarihli Sözcü gazetesinin ilk sayfasına getirmek istiyorum. Manşet şöyle: “‘25 yıl önce toplu iğne bile üretemiyorduk’ sözünü tarih yalanladı. Cumhuriyet dünyayı yaptı. AKP geldi hepsini sattı. Erdoğan’ın ‘Hiçbir şey yoktu’ dediği Türkiye 1951’den beri toplu iğne üretiyor. Uçak fabrikamız da şeker ve çelik fabrikamız da Cumhuriyetin ilk 15 yılında kuruldu. AKP iktidarı hepsini elden çıkardı.”
AKP genel başkanı unutmuş olabilir ama “Atatürk döneminde kurulan fabrikalar”ı anımsatmak bizim işimiz:
1. Ankara Fişek Fabrikası (1924) 2. Gölcük Tersanesi (1924) 3. Şakir Zümre Fabrikası (1925) 4. Eskişehir Hava Tamirhanesi (1925) 5. Alpullu Şeker Fabrikası (1926) 6. Uşak Şeker Fabrikası (1926) 7. Kırıkkale Mühimmat Fabrikası (1926) 8. Bünyan Dokuma Fabrikası (1927) 9. Eskişehir Kiremit Fabrikası (1927) 10. Kırıkkale Elektrik Santralı ve Çelik Fabrikası (1928) 11. Ankara Çimento Fabrikası (1928) 12. Ankara Havagazı Fabrikası (1929) 13. İstanbul Otomobil Montaj Fabrikası (1929’da anlaşma onaylandı) 14. Kayaş Kapsül Fabrikası (1930) 15. Nuri Killigil Tabanca, Havan ve Mühimmat Üretim Tesisleri (1930) 16. Kırıkkale Elektrik Santralı ve Çelik Fabrikası (1931) 17. Eskişehir Şeker Fabrikası (1934) 18. Turhal Şeker Fabrikaları (1934) 19. Konya Ereğlisi Bez Fabrikası (1934) 20. Bakırköy Bez Fabrikası (1934) 21. Bursa Süt Fabrikası (1934) 22. İzmit Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası (1934 temel atma) 23. Zonguldak Antrasit Fabrikası (1934 temel atma) 24. Zonguldak Kömür Yıkama Fabrikası (1934) 25. Keçiborlu Kükürt Fabrikası (1934) 26. Isparta Gülyağı Fabrikası (1934) 27-28-29-30. Ankara, Konya, Eskişehir ve Sivas Buğday Siloları (1934) 31. Kayseri Uçak Fabrikası 32. Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası (1935).
Atatürk döneminde temeli atılan tesisler: 1. Kayseri Bez Fabrikası (1934 temel atma) 2. Nazilli Basma Fabrikası (1935 temel atma) 3. Bursa Merinos Fabrikası (1935 temel atma) 4. Gemlik Suni İpek Fabrikası 5. Keçiborlu-Kükürt Fabrikası (1935) 6. Ankara Çubuk Barajı (1936) 7. Zonguldak Taş Kömürü Fabrikası (1936) 8. Barut, Tüfek ve Top Fabrikaları (1936) 9. Nuri Demirağ Uçak Fabrikası (1936) 10. Malatya Sigara Fabrikası (1936) 11. Bitlis Sigara Fabrikası (1936) 12. Malatya Bez Fabrikası (1937 temel atma) 13. İzmit Kâğıt ve Karton Fabrikası (1934 temel atma) 14. Karabük Demir Çelik Fabrikası (1937 temel atma) 15. Divriği Demir Ocakları (1938) 16. İzmir Klor Fabrikası (1938 temel atma) 17. Sivas Çimento Fabrikası (1938 temel atma)
Atatürk döneminde 32 adet kurulan, çalışmakta olan ve 17 adet temeli atılan fabrika, toplam 49 fabrika. Her alanda eksikleri giderme ve dışa bağımlılıktan kurtulma siyasetinin belgeleri. Bu ilke ne yazık ki Turgut Özal’la “Parayı bastır, al” hamlığına dönüştü. Oysa parayı bastırmak için onu kazanacak kaynağın olacak. O 17’sinin temeli atılan 49 fabrikayı çalıştırmazsan para kazanmak yerine avuç yalarsın.
“Konuşmak” var, “kafadan atmak” var! Ama gerçek ve doğru yok! Teker dönmüyor! Neden?
Hayvanların çektiği iki tekerli arabaların bulucusu kim, hangi milletten? O zamanlar köken, ırk, soy moy yoktu. Büyük bir olasılıkla başlangıçta arabayı kendi gücüyle kullanıyordu. Atın, eşeğin, katırın, öküzün, ineğin boşta gezdiğini görünceye kadar. O zamanlar kolaydı. Yakala birini, üzerine bin ya da arabaya, sabana koş. Şimdi hayvan dostlarımızın yerini motor denen şey aldı. İHA’lar bile motorla uçmakta. İnanmayanlar çok ama güya bu İHA’lar yerli motorla uçmaktaymış. Ama “Aması var”: Sayın R.T. Erdoğan’ın sürdüğü tankın motoru Güney Kore ürünüymüş. Uğruna Kunuri’de (26-29 Kasım 1950) Kuzey Kore’ye karşı meydan savaşı yaptığımız dünkü Güney Kore’nin. Böyledir işte vaziyetin durumu! Durumun vaziyetine gelince sorma!
Bir siyasi partinin genel başkanı, doğru olmasa da atıp tutabilir. Yaptığı iş “gözü karalık” olarak tanımlanır ve yalanlanıp “doğru ve gerçek” ne ise söylenip düzeltme yapılır. Örneğin “Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” denmiş olabilir. Bu durumda, gerçeğe aykırı bu sava (iddiaya) karşı çıkararak doğru ve gerçek olan ne ise o söylenir. Bu durumda Türklerin düzeltme yaparken “Atma, din gardaşıyık” diye itiraz etmelerine fırsat verilmez. Gelenek ve doğrusu böyledir.
Bir cumhurbaşkanı ya da başbakan gerçek durumu bilmeyebilir, doğaldır. Ama olur olmaz konularda demeç veren uzdilli bir danışman kadrosu var Külliye’de. Bu kadronun en kısa zamanda ve uygun bir yöntemle bir düzeltme yapmaları gerektiğini düşünüyorum. Çünkü vatandaşın yanlıştan korunmaya ve gerçeği öğrenmeye hakkı var!