Dilini eşek arısı soksun!
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Dilini eşek arısı soksun!

19.10.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim. Kevser halamın evinden halam kızı Semiha ile birlikte kapıdan çıktığımı anımsıyorum. Mahalle veletleri karşı evin pencere pervazına yuva yapan eşek arılarını kışkırttıkları için bütün eşek arıları ikimize saldırmışlar. Semiha ablama değil de benim başıma. Bir yıl sonra uzun komadan çıktığım zaman bu süre içinde beyin humması ve para tifo geçirmişim. Ayaklarımın altı mantar tutmuş. Ölümü iki kez yendim ve yürümeyi tekrar öğrendim.

Fransız malı “detay” (détail) sözcüğünü her kim ilk kullanıp dilimize, ilk kim yazıp kalemimize bela ettiyse sürüm sürüm sürünsün! “Dilini eşek arısı soksun” diyorum ama neden diyorum. Eşek arısının tadını bile bile...

Bu “detay” ahmaklığını başımıza bela eden kim ise “00”’daki (sans numéro=numarasız) “sans”ı (“sız”ı) da “yüz” anlamına gelen “cent” da ikisi de “san” diye okunduğu için, birbirine karıştırıp “numarasız”ı yani “00” (sıfır sıfır)’ı “yüz numara”=“hela” olarak atalarımızın kutsal dili Türkçemize armağan eden de aynı hırtodur!

Konumuz, televizyon ekranlarında kutsal dilimiz Türkçenin sunucu hatunlar tarafından katledilmesi. 1969 yılında TRT Televizyonu’nu kurduğumuzda bu bağlamda büyük bir sorunumuz yoktu. Sunucuların, spikerlerin hepsi radyo deneyimliydi. Ama gene de bu konuda öndenetim ve redaksiyon şubesi kurmuştuk. Görevlerinden biri de “Türkçe”yi korumak olan şubenin ilk müdürü bendim.

Fransız malı “detay” (détail) sözcüğünü her kim ilk kullanıp dilimize, ilk kim yazıp kalemimize bela ettiyse dilerim sürüm sürüm sürünsün! Dilini eşek arısı soksun. Bre metin yazarları, bre haber spikerleri, bre sunucular ve kolaylaştırıcılar, güzelim ayrıntı varken şu şen dul teferruat varken ne demeye şu Fransız haspasının peşine düşersiniz. Bana inandırıcı bir şey söyleyin: “Detay” derseniz daha inandırıcı mı oluyorsunuz? Herkes yutsa ben yutmam tamı tamına 55 yıllık televizyoncuyum. İsterseniz kıdemli televizyoncu Uğur Dündar’a sorun: Programlarını kim denetliyordu?

“Fatih Sultan Mehmet” adlı dizide ekranın sağ alt yanında yeni yayın dönemiyle ilgili bir bilgi var, “yeni sezon” diyor. Spor yazarları, daha sonra spor radyo ve televizyoncuları terminolojiyi yabancılardan aktardıkları için böyle yazıp söylüyorlar. Fransız, İngiliz spor yazar ve sunucuları her yıl başlayan maç dizisine “saison” demekteler. Desinler! “saison”, “mevsim” anlamına geliyor dilimizde. Elin kendi dillerinde sevdikleri “mevsim” sözcüğünü siz beğenmiyorsunuz diyelim, peki “dönem” deseniz “yıl” deseniz itibar mı yitirirsiniz?

Hiç unutmam: Yıl 1965. Paris’te Sorbonne Üniversitesi’ne bağlı Yabancı Ülkelerdeki Fransızca Öğretmenleri Enstitüsü’de öğrenim görüyorum. Televizyonla ilk kez o yıl Monparnasse’daki Grand Hotel du Parc’ın salonunda karşılaştım. Ekranda, bir Yunan adasında eşek süren palikari (delikanlı) “Şinanay yavrum şinanay nay” deyip duruyordu. Böylece siyah-beyaz televizyona dadandım. Spor sunucuları arasında babacan Leon Citronne vardı. Bir gün aynen kulağından tutarak bir acemi sunucuyu ekrana çıkardı ve ona şöyle dedi: “Dikkat et en kötü Fransızcayı spor muhabirleri konuşur ve yazar. Sen onlara uyma!” dedi. Gerçekten de öyle. Bir zamanlar İslam Çupi’nin dilinden düşmeyen “eşape pas” vardı. Fransızcada şöyle yazılır: “Echappé”. Kaçış, açıklık ve kaçma anlamındadır. Hele bir “échappé belle” vardır ki “kıçını zor kurtarmak” anlamına gelir. Anlaşılan İslam Çupi “échappé”yi Fransızca gazetede okumuş, radyoda ya da televizyonda duymuş. Duydun iyi de Türkçesini yazıp söylesene. Daha önce yazdım ama bir kez daha yazacağım. Fransa’da “hela” simgesi olarak “00” kullanılır. “00”’ herhangi bir sayı olmadığı için “Numarasız” anlamına gelen “sans numéro” demişler. Bizimki “sans numéro” (numarasız) “cent numéro” (yüz numara-lı) sanmış ve Türkçede “yüz numara”, “hela” yerine kullanılılır olmuş.

Futbol, basketbol, voleybol, hentbol! Bu dört sözcüğün sonundaki “bol” İngilizcedir ve “Baal” diye yazılır. Bizim Göde Omar gibi köylülerimiz hasatla ilgili olarak bilmedikleri Fransızcanın bir sözcüğünü kullanarak “Randuman” der. Yani “le Rendement”. Sonra da “İngiliz kaşığıyla Fransız haltı yemek” derler. “Ayaktopu, sepettopu, uçantop, eltopu” desene... Demez çünkü derse bilgisiz ve cahil muamelesi görür.

Fransız malı “detay” (détail) sözcüğünü her kim ilk kullanıp dilimize, ilk kim yazıp kalemimize bela ettiyse “Sürüm sürüm sürünsün!” derim. Dilini eşek arısı soksun.

“Fatih Sultan Mehmet” adlı dizide ekranın sağ alt yanında yeni yayın dönemiyle ilgili bir bilgi var, “yeni sezon” diyor.

Futbol, basketbol, voleybol, hentbol! bu dört sözcüğün sonundaki “bol” İngilizcedir ve “ball” olarak yazılır.

Köylüler hasat sonunda verimlilikle ilgili olarak bilmediği Fransızcanın bir sözcüğünü kullanarak “randuman” der. “le Rendement”. Bizim Göde Omar mutlaka bu “randuman”ı bir devlet memurundan duymuş ve ona öykünmektedir. Yahu “Harman bol oldu”, “Hasat bol oldu!” desene be Göde Omar. Yahu sen “İngiliz kaşığıyla Fransız b.ku yemek!” demez miydin böyle şaklabanlıklara?

Vatandaş Türkçe konuş! Kürtçe, Lazca, Boşnakça, Çerkezce, Kıptice konuşmak yasak değil ama Türkçe Türkiye’nin hem ortak hemi de resmi dilidir. Öteki diller kusura bakmasın!

Yazarın Son Yazıları

Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025