Karakuşi siyaset
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Karakuşi siyaset

11.11.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürmanın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı. (Açıklama bana göre tam anlamıyla “Evlere şenlik”). Bilindiği gibi, KKTC’nin yeni cumhurbaşkanı, Kıbrıs sorununda iki toplumlu ve federatif bir çözüm modelini savunuyor. Aynı düşünceyi paylaşmayan iktidardaki Cumhur İttifakı ortağı Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli, Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen ardından önemli bir açıklamada yaptı ve ülkenin “Türkiye’ye katılma kararı alması gerektiğini” belirtti. MHP’nin medya, iletişim ve dijital mecralardan sorumlu genel başkan yardımcısı İsmail Özdemir, genel başkanın seçim sonuçlarına ilişkin düşüncelerini açıkladı: “KKTC’de yapılmış olan seçimin sonuçları çok az bir katılımla gerçekleşmiştir. Kıbrıs Türklüğünün kaderi bu katılımla temsil edilemeyecek durumdadır. Seçim sonucu, seçim kurulu tarafından açıklanmış olsa dahi KKTC parlamentosu acilen toplanmalı, seçim sonuçları ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilan etmeli ve Türkiye Cumhuriyeti’ne katılma kararı almalıdır.”

Ültimatomlu bir açıklama. “Başüstüne, emriniz olur ağam!” demekten başka bir yanıtlama hakkı yok sanki. Dışarıdan gazel söylemek kolay da yapanın gözünü oyarlar billah! Dünya köpeksiz köy mü?

Ama biz, dünya âlemin ne dediğini öğrenmeden önce bizimkilerin vaziyet ve durumlarına, ne düşündüklerine bakalım: AKP hükümeti, KKTC’de iki devletli çözümü savunan Ersin Tatarı destekliyordu. Üstelik, Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti yazılı ve yazısız basını Türkiye hükümeti büyük ortağı AKP’den bazı siyasetçilerin Tatar’a destek olmak amacıyla adaya geldiğini yazmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gelince: Bir süre önce yaptığı açıklamada, “Kıbrıs konusunda zihnimiz de politikamız da net. Federasyon defteri bizim için artık kapanmıştır. Kimse kelime oyunlarıyla bizi yeniden federasyon tartışmalarına çekemez. Kıbrıs Türkü adada azınlık olmayı asla kabul etmeyecektir. Tek gerçekçi çözüm adada iki ayrı devletin varlığının kabulüdür” demiş ve ardından Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda açıkladığı görüşünü tekrarlamıştı: “Bu duruşumuzun değişmesini beklemek yanlış olur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti seçimleri hayırlara vesile olsun istiyoruz. İnanıyoruz ki Kıbrıs Türk halkı en doğru, en isabetli tercihi yapacaktır. Anavatan ve garantör olarak, Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayız”.

Seçimde CTP adayı Erhürman’ın yanı sıra Kıbrıs Sosyalist Partisi’nin adayı Osman Zorba ve bağımsız adaylar yarıştı. Bağımsız adaylar arasında Arif Salih Kırdağ, Ahmet Boran, Mehmet Hasgüler, İbrahim Yazıcı ve mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar vardı. Hüseyin Gürlek ise seçime bir gün kala Ersin Tatar lehine adaylıktan çekildiğini açıklamıştı.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Bertan Özerdağ, saat 16.00 itibarıyla seçime katılım oranının yüzde 53.19 olduğunu duyurmuştu. KKTC’de cumhurbaşkanlığı büyük oranda sembolik. Ancak cumhurbaşkanı, Güney Kıbrıs ile müzakereleri yürütmekle görevli. Bu nedenle seçimlerin sonucu Türkiye ve dünyada merakla bekleniyordu.

KKTC’yi sadece Türkiye diplomatik olarak tanıyor. Adanın güneyindeki Kıbrıs Cumhuriyeti ise uluslararası arenada tanınıyor ve AB üyesi.

Türkiye’de “Kıbrıs Barış Harekâtı”, Yunanistan’da “Kıbrıs Türk istilası” olarak bilinen ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “Atilla Harekâtı” koduyla düzenlediği askeri operasyon, 20 Temmuz 1974’te, o dönemki CHP ile Milli Selamet Partisi koalisyonunun kurduğu 37’nci hükümette başbakan olarak görev yapan Bülent Ecevit’in emriyle gerçekleşti.

Ecevit, BM’ye “Kıbrıs Türklerine soykırımı durdurun” çağrısı yaptı ve operasyonun emrini “Türk Kıbrıslıların katledilmesini engellemek” için verdi. Harekât, Türk askerlerinin adadaki Lefkoşa-Girne yolu gibi stratejik noktaları kontrol etmesini sağladı.

Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Konseyi’nin (Council of Europe-CoE) “işgal” olarak tanımladığı harekâta gerekçe olarak Ankara; İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın taraf olduğu Zürih ve Londra Antlaşması’nı gösteriyordu.

“Garanti Antlaşması” olarak da bilinen metinde, Rum ve Türk toplumlarının birbirlerine baskı kuramayacağı, bu gibi durumlarda garantör devletlerin engellemede bulunabileceği belirtiliyor.

15 Temmuz 1974’te, Yunanistan’ın desteğiyle yapılan Kıbrıs darbesinden hemen sonra harekâtın ilk ayağı, 14 Ağustos’ta da ikinci ayağı düzenlendi.

Kıbrıs Türklerine yönelik şiddet olaylarını tetikleyen darbe, 1960 anlaşmalarını ihlal ediyordu. Başbakan Ecevit, operasyonu “bağımsız Kıbrıs devletini kurtarmak” olarak tanımladı. Türk hükümetinin amacı Yunan cuntanın adayı ilhakını önlemek ve Başkan Makarios’un yasal hükümetini restore etmekti ki bu kısmen gerçekleşti zira cunta çöktü ve sivil hükümet kuruldu.

Silahlar sustuğunda Lefkoşa’nın kuzeyi dahil adanın yüzde 37’si Türklerin kontrolündeydi. Harekâtın ardından 1976’da Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu.

Tarihler 15 Kasım 1983’ü gösterdiğinde ise Kıbrıs Türk Federe Devleti meclisi self-determinasyon (kendi kaderini tayin) hakkını kullanarak oybirliği ile aldığı bir kararla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan etti.

KKTC’nin kuruluş bildirgesini kurucu cumhurbaşkanı Rauf Denktaş okudu. KKTC’nin kurulması, başta Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan olmak üzere pek çok devletin yanı sıra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin de tepkisini çekti.

***

Durum böyle! Öyle ki adı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olan oluşumun devletliğini Türkiye’den başka hiçbir devlet tanımıyor, Kuzey Kıbrıs halkının soy ve din kardeşi Türki Cumhuriyetler bile. İktidarın Güney Kıbrıs Kesimi diyerek küçümsediği bölgeyi devlet olarak tanıyorlar. Devlet Bahçeli onları ikna etmeye çalışacağına işin kolayı sanıp Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye’ye katılmasını tavsiye ediyor. Mahalle kabadayısı gibi.

Ama Türkiye garip bir ülkedir: Böyle bir siyasetçiye “bilge” muamelesi yapar. Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye’ye katılması girişimi cehennemin kapılarını açar ki zebaniler böyle bir fırsat beklemekte. Bunu göremeyen bir bilge...

İlgili Konular: #KKTC

Yazarın Son Yazıları

DEM’in isterim de isterimleri...

Basında yer alan en önemli ortak haber: Öcalan için “özgürlük” talebi; MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamalarıyla başlayan “terörsüz Türkiye” sürecinde DEM Parti de TBMM’deki komisyona raporunu sundu.

Devamını Oku
23.12.2025
Devri sabık yaratmak (2)

Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı genç Özgür Özel’in, Çatalca’daki açık hava konuşmasında, “coşkun kalabalığa seslenirken” rütbeleri sökülerek TSK’den atılan teğmenler hakkında “Teğmenlere rütbelerini takacağız” dediğini televizyonda duyunca şimdi yazdığım gibi “Aferin aslanım” dedim ve alkışladım.

Devamını Oku
21.12.2025
Gunnamak

“Doğurganlık hızı felaket!” Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, Saray’da yapılan Aile ve Kültür-Sanat Sempozyumu’nda, doğurganlık hızının “felaket düzeyine indiğini” söylemiş.

Devamını Oku
19.12.2025
Atatürk’ü örnek verip...

1 Ekim 2025 günkü Sözcü gazetesinin 11. sayfasında şöyle bir haber yayımlandı:

Devamını Oku
16.12.2025
Piliç değil bilinç

İnsanın kendisine sorduğu “Ben kimim” sorusu ve bir sorgulayıcının ona sorduğu “Sen kimsin” sorusu, gerçek anlamda, o kişiye varlığının adresini sormaktan başka bir şey değildir.

Devamını Oku
14.12.2025
MHP’li Semih Yalçın’a cevap

7 Aralık 2025 günü yayımlanan ve MHP’nin siyaset dağarı ile tarzını tasvir ettiğim “Vehim denen şey” başlıklı yazıma partinin genel başkan yardımcısı ve yazıda adı geçen kişinin (Semih Yalçın) tepki göstereceğini kuşkusuz tahmin ediyordum.

Devamını Oku
12.12.2025
Tek parti=Cumhuriyet

Tarih cahilleri ve tarih inkârcıları için bir kez daha okunması için dökümlü bir şekilde ve tekrar yazıyorum:

Devamını Oku
09.12.2025
Vehim denen şey

1. Gerçekte var olmayan fakat var olduğu sanılan, varmış gibi tasarlanan düşünce ve zan.

Devamını Oku
07.12.2025
Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025