UYANIN
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

UYANIN

17.10.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Dinleriniz eskilerin palavrasıdır ancak.

Zaman pek yakında sona erecek derler,

Günlere gelince de tükendiğini söylerler.

Yalancılar; sonunun geldiğini nerden bilecekler.

Bu yalan dolan haramilerini sakın dinlemeyin.

İnsanlar ister ki kalksın ayağa bir imam

Ve konuşsun önünde şu dilsiz kalabalığın.

Yanılsamadır; yoktur akıldan başka imam.

Rehberimizdir hem gece, hem de gündüz.

 

Değerli okur, bu şiiri Fransızcadan çevirdim. Çeviri yapmayı yıllar önce bırakmıştım ama konu Ebulalel Maarri olunca durum değişti.

Adonis, 1988 yılında “Rets d’Eternité”1 (Sonsuzluk Ağı) adıyla Arapçadan çevirdiği şiirleri Anne Wade Minkowski’le birlikte şairin Luzûm mâ lâ yalzam (Gerekli olmayan gereklilik) adlı kitabından çevirmiş.

Al Maarri, Halep’in 84 kilometre güneyinde bulunan Marre adlı kasabada 974 yılında doğmuş ve 1058 yılında ölmüş ama Acem şairlerini “Güzel Kadın” ve “Şarap”ıyla efsunuyla kendinden geçmiş olan bizim divan şairlerinin bu büyük şairden haberleri bile olmamış. Ancak küçük yaşta çicek haslatalığı yüzünden gözleri kör olan bu büyük şairin varlığından haberleri bile olmamış. Haberleri olsa bile “Peygamberliğe Reddiye”2 adlı kitabı bizimkileri ürkütmüş olmalı.

Bu ürküntü içinde bulunduğumuz yüzyılın 2010 yılına kadar sürmüş ve ancak o yıl Peygamberliğe Reddiye (Ebulalel Maarri Divanından Seçmeler) Bilim ve Ütopya Yayınevi tarafından yayımlanabilmiş. Kitabın sonunda Prof. Dr. İlhan Arsel’in Ebulalel Maarri Vahyi Kabul Etmez, Ahirete İnanmaz başlıklı çok önemli bir makalesi var. Yazıyı tamamlamak için bu makaleden alıntılar yapacağım.

***

[Şeriatçıların, “İslamdan gayrı gerçek din yoktur, Tanrı İslam dini aracılığıyla gerçekleri bildirmiştir” şeklindeki iddialarını asla benimsemez. Ebulalel’e göre ne Hıristiyanlık ne Yahudilik ne İslam ve ne de başka bir din, gerçekler tekelini elinde tutmuş olamaz. Bu düşüncesini şöyle ifade eder bir şiirinde:

“Muhammed ve İsa, beni dinleyin,

Gerçeklerin tümü ne buradadır; ne de orada,

Nasıl olur da güneşi ve ay’ı yaratan Tanrımız,

Bütün nurları (gerçek ışıklarını) sadece bir din’de indirebilir,

Bunu kabul edemem...” (s. 84)

Ebulalel’e göre gerçeklerin, iyiliklerin ve her güzel şeyin kaynağı akıldır, akıl denen şey öylesine üstün ve öylesine kutsal değerde bir şeydir ki bu niteliğiyle “peygamber”lik payesindedir. Bir şiirinde insanlara rehberlik edebilecek tek peygamberin, bizatihi aklın kendisi olduğunu söyler. Akıl, hem rehber ve peygamber olunca “Aklı olanın dini yoktur” demek gerektiğini belirtir. Şöyle der:

“Eğer basiret sahibi bir insan aklını kullanacak olursa, bütün dinleri küçümser (ve kendi dinini dahi ihmal eder)”.

Bu görüşte olduğu içindir ki din saliklerinden farklı bir yol izler ve başkalarını da yanına çağırır:

“Bırak sen onları el yordamıyla yürüsünler, ya da atla, dağ kenarlarındaki yeşil efsaneler boyunca, ey kardeş, gel sen benimle, gidelim o yüksek tepelere, aklın peygamber ve rehber olduğu yerlere...” Ebulalel’e göre; insanlar iki grupta toplanmışlardır: Bu gruplardan birinde, aklı ve bilgisi olup da akıldışı yollarla yerleşmiş olan verilere, yani dinlere inanmayan ve bağlanmayanlar (yani daha kısacası aklı olup da dini olmayanlar) vardır; diğerinde ise dini olup da aklı olmayanlar yer alır. Din denen şey akıl demek olunca, gerçek din bütün insanlara aynı şekilde hitap eden ve ayrım gözetmeksizin adaletle (s. 84) ve eşitlikle iş gören bir kuruluş olmak gerekir. Oysaki şekilci (ve özellikle Semavi) dinler, Ebulalel’in anlayışına göre böyle değildirler ve bu nedenle bu dinlerin gerçekliğine ve ahlakiliğine inanmak doğru olmaz; daha doğrusu bu dinler, uydurma şeyler olup güçlü kişilerin yeryüzü saltanatını sağlamaya araç işini görmektedirler. Din diye insanlara kabul ettirilen şeyler, korkutma yolu ile içgüdülerine sokularak yerleştirilmişlerdir. Bundan dolayıdır ki insanlar, kendilerine Tanrı’dan gelmiştir diye belletilen şeylerin, gerçeklerle ilgisini hiç araştırmazlar, araştırmayı da uygun bulmazlar. (s. 84-85)

Yine Ebulalel’e göre, din, bakire bir kızı aldatmak için “palavra” dükkânından alınmış çeyizler ve hediyeler gibi bir şeydir; başka bir deyimle, “yalan sözler” yığınından ibarettir. Şöyle der bir şiirinde:

“Din, gelin elbisesi giydirilmiş ve dua etmekte olan bakire kıza benzer ki ona gelinlik hediyesi verecek olan kişi, bunları palavra dükkânından satın alın bana gelince, ben bunlar için dirhem bile harcamam...” (s. 85)

Öte yandan din denilen şey, aslında hayal ürünü söz oyunlarıyla yaratılmış olduğu içindir ki, bir başka din tarafından alt edilinceye ve silinip süpürülünceye kadar hükmünü yürütür; şeriat dini için de durum budur. Çünkü insan denilen varlık daima yeni bir peri masalı ile yaşar gider. (s. 85)

Ebulalel’e göre gerçek din, insanları sevgide toplayabilen ve ibadeti insanlığa hizmet şeklinde kabul eden dindir. (s. 85)

Ebulala’in anlayışında “din” demek “sevgi” demektir ve bu şekliyle din, bütün insanları kardeş ve bir tek ailenin mensupları olarak hiçbir ayrım gözetmeksizin, kendi bağrında, yani sevgi kaynağında toplar. Hangi inançta olurlarsa olsunlar ve ne şekilde ibadet ederlerse etsinler, velev ki putlara tapsınlar, bu sevgi dininde her insana saygıyla ve adaletle muamele edilir. Bir şiirinde şöyle der: (s. 85)

“Evet şimdi camileri ve kiliseleri ve hatta Kâbe taşını, Kuran ve İncil ve hatta bir şehidin kemiğini bile, bütün bunları ve daha fazlasını bile benim kalbim hoşgörü ile karşılar.

Çünkü benim dinim sevgidir.” (s. 86)

---

1- Edition Fayard, 1988

2- El Maarri Divanından Seçmeler, A. Seni Yurtman, Bilim ve Ütopya, 2010.

Yazarın Son Yazıları

Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025