“Benim iki büyük eserim vardır; biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi’dir” demiş büyük Atatürk bundan 90 yıl önce; ardından da “CHP, halkın kendisidir” diyerek gelecek nesillere mesaj vermiş.
Ve dün 9 Eylül’dü; Sivas Kongresi’nde temelleri atılan CHP kuruluş yıldönümünü kutladı, ancak buruk, kırgın ve öfkeli. Neden mi? Çünkü partinin en kalabalık örgütünün evi pazar akşamı polis ablukasına alındı, ertesinde basıldı. Görüntüler kabul edilemez. Belki 5 bin polis vardı Seyrantepe’de; il binasının hemen üstündeki Ali Sami Yen’de 55 bin kişi önünde oynanan son Galatasaray-Fenerbahçe maçında bile 2 bin 400 polis görev almıştı! CHP baskınında 5 bin kişi!
Peki CHP niye polis kıskacındaydı?
Kâğıt üzerindeki gerekçe 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin il başkanlığıyla ilgili aldığı görevden el çektirme kararını uygulatmak. “Partime polisle girmem” diyen Gürsel Tekin’in binaya erişimini sağlamak. Ki böyle bir misyonu da olmamalı polisin. Tekin de o iç burkan sahnede yer almamalıydı. Ve bu tedbir kararı uygulanırken anayasadan doğan hakların önüne geçildi. İçişleri bakanı, vali ve il Emniyet müdürünün gözünden kaçmış olabilir ama AYM kararları çiğnendi, milletvekillerinin yüzüne biber gazı sıkıldı, PM üyelerine giriş çıkış yasağı getirildi. Ayrıca orası cebinde CHP üye kartı bulunanların, il, ilçe yöneticilerinin, meclis üyelerinin, milletvekillerinin evi. İstedikleri gibi girer, çıkarlar. Kaldı ki 1924’ten beri parti binasının önünde toplanılır, siyaset üretilir. Anayasal haklar; ara, geçici, tedbir türü kararlarla çiğnenemez. Ebetteki bu yaşananlar resmin görünen yüzü; bir de perde arkası var; belli ki birileri hem CHP’yi yıpratıp susturmak hem de derin yoksulluğu unutturmak istiyor.
Bakın son 96 saattir TV’lere gazetelere; varsa, yoksa CHP. Muhalif medyanın ilgisi normal, peki ya merkez medya ile AKP medyasına ne demeli? Manşetlerini CHP’ye ayırdılar, gerginliği iç savaş gibi gösteren görüntüleri farklı açıdan servis ettiler. Bu sayede, hayat pahalılığı kanıksattırılmak istendi, OVP’deki pembe yalan geçiştirildi, köprüleri pazarlayan özelleştirme furyası ve sahillerin parsel parsel satılması gündeme gelmedi. Yeni ders yılının maddi sıkıntılarla başladığını konuşan yoktu TV’lerde. Ülkenin 1. sınıf Emniyet Müdürü Muhsin Aydemir, 16 yaşındaki IŞİD sempatizanı caninin tekbir getirerek açtığı ateş sonucu şehit oldu, herkes sus pus. Utanmasalar CHP yüzünden diyecekler. Evet, bunca sıkıntıya göğüs geren CHP’ye tarihi görev düşüyor; Atatürk’ten kaynaklanan direnişçi ruh en büyük güçleri. Şimdi Özgür Özel ile 2 milyon CHP’liye düşen gayrısız birbirine sarılmak, kurucu felsefeye sahip çıkmak ve ülke gerçeklerini Türkiye’ye anlatmak.
DAMGA YOK VERGİSİ VAR
Türkiye gibi ülkeler ekonomilerini düzeltmek için adil ve şeffaf bir vergi sistemini uygular normalde.
Ne var ki Mehmet Şimşek ve para politikası ekibi, bu sistemi görmeyip kolaycılığa kaçıyor, tüm yükü çalışanların sırtına bindiriyor dolaylı vergilerle. Dijital çağda, vergilerin neredeyse tamamının ekrandan ödendiği güncel zamanda, olmayan basılı belgenin aslında hiç olmayan damga vergisine yapılan zam, tam da böyle bir şey. Yüzde 70’i toplanamayan kurumlar vergisinin faturası yurttaşa kesiliyor.
Yurttaş derken de ikiye böldü bu vergiler toplumu: “Zenginler ve yoksullar”. Vergi girdabı zenginleri teğet geçerken orta direğin de katıldığı fakirlere sürekli bir şeyler yüklüyor. Örneğin binek araçlarda ÖTV tutarı yüzde 10-50 bandında. Gelgelim milyonluk yatlardan bugüne kadar sıfır vergi alanlar yüzde 8’cik bir ÖTV uygun görmüşler. Fakire tokat, zengine fiske!
İktidarın son tokadı emlak vergilerindeki rayiç bedel üstünden geldi. En çok orta direk zorlanacak yüzde 5 binleri bulan artışlardan. Tam bir Deli Dumrul vergisi. Oysa İstanbul’da sayıları yüz binleri geçen (Bkz. Fikirtepe, Maltepe, Kartal) ve spekülatörlerce boş tutulan daire-rezidanslara vergi koysalar belki rayiç işi rafa kalkar. Kayıt dışı parayı yakalayacak “gider bildirimi” için de oralı olmuyorlar; çünkü CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in dediği gibi “AKP fakirleri değil zenginleri seviyor”.
Son söz yurtdışına çıkış harcı için; cumhurbaşkanı yetkisi ile 1 yıl içinde 500’den 710 TL’ye, bugün de 1000 TL’ye çıktı. Madem enflasyon yüzde 30 civarlarında bu yüzde 100’lük artış niye? Cumhurbaşkanı aynı yetkiyi emekliler için de kullansa y