Bir de kâğıt uçak krizimiz varmış!
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Bir de kâğıt uçak krizimiz varmış!

14.03.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Kendine yeni dersin. Her şeyi senle başlatır, senle bitirirsin. Ancak en küçük eylemin bile geçmiş kuşakların ürünüdür.

Bilmiyordum, işin ilginci bugüne kadar pek çoğumuz da bilmiyormuş. Meğer ABD ile de bir “uçak krizi”miz daha varmış. Ama öyle F-35 ya da F-16 değil, kâğıttan “uçak krizi”miz. Yeni çıkan, 20 emekli diplomatın anılarının yer aldığı, “Kayıt Dışı Anılar” kitabı sayesinde fark ettim (Tarihçi Kitabevi). Tahsin Burcuoğlu’nun anılarını okurken öğrendim.

Burcuoğlu’nun kariyeri yıldızla dolu. Mülkiye mezunu, 1973’te girdiği Dışişleri Bakanlığı’ndan 2014’te emekli oldu. Atina’dan Paris’e birçok başkentte büyükelçilik yaptı. MGK Genel Sekreterliği, Dışişleri’nde çeşitli kademelerde bürokratlık geçmişi var.

Gelelim “uçak krizi”ne…

‘TÜRKİYE SONUÇLARINA KATLANIR’

19 yıl önce... 2003 yılının şubat ayı. Türkiye, “Savaşta biz yokuz” dediği 1 Mart Tezkeresi’ne doğru gidiyor. Burcuoğlu, bu sırada Dışişleri Bakanlığı’nda, Ortadoğu Genel Müdürlüğü’nde görevde.

Şimdilerde Putin’e işgalci diyen ABD, binlerce kilometre öteden Irak’ı işgal etmeye hazırlanıyor. Türkiye’nin kararını beklemeden her yolla baskı yapıyor. İskenderun Körfezi’nde asker dolu gemileri bekliyor. Türkiye sınırları içerisinde kuvvetlerini konuşlandıracağı yerler arıyor, hatta kiralamalar yapıyor. Gelgelelim, ABD’nin işgal planına Türkiye’de bir kesim direniyor.

Bu sırada, ABD Elçiliği ile Türk Dışişleri bürokrasisi sayısız görüşme yapıyor. Devamını Burcuoğlu’ndan aktarayım:

“ABD Büyükelçiliği’nin Elçi Müsteşarı Robert Deutsch, randevu almadan, her zaman açık olan odamın kapısında göründü. ‘Kusura bakmayın, aceleyle geldik, Vaşington’dan aldığımız acil bir talimatı hemen size iletmek zorundayız’ dedi.”

Deutsch’un yanında Büyükelçilik kâtiplerinden Harry Kamian da vardı. Burcuoğlu, buyur ettiğini anlatıyor:

“Deutch biraz da sıkılarak ‘Size önemli bir belge vermek istiyoruz. Belgenin metni doğrudan Vaşington’dan, Dışişleri Bakanlığı’ndan geldi. Biz sadece Büyükelçiliğimizin kâğıdına bastık. Dolayısıyla içeriğine hiçbir katkımız olmadı’ dedi ve tek sayfalık belgeyi uzattı.”

Burcuoğlu, merakla eline aldığı belgeyi okuyunca öfkelendiğini hatırlıyor. Zira söylediğine göre, “gizli” kayıtlı belge, “aksi takdirde Türkiye sonuçlarına katlanacaktır” ifadesiyle bitiyordu.

ALIP UÇAK YAPMIŞ

Burcuoğlu, Deutsch’a dönüp “Bir müttefike tehdit içeren, gelişmeleri de çarpıtan düşmanca bir belgeyi vermeye nasıl cüret edersiniz? Zekâma da hakarete kalkışan bu belgeyi almam, ama içeriğini üstlerime arz ederim. Şimdi bu belgeyi alıp geri dönün, siz vermemiş olun, ben de almamış olayım” dediğini anlatıyor. Anılarına göre, bir süre, “alırsın-almazsın” tartışması sürüp gitmiş. Ancak ABD’li diplomat belgeyi alıp gitmemekte ısrar etmiş. Devamında olanı Burcuoğlu şöyle aktarıyor:

“Belgeyi aldım, kıvırmaya başladım ve uçak haline getirip 7. kattaki odamın penceresinden Ankara’nın karlı havasına doğru fırlattım. Kâğıttan uçak süzüle süzüle gözden kayboldu.”

Açıkçası ben bile 19 yıl önceki bu anıyı okuyunca şaşkınlık yaşadım. Eminim o odadakiler daha çok şaşırmıştır derken, Burcuoğlu devamını da şöyle anlatıyor:

“Deutsch ve Kamian’ın yüzlerindeki ifadeyi hiç unutamadım. Kamian hızla fırlayıp kâğıttan uçağı aramaya gitti. Deutsch donup kalmıştı. ‘Sözümü dinleyip belgenizi geri alsaydınız bu sahneye tanık olmayacaktınız’ dedim. Deutsch da odamı terk etti.”

Kamian, Ankara sokaklarında peşinden koştuğu kâğıttan uçağı bulabildi mi, bilemiyorum. Fakat Burcuoğlu, “uçak krizi”nin izlerini de sürmüş.

‘ŞAHİN VE SERTLİK YANLISI’

Türkiye’nin Vaşington Büyükelçiliği’nden gelen bir kriptoda, “Deutsch ile hararetli bir görüşme yaptığı” bilgisinin verildiği yazıyormuş. Ancak kâğıttan uçak hikâyesine değinilmiyormuş.

Öte yandan WikiLeaks belgeleri de bir başka kaynak. Hatırlayın, ABD Dışişleri’nin yazışmaları bu sayede ortalığa dökülmüştü. Anılardan sonra açıp baktım. Burcuoğlu’nun adının olduğu tam 120 belge vardı. Bunlardan 17 tanesine Deutsch’un eli değmişti. Burcuoğlu, ABD’lilerle aktif dış politika yapan bir isim olarak görünüyordu. Aynı şeyi Burcuoğlu da düşünmüş:

“Adımın geçtiği çeşitli belgelere ulaştık. Bunlardaki profil analizlerinde Dışişleri Bakanlığı’nın ‘şahin kanadından ve sertlik yanlısı’ olduğum yolunda bir değerlendirmeye yer verildiğini gördüm. Doğrusu bu değerlendirme de hoşuma gitmişti.”

Burcuoğlu, bu olaydan bir yıl sonra Atina Büyükelçisi, dört yıl sonra MGK Genel Sekreteri, yedi yıl sonra Paris Büyükelçisi oldu. Siyasi iktidarın “monşer” diye andığı, zaman zaman karşı karşıya geldiği isimlerden biriydi. Bir yıl sonra Atina’ya gidişinde Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile vedalaşmasını şöyle aktarıyor:

“Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ‘hayırlı olsun’ faslından sonra ‘Tahsin Bey, bildiğiniz gibi, biz artık Yunanistan’la kavga etmiyoruz’ diyerek nazik bir uyarıda bulundu.”

TÜRKİYE’NİN BARIŞ ZEMİNİ

20 diplomatın anılarında kimi güldüren, kimi acılı hikâyeler var. Ancak bütününe bakıldığında büyük devletlerin hep bir Türkiye projesi olduğu görülüyor. Türkiye’yi bir yerde konumlandırmak için çabalıyorlar. Kimi zaman Mehmetçiğin kendi askerleri yerine savaşmasını istiyorlar. Kimi zaman Türkiye’nin kendileri için bir çıkar sahası olmasını bekliyorlar. Ancak Türkiye’nin diplomat geleneği, eksikleriyle hatalarıyla, bir denge kurmaya çabalıyor.

İşte dünyada, 21. yüzyılda, Dostoyevski’den Çaykovski’ye bir linç kültürünün yayıldığı dönemde, Türkiye’nin bir barış dengesi kurabilmesinde, bu birikimin izleri var. Osmanlı’dan miras alınan, Cumhuriyette sürdürülen bu gelenek, 1990’daki Körfez Krizi’nde ya da 2003’te Irak Savaşı’nda, ANAP ve AKP hükümetleri istemesine rağmen, Türkiye’yi savaşa girmekten korudu. Büyük Devletler’in ısrarına karşın, ikinci Dünya Savaşı’ndan kaçınmayı başarabildi.

Bugün Ukrayna savaşında, Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna ile aynı anda konuşabilen tek ülke olmasını, bu geçmişe borçluyuz. İki asırdır Türk dış politikasının en iyi bildiği şey, kuşkusuz denge kurabilmek. Türkiye’yi ısrarla o veya bu tarafta savaşa sokmaya çalışanlara inat, barış masası, Türk milletinin ve savaştan çıkarı olmayan halkların umudu olmayı sürdürüyor. Bunu “Dostum Putin, Dostum Zelenski” laflarına ya da Antalya’nın lüks otellerine değil, gerektiğinde Ankara’da kâğıttan uçaklar uçuran aktif barış politikasının yarattığı zemine borçluyuz.

Tarihçi Thomas Carlyle, “Tarih, sayısız yaşamöyküsünün özüdür” diyor. Bugünün hikâyesini geçmişin mürekkebiyle yazdığının ne kadar az insan farkında!

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025