İlker Başbuğ’un kaç askeri var
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

İlker Başbuğ’un kaç askeri var

17.02.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Gerçekten yaşandı mı? Kimi anılarla siyasi tarihe mal olduğunu biliyoruz. Sovyet lideri Stalin’in her seferinde karşısına konan Papa için sorduğu sorudan söz ediyorum. Siyasetin ardında biriken gücü tarif etmek için “Papa’nın kaç askeri var” diye ironi yapıyordu.

İktidar içindeki bir grubun günlerdir kışkırttığı darbe tartışmasını görünce sordum: İlker Başbuğ’un kaç askeri var?

Tartışmayı başlatanların ortak bir özelliği var. AKP-FETÖ ortaklığının sürdüğü dönemde sistemin vurucu gücü olarak iş tutuyorlardı. Televizyonlarda ya da gazete köşelerinde parmak sallayarak darbeci listeleri yazıyorlardı. Beğenmedikleri filmlerdeki oyuncuları, sevmedikleri şarkıcıları bile darbecilikle suçluyorlardı. TDK’nin Türkçe Sözlüğü’ndeki “darbe” kelimesinin tanımını dahi değiştirdiler. Toplumu korkuturken, “darbeci” dediklerine davalar açtılar, kumpaslar kurdular, operasyonlar yaptılar, tasfiyeler gerçekleştirdiler.

Kumpasların asıl niyeti neydi

Silivri’den çıktıktan sonra askeri cezaevlerini ziyarete gitmiştim. Herkes hapisliğin gerekçesini anlatıyordu. “Atatürkün askeri”, “Cumhuriyet değerleri”, “vatanseverlik” en sık duyduğum sözlerdi. Kuşkusuz doğruydu. Ancak beni en çok etkileyen yanıtı bir köşede oturduğumda birkaç asker verdi. Biz hep katledilenin, hapsedilenin, mağdur edilenin gözünden bakıyorduk. Onlar ise FETÖ’nün aklıyla süreci okumaya çalışıyordu. TSK’deki hiyerarşinin listesini çıkarmışlardı. Tutuklandığı için terfisi durdurulanlar elenince bir tablo beliriyordu. Kesilen sakalların daha gür çıkması gibi, TSK’ye operasyonlar yapıldıkça aşağıdan gelen “bazıları”nın önü açılıyordu. Tasfiyelerin öncelikli nedeni buydu. Birileri geleceği tasarlıyordu.

Sanmayın ki AKP ile FETÖ kavgasından sonra bir şey değişti. Hatta işler daha da kolaylaştı. Aşağıdan yükselmeyi kolaylaştıran, yukarıdan tasfiyeyi çabuklaştıran düzenlemeler devam etti. Örneğin, FETÖ’nün en az etkili olduğu 3 albay devresi TSK’deki hizmet süresi 28 yıla indirilerek bir anda emekli edildi. Karar, Hulusi Akar’ın Genelkurmay Başkanı olarak ilk kez katıldığı 2014 Aralık Şûrası’nda önerilmiş, ardından AKP’nin teklifiyle kanunlaşmıştı. Gerekçe “TSK’den FETÖ’cülerin tasfiyesi” diye açıklanıyordu. Ama tam tersine yine FETÖ sakallarının önündeki sakallar kesilmişti. Yeni gelenler 15 Temmuz’da karşımıza çıkıyordu.

‘Darbe korkusu’ üretme projesi

Öyleyse artık net olarak konuşabiliriz. Türk tarihinin bir gerçeği olan darbeleri tartışmıyorum. Başka bir şey söylüyorum. “Darbe korkusu” üretmek, bu korkular ile ellerini yukarı kaldıran Türkiye’yi teslim almak bir başka operasyon mu? Öyle ya, 2006-2016 aralığında Türkiye’de sistematik olarak “darbe korkusu” üretildi. Bu korku kullanılarak önce muhalefete, ardından iktidarın içine doğru operasyonlar yapıldı. Darbe korkusu, suikast korkusu, terör korkusu ile aklı durdurulanlar kuşatıldı.

Hatırlayın, terör eylemlerine karşı askerin sokağa çıkmasına hatta fiilen idareyi ele almasına izin veren “TSK Personel Kanunu”, 7 Haziran 2016’da AKP tarafından Meclis’e getirilmişti. 14 Temmuz’da ise Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. Bir gün sonra darbe girişimi olduğunda yakalananların “terör operasyonu sandık” savunmasının önceden altı doldurulmuştu. Birileri 15 Temmuz’dan bir gün önce bile Türkiye’yi korkutarak asıl operasyonu yapmayı başarmıştı.

‘Kemalist darbe’ senaryolarının  asıl niyeti

Ya şimdi?

Öyle görünüyor ki yine benzer bir süreci yaşıyoruz. Bir zamanlar dünyanın en büyük ordularından biri olan TSK’yi yöneten asker İlker Başbuğ’du. Yaptıkları ya da yapmadıkları tartışılabilir. Ancak görev süresi boyunca TSK’yi darbe tartışmalarının dışına taşımaya çalışan kişi olduğu, her şeye rağmen soruna ısrarla hukuk içinde çözüm aradığı tartışılamaz.

Peki, emekliliğinden 10 yıl sonra, bugün emrinde tek bir asker olmayan 77 yaşındaki İlker Başbuğ’dan bir darbe lideri çıkarma stratejisinin altında ne var? Bugün TSK’de esprisi bile yapılmayan “Kemalist darbe geliyor” korkusunu üretmenin asıl niyeti ne?

Birden fazla yanıtı olabilir. Ancak korkuyu üretenlerin ağızlarına değil, ceplerindekilere bakınca niyetleri anlaşılıyor. Önce ABD’nin İranlı generali vurmasından sonra kafalarını çıkardılar. İdlib kriziyle tamamen ortaya döküldüler. Türkiye için “yeni bir politika arayışının devrede” olduğunu söylüyorlar. Saray’dan iktidar partisinin derinlerine kadar uzanan grup, İdlib krizini fırsat sayarak ABD ile yeniden “stratejik ortaklık” çizgisine oturma niyetini açıkça ifade ediyor. Her dış bir içtir. “Kemalist darbe” korkusu üretmek, Türkiye’yi Rusya ile oturduğu masadan kaşıyarak kaldırma stratejisinin iç politikadaki manivelası olarak görünüyor.

TSK’ye karşı ‘darbe’ sopası

İkincisi, TSK’ye yönelik bir niyet taşıyor. Görevde ya da emekli fark etmiyor. Vatanı için ölmeye hazır, ülke güvenliği için gerekirse sınırın ötesine operasyon yapmaya gönüllü ordu mensuplarının birçoğu, terör unsurlarının taraf olduğu İdlib savaşında yer almayı doğru bulmuyor. “Kemalist darbeci ilan edilme korkusu” üretmek, Türk askerini “kendi vatanı için olmayan” bir savaşa sokmanın sopası olarak kullanılıyor.

Üçüncüsü, kendisi bile Kemalist olduğundan şüphe duyan muhalefete yönelik bir hamle yapılıyor. “Siyasi ayak” başta olmak üzere muhalefetin başlattığı tartışmaları, “darbe” suçlamalarıyla boğma fırsatı yaratılıyor.

Dördüncüsü, iktidarın içinde bir yere denk düşüyor. Son dönemde AKP, yeni parti kopuşlarıyla, iç çatlaklar ve hiziplerle anılıyor. Görülüyor ki iktidar içinde ucu Saray’a uzanan bir odak, “Kemalist darbe korkusu üretme” stratejisiyle partinin dağınık parçalarını kendi etrafında toplamayı hedefliyor.

“Ankara’da konuşulanlara tanık oluyorum” diye söze başlayan köşe yazıları “ben bu filmi görmüştüm” dedirtiyor. Türkiye’yi 2006 ile başlayan sürece yeniden sokmaya çalışanlar unutmasınlar ki kurdukları tezgâh geç de olsa ayaklarına dolanmıştı.

“Ordusuz Başbuğ”un FETÖ’yü sorgulayan sözlerini çarpıtanlar, “siyaset yapmıyorum, yapmayacağım” diyen Başbuğ’dan hayali bir darbe lideri yaratıp iktidar hesapları yapanlar unutmasın. Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek sadece aklınızın olmadığının kanıtıdır!

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025