Deniz Ülkütekin
Deniz Ülkütekin deniz.ulkutekin@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Linçlerden linç beğenin

22 Şubat 2024 Perşembe

Kavramlar zaman içinde dönüşür, bulundukları ortama göre uyarlanır veya gereksinim durumunda farklı anlamlar içinde üretilerek yeniden kullanılır. Aslında kuşakların birbirlerini anlayamamasının en büyük nedenlerinden biri de budur. Linç de bu kavramlardan birisi.

Kısaca linç kavramının nasıl ortaya çıktığından söz edeyim. Genel olarak “mahkemesiz ceza” anlamına gelir. 

Etimolojinin kaynaklarından en belirgin olan Charles Lynch isimli 18. yüzyılda ABD’de yaşamış bir çiftçidir. Amerikan Bağımsızlık Savaşı sırasında Britanya’ya sadık kalanları hapis cezasına çarptıran “yetkisiz” bir mahkemeye başkanlık etmiştir. 

Onun başkanlığında çıkan yasalar “Lynch yasası” olarak bilinir ve kamu düzenini uygulayacak kapasitede olmayan kişilerin sıra dışı koşullarda yasa koyucu konumunda olabilmesini betimler.

Bu kavram zamanla ülkede yükselen ırkçılıkla birlikte siyahlara karşı kent sokaklarında yapılan topluca öldürme ve ağır yaralama eylemlerine verilen isim olmuştur. 

Siyahi İnsanların Gelişmesi İçin Ulusal Birlik (NAACP) verilerine göre 1882’den 1968’e kadar toplam 4 bin 743 linç olayı yaşanmıştır.

Günümüzde linç kavramı çok daha farklı bir boyutta ele alınıyor. Artık sosyal medya başta olmak üzere bir kişinin eylemi veya düşüncesi nedeniyle topluca abartılı biçimde eleştirilmesi veya hakarete maruz kalmasına “linç kültürü” diyoruz.

Peki sevmediğimiz fikirleri veya insanları sokak ortasında topluca dövmeyecek kadar medenileştik mi?

Evet artık tüm dünyada daha az linçle karşılaşıyoruz ama sanırım bunun nedeni ortak değer yargılarımızın gelişmesinden çok etrafımızda daha çok mobese kamerası olması. Bir de birbirimize değerlerimiz üzerinden sanal tekmeler savurabileceğimiz sosyal medya hesaplarımız.

Ancak sanal linçin, gerçek dünyada bir karşılığı var. İtibar suikasti, iptal kültürü ve bireyi izole etme çabası bir yana yasalar da işlevlerini yerine getirmek için sosyal medya linçini bekliyor.

Üstelik kimi zaman toplumun çok büyük bir kısmının uzlaştığı konu ve kişiler için linç kültürü hiç itirazsız işletilirken kamuoyunun bölündüğü konularda hepimiz “linç kültürü”nden şikâyet etmeye başlıyoruz.

Bu yolun sonunda görünen, kavramların giderek yozlaşması, içinin boşalmasından başka bir şey değil. Distopik gelecek senaryolarında hiç söz edilmeyen bir olasılık da bu. 

“Madem kimi linç edeceğimiz konusunda uzlaşamıyoruz o zaman herkesle empati kurup anlamaya çalışalım” diyeceğimiz ve sonunda kendimizi “linç edenlerin” gerekçelerini dinlerken bulacağımız bir gelecek.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Düş adacıkları 30 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları