Aklın çölleşmesi
Deniz Ülkütekin
Son Köşe Yazıları

Aklın çölleşmesi

15.03.2025 11:17
Güncellenme:
Takip Et:

Sosyal medyada yaşanan bir polemik sırasında karşı tarafı alt etmek (!) için en çok kullanılan yöntemlerden biri -eğer varsa- o kişinin belli bir süre önceki güncel düşünceleriyle tezat veya genel ahlak, etik normlarına aykırı görülebilecek paylaşımlarını ortaya çıkarıp ifşa etmektir.

Bu oldukça etkili bir yöntemdir. Çünkü söz konusu polemiği güncel niteliğinden çıkarıp zamansal bir döngünün içine yerleştirir veya hapseder. Böylece polemiği takip eden sosyal medya düzeni içindeki rastlantısal “juri”ye şu ileti verilir:

“Bu kişinin şu an üzerinde tartıştığımız konu ile ilgili düşüncelerini şu ana ilişkin yalın bir kesinlik ile değerlendirmemelisiniz.”

Çünkü bundan önce paylaşımları bireyin düşüncelerinin, genel kimliğinin bir parçasındır ve bunun sonucunda oluşan nedensellikten ayrı değerlendirilemez.

Yani Marshall McLuhan’a atıfla kısaca özetlersek iletiyi taşıyan, aktaran kişi, ortam, mecra aynı zamanda iletinin kendisidir ve ileti ortamdan bağımsız düşünülemez…

20'inci yüzyıldan günümüze kalan en yaygın iletişim teorilerinden biri olan bu öneri sosyal medyanın varlığı ile iyice görünürlük kazandı.

Düşünsel gelişimi doğuran, geliştiren ve dönüştüren tartışma zemini tam da bu noktada artık ortadan kalkmış gibi görünüyor.

Onun yerine sosyal medyada kullanıcıların sık sık karşısına çıkan OSINT yöntemi ve buluntuları tartışmaların zeminini oluşturuyor.

OSINT, “open source intelligence” (açık kaynak istihbaratı) teriminin kısaltılmış halidir.

Bu yöntem bir internet kullanıcısının zaman içinde çevrimiçi ortamda bıraktığı izleri belli arama kodları yardımıyla açığa çıkarılmasını sağlar.

Ancak burada benim açımdan önemli olan yöntemin kendisi değil temsil ettiği değerler bütünüdür.

Genel anlamıyla konuyu düşünme eylemi açısından ele alırsak tıpkı eğitimin araçsallaştırılması gibi çevrimiçi ortamda bıraktığımız izler sonucu düşünme ve düşünce paylaşma eyleminin de bir araçsallaşma süreci içinde olduğunu söyleyebiliriz.

Çünkü günümüzde düşünce ve fikir üretme sanılanın tersine devletlerin, kamu görevlilerinin ve yasaların denetiminden önce, eskiden “sağduyu” denilen sosyal medya ortamına ise “yankı odası” ismiyle transfer olan çoğunluk algısının oluşturduğu baskı mekanizması ile budanmaktadır.

Resmi kurumlar ise çoğu zaman yalnızca genel eğilimi izler ve kitlelerin bilinçdışındaki isteklerini uygular.

Dolayısıyla artık bir fikrin, düşüncenin yalnızca o ana değil geçmiş ve geleceğe ilişkin bir önerme olduğunu da söyleyebiliriz.

Yaratıcılığa yönelik bu eylemin anın coşkusundan giderek yoksunlaşması neye mi yol açar?

Nerede o eski felsefeciler, yazarlar, düşünürler şarkılar, filmler yakınmalarının nostaljik filtrelerinden ayıklanmış haklılığında büyüyen yaratıcılık çölüne.

YAPAY ZEKÂNIN NEDENİ

Buluşlarla ilgili en önemli ortak ilkelerden birisi kendilerinden önce kendilerine yönelik gereksinimleri yaratmalarıdır.

Örnek vermem gerekirse telefonun bulunması parlak bir fikrin sonucu olsa da bu fikri gündeme getiren sanayi devrimi sonrası gelişen üretim ve artan uluslararası ticaretle birlikte uzak mesafelerdeki kişilerin birbirleriyle iletişim kurmaya daha fazla gereksinim duymasıdır.

Örnekleri buzdolabı, televizyon, bilgisayar, çamaşır makinesi hatta kahve makinesi üzerinden bile tarihsel bir nedensellik içinde açıklayabiliriz.

Uzatmayayım ve bir soruyla bitireyim. Bizim için fikirleri üreten, film senaryoları yazan, hızlıca şiir yazabilen, müzik yapabilen ve en öenmlisi yerimize fikir geliştirebilen yapay zekânın yaşamlarımızda yer etmesi de az önce söz ettiğim zihinsel çölleşmenin bir sonucu mu, siz ne dersiniz?

Yazarın Son Yazıları

Pandeminin mirası bir sessiz salgın: Gooning

Pandeminin ardından yalnızlık yeni bir biçime büründü. Ekranların ritmiyle biçimlenen çağda “gooning”, sırf bir cinsel pratik değil, dijital odak ekonomisinin bir yansıması.

Devamını Oku
08.11.2025
Zamanın parçalanmış belleği

Zaman artık yalnızca ölçülebilir bir akış değil belleği, siyaseti ve ekonomiyi biçimlendiren bir iktidar aracı

Devamını Oku
25.10.2025
Samimiyet çağında samimiyetsizlik

Samimiyet, insanlık tarihi boyunca güven ve içtenliğin karaktere yansımış bir göstergesi olarak tanımlanırdı.

Devamını Oku
05.10.2025
Diziler, şarkılar, davalar: Kimin sahnesi?

Diziler, şarkılar, davalar: Kimin sahnesi?

Devamını Oku
21.09.2025
Gündem zehirlenmesi

Artık “Yine ne oldu?” hissiyle uyanmak, politikleşmiş bir yorgunluğa dönüştü.

Devamını Oku
17.08.2025
Kamusal şizofreni

Söylenemeyenlerin çoğaldığı, herkesin birden fazla benlik taşıdığı bir çağda yaşıyoruz. “Kamusal şizofreni” artık siyasetçilerin değil hepimizin hastalığı.

Devamını Oku
26.07.2025
Makbul queer

Makbul queer

Devamını Oku
12.07.2025
Düşünüyorum, öyleyse susayım!

Düşünce artık içerikten çok niyetiyle, sahibinden çok kökeniyle yargılanıyor. Bu sessizlik çağında en büyük özgürlük, hâlâ düşünebiliyor olmak.

Devamını Oku
28.06.2025
1000 > 100 bin

İnfluencer dünyasında artık takipçileriyle derin bağlar kuran içerik üreticileri yani mikro etkileyiciler yüz binlere ulaşan hesaplara göre markaların çok daha fazla ilgisini çekiyor.

Devamını Oku
16.06.2025
Gülerken kızmak: Türkiye’de ofansif mizahın sınırları

Gülerken kızmak: Türkiye’de ofansif mizahın sınırları

Devamını Oku
25.05.2025
Kodlarda gizli erkek bakışı

Kodlarda gizli erkek bakışı

Devamını Oku
10.05.2025
Ne diyorsunuz? Anlamıyorum!

Ne diyorsunuz? Anlamıyorum!

Devamını Oku
03.05.2025
Elveda özgür Avrupa

Elveda özgür Avrupa

Devamını Oku
20.04.2025
Gerçeğin yokluğu

Gerçeğin yokluğu

Devamını Oku
12.04.2025
Umudu yaratanlar

Umudu yaratanlar

Devamını Oku
28.03.2025
Aklın çölleşmesi

Aklın çölleşmesi

Devamını Oku
15.03.2025
Korku ve ecel

Korku ve ecel

Devamını Oku
01.03.2025
Kendini gerçekleştiren kehânet ve Antigone

Kendini gerçekleştiren kehânet ve Antigone

Devamını Oku
23.02.2025
'Yapay zekâ kullanıyorum'

'Yapay zekâ kullanıyorum'

Devamını Oku
08.02.2025
Dünyanın en büyük sorunu (şimdilik)

Dünyanın en büyük sorunu (şimdilik)

Devamını Oku
01.02.2025
İhmalkâr

Bolu’da 78 yurttaşımızı yitirmemizle sonuçlanan otel yangınından beri sık duyduğumuz ve sürekli zihnimde tekrar eden kelime: İhmalkârlık.

Devamını Oku
25.01.2025
Ucubelerin sanatı

Ucubelerin sanatı

Devamını Oku
18.01.2025
Kaliforniya’da suyun başını tutanlar

Kaliforniya’da suyun başını tutanlar

Devamını Oku
10.01.2025
Genel izleyicinin tragedyası

Genel izleyicinin tragedyası

Devamını Oku
02.01.2025
Düş adacıkları

Düş adacıkları

Devamını Oku
30.11.2024
Tepkisiz toplum etkisiz siyaset

Tepkisiz toplum etkisiz siyaset

Devamını Oku
23.11.2024
Tekinsizliğe karışan deli

Birkaç farklı yerde, farklı tonlarda ve farklı cümlelerle bilgi sahibi olduğum bir anektod:

Devamını Oku
17.11.2024
Çaresizliğin zorbalığı

Çaresizliğin zorbalığı

Devamını Oku
08.11.2024
3F’den tek F’ye

3F’den tek F’ye

Devamını Oku
26.10.2024
4K netliğinde bir çaresizlik

4K netliğinde bir çaresizlik

Devamını Oku
05.10.2024
Hibrit kimlik ve sanal töreler

Hibrit kimlik ve sanal töreler

Devamını Oku
29.09.2024
Beyaz yakalı çobanlar

Beyaz yakalı çobanlar

Devamını Oku
22.09.2024
Gölgesinden korkan ülke

Gölgesinden korkan ülke

Devamını Oku
07.09.2024
Hangi geçmiş?

Hangi geçmiş?

Devamını Oku
17.08.2024
X etkisi ve cinsiyet politikası

X etkisi ve cinsiyet politikası

Devamını Oku
10.08.2024
Instagram’daki taşralı hayaleti

Instagram’daki taşralı hayaleti

Devamını Oku
03.08.2024
İdeoloji, adi suçlar ve pozitif ayrımcılık

İdeoloji, adi suçlar ve pozitif ayrımcılık

Devamını Oku
26.07.2024
İç ve dış düşmanlar, gölgeler

İç ve dış düşmanlar, gölgeler

Devamını Oku
19.07.2024
Modifiye arabalar ve tek kullanımlık kalıplar

Modifiye arabalar ve tek kullanımlık kalıplar

Devamını Oku
05.07.2024
Sınıfsallaştıramadıklarımızdan mısınız?

Sınıfsallaştıramadıklarımızdan mısınız?

Devamını Oku
22.06.2024