Mehmet Şakir Örs

Asfalyalar atarken!..

14 Şubat 2025 Cuma

İzmir ve Ege dolaylarında elektrik sigortasına ‘asfalya’ denir. Elektrik sigortası attığı zaman, İzmirli ve Egeli hemşehrilerimiz ‘asfalya attı’ derler. Günlük yaşamın içinde, ‘asfalyası atmak’ deyimi de vardır. Bu deyim, insanların sinirli hallerini ifade eder. Günümüzde yaşanan onca sıkıntı, sorun ve pahalılık içinde, doğrusu asfalyası atan atana!

Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) ocak ayı enflasyon oranını yüzde 8.22, yıllık enflasyonu yüzde 81.01 olarak duyurduğu, TÜİK’in bile ocak ayı enflasyonunu yüzde 5.05 yıllık enflasyon oranını yüzde 42.12 olarak ilan ettiği; vatandaşın ise gerçek enflasyonu çarşıda pazarda iliklerine kadar hissettiği bugünlerde, asfalyalar nasıl atmasın!

ELEKTRİK VE DOĞALGAZ FATURALARI

Vatandaşın asfalyalarını attıran sorunlar içinde elektrik, doğalgaz gibi enerji faturaları başı çekiyor. Elektrik faturalarının bedellerinin hesaplanmasında yeni bir döneme geçildi. Bu yeni dönemde belirlenen sınırı aşan tüketiciler yüksek bedeller ödeyecekler. Öyle anlaşılıyor ki içinde bulunduğumuz zorlu kış günlerinde, yurttaşlar bu faturaları karşılamakta daha da zorlanacaklar.

Enerji sorunsalı çevreninde, elektrikle ve onun üretim hammaddesi olan doğalgazla işi olmayan neredeyse kimse yok. Konutların aydınlatmasından ısıtmasına, sanayi üretiminden çiftçinin tarlasını sulamasına kadar, hemen her yerde elektrikle ve doğalgazla işimiz var!

ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIK

İşin ilginç tarafı, hayatımızda bu denli ağırlığı olan enerjinin üretiminde dışa bağımlıyız. Bu nedenle de hem dışarıda yaşanan krizler ve hem de dövizdeki artışlar, bu sorunu tetikliyor ve daha da büyütüyor. Yurttaşlar ve işyerleri fatura bedellerini ödemekte zorlanıyor. Bu durumda, vatandaşın asfalyası atmasın da ne yapsın!

2022 yılı verilerine göre, enerji kaynakları arzı içinde yerli kaynakların payı yüzde 32 iken, dışa bağımlı kaynakların oranı yüzde 68’dir. İthalata bağımlılık, dövizdeki olağanüstü artışlarla birlikte enerji hammaddelerinin maliyetini tırmandırmaktadır. Bu da vatandaşa ve üretimde kullanılan enerji faturalarına yansımaktadır. Kısacası, elektrikte ve doğalgazda zam şampiyonuyuz!

ÖZELLEŞTİRMEYE KARŞI YÜRÜYÜŞ

Bir başka önemli sorun, bu iktidar döneminde elektrik ve gaz dağıtımının özelleştirilmesidir. Böylece enerji alanında halk tümüyle özel sektörün insafına terk edilmiştir. Örneğin elektrik üretiminde özel şirketlerin payı, yüzde 83.3 oranıyla altıda beştir. Kentsel gaz dağıtımı da ağırlıklı olarak özel sektör tarafından yapılmaktadır.

Bu arada, Çayırhan Termik Santralı’nın ve madenlerinin özelleştirilmesine karşı çıkan işçiler, bugünlerde Ankara’ya doğru yürüyorlar. Emekçiler, özelleştirme ile birlikte kazanılmış tüm haklarını kaybedeceklerini söylüyorlar. Seslerini bütün Türkiye’ye duyurdukları halde, Ankara’daki yetkililere bir türlü duyuramadıklarını ifade eden Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul; “özelleştirme adı altındaki varlık satışı iptal edilene kadar mücadelemize devam edeceğiz” diyerek taleplerini seslendiriyor.

FATURALAR CEP YAKACAK!

Enerji alanındaki bütün veriler, ülkemiz ve halkımız için sorunun büyüklüğünü ve önemini ortaya koyuyor. Konuyla ilgili olarak kamuoyunu bilgilendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz; “1 Şubat 2025 tarihinden itibaren elektrik tüketimi bin 49 lira ve üzerinde gelen konut abonelerinin elektrik faturalarına yüzde 96 zam geldi. Bin 49 lira elektrik faturası artık 2 bin 57 lira gelecek. Kademeli bir şekilde diğer konut abonelerinin de değişken fiyat tarifesine dahil edileceğini tespit ettik. Yaptığımız hesaplamalara göre 495 lira ve üzerinde elektrik tüketimi olan konut abonelerine ilerleyen aylarda yüzde 140 oranında zam yapılacak ve 495 liralık elektrik faturası bin 184 liraya çıkacak.” diye konuşuyor

Bu durumda ne diyelim, elektrik ve doğalgaz faturalarını ödeyebilmek için herkese kolaylık dileyelim!

***

İktisat Kongresi’nin konukları

İçinde bulunduğumuz günler, 17 Şubat - 4 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir’de toplanan ‘İktisat Kongresi’nin (İİK) 102. yıldönümüdür. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecine damgasını vuran bu tarihi kongreyi ve onun yıldönümünü önemsiyoruz. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına geçtiğimiz ve ekonomi alanında önemli sıkıntılar yaşadığımız bugünlerde, kongreyi anmanın ve anımsamanın daha da önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle, başta yerel yönetimler ve ekonomi dünyası olmak üzere, özellikle İzmir’in yerel dinamiklerinin kongreyi unutmaması ve sahiplenmesi gereğine  inanıyoruz.

Sovyet elçisi Aralov, Mustafa Kemal ve Azerbaycan elçisi İbrahim Abilov

İİK ile ilgili olarak dikkat çekmek istediğimiz konu, dönemin Sovyet Büyükelçisi Aralov ile Azerbaycan Büyükelçisi İbrahim Ebilov’un da kongreye özel çağrılı olarak katılımlarıdır. 1917 Ekim Devrimi’nin ilk dönemine ve yıllarına denk düşen bu olay, dönemin ve kongrenin ruhunu yansıtması bakımından ilginçtir. Sovyet devrimi ve SSCB ile yeni Cumhuriyet devriminin dayanışmasını yansıtmaktadır.

KURTULUŞA VE KURULUŞA DESTEK

Ulusal kurtuluş savaşında en büyük desteği aldığımız Sovyetler Birliği, ulusal kalkınma ve yeniden iktisadi yapılanma hamlemizde de yine en büyük yardımcı ülke olacaktır. Örneğin, İİK sonrasında; kongrede alınan kararlar doğrultusunda gündeme gelen İzmir Enternasyonal Fuarı’nın gerçekleştirileceği günümüzdeki Kültürpark alanı, Moskova’daki benzeri ‘kültürpark’ modelinden esinlenilerek yapılacaktır.

Mustafa Kemal’in özel çağrısıyla İİK’ne katılan Sovyet ve Azeri temsilciler, kongrede de selamlama konuşması yaparlar ve katılımcılardan büyük ilgi görürler. Özellikle Ebilov kendine has Azeri Türkçesi ile yaptığı konuşmayla delegeleri coşturur. Emperyalizme karşı ortak bir ses yükselir İzmir’den.

EBİLOV’UN İZMİR’DE VEFATI

İİK’nin unutulmaz olaylarından biri de Mustafa Kemal Paşa’nın özel konuğu olarak kongreye katılan Azeri temsilci Ebilov’un, kongre devam ederken İzmir’de vefat etmesidir. Kongrenin gecesinde, konukların onuruna verilen yemekte Ebilov rahatsızlanır. Hekimler duruma müdahale eder, konsültasyon yaparak ameliyata karar verirler. Ancak Ebilov ameliyat masasından kalkamaz, İzmir’de hayatını kaybeder.

Ebilov’un naaşı, Ege, Marmara ve Karadeniz’i geçerek Batum’a oradan da Bakû’ya ulaştırılır. Türkiye’nin ulusal kurtuluşunun ve kuruluşunun yakın dostu ve destekleyicisi İbrahim Ebilov binlerce dostunun gözyaşları arasında memleketinde toprağa verilir.

***

Hocaların hocası

Prof. Dr. Salih Özbaran, karınca gibi üretken ve çalışkan bir bilim insanı. O’nu özellikle tarih alanındaki makaleleriyle Cumhuriyet okurları da yakından tanıyor. Salih hoca, yazılarıyla gazetemizin ikinci sayfasında sıkça yer alıyor. O bir Egeli; eski adı Kasaba olan Turgutlu’dan yetişmiş, doğduğu coğrafyaya ve topraklara her daim ilgisini ve desteğini sürdürmüş örnek bir bilim insanı.

Salih hocayı, ortak dostlarımız olan çok yakın arkadaşları rahmetli Prof. Dr. Zeki Arıkan ve yine rahmetli Prof. Dr. Nuri Bilgin ile birlikte, ayrılmaz bir üçlü olarak belleğimize yerleştirmişiz. Sosyal bilimler alanında İzmir’in en önde gelen isimleri olan ve İzmir’de çok sayıda akademisyenin yetişmesinde önemli katkıları olan bu örnek bilim insanları; dostlukları ile gönendiğimiz ve kendilerini her daim andığımız isimlerdi.

İşte bir zamanların bu ayrılmaz üçlüsünden Özbaran hoca; Tarihçi Kitabevi’nden çıkmış tarih kitapları ile Turgutlu Belediyesi ve Yakın Kitabevi tarafından yayımlanmış Turgutlu ile ilgili kitaplarını, adımıza imzalayarak bize ulaştırdı. Ege’den, Gediz havzasından yetişen bu değerli bilim insanını, güzel çalışmaları / eserleri için kutluyor ve kendisine daha nice sağlıklı yıllar diliyoruz. Bu vesileyle, ortak dostlarımız olan Zeki ve Nuri hocaları; ayrıca genç yaşta kaybettiğimiz tarihçi Oktay Gökdemir kardeşimizi özlemle anıyoruz.     



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları