Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun CHP’den istifa edip iktidar partisine geçmesinin yankıları sürüyor. Başta Çerçioğlu’na oy vermiş Aydınlı seçmenler olmak üzere, pek çok Egeli yurttaş bu durumu içine sindiremiyor. Kendilerini aldatılmış ve oylarını da çalınmış olarak kabul eden Aydınlılar, her fırsatta hem Çerçioğlu’na ve hem de iktidara tepkilerini gösteriyorlar. CHP’den 2 dönem Aydın milletvekilliğine, 4 dönem de belediye başkanlığına seçilmiş Çerçioğlu, seçmene bu geçişi açıklayamıyor ve kabullendiremiyor.

‘ÖZLEM İSTİFA!..’
Geçtiğimiz pazartesi akşamı Aydın’da yapılan miting, Aydınlıların ve Egelilerin adeta tepki seline yol açtı. Mitingin en çok atılan sloganı “Özlem istifa” oldu. Öyle anlaşılıyor ki Aydın’da yaşanan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in tanımıyla “milli irade hırsızlığı”; daha uzun yıllar unutulmayacak. Birçok siyasal gözlemciye göre; birlikte yol yürüdükleri mevkidaşları Ekrem İmamoğlu, Zeydan Karalar, Muhittin Böcek gibi başkanlar cezaevindeyken, Murat Çalık gibi başkanlar canıyla uğraşırken; yapılan bu davranış, onların mücadelesini de hançerlemek anlamına geldi!
EGE’NİN EFELERİ
CHP, Aydın mitingiyle tepkisini bütün Türkiye’ye gösterdi. CHP lideri Özel, Ege’nin CHP’li büyükşehir ve il belediye başkanlarını Aydın’a topladı. Onları “Ege’nin efeleri” olarak tanımladı. Gerçek efeliğin, iktidarın her türlü baskısına ve tehdidine karşı durabilmek olduğunun bir kez daha altını çizdi. İktidar partisi son yerel seçimde bütünüyle Ege’den silinmişti. Hemen bütün önemli kentler CHP’li başkanları tercih etmişti. Transfer yoluyla CHP’nin Ege kalesinde gedik açmak, halkın vermediği görevi tartışmalı biçimde ele geçirmek, öyle anlaşılıyor ki iktidara da yaramayacak. Halkın, Ege’nin ve Egelinin tepkilerini daha da büyütecek.
EGELİ DURUŞU
Ege’nin ve Egelinin duruşunu, yaklaşımını göstermesi bakımından, Aydın mitingi yoğun işaretlerle doluydu. Egeliler, hem Çerçioğlu’na ve hem de iktidara adeta ateş püskürdüler. Yapılanın hiçbir biçimde savunulamayacağını ve yapanlara da yaramayacağını, her fırsatta ve her biçimde ifade ettiler-ediyorlar. Aslında Aydın’da yaşanan olaydan, başta CHP’liler olmak üzere tüm siyasetçilerin dersler çıkarması gerekiyor. Partilerin başkan ve meclis üyesi tercihlerinin ne denli önemli olduğu bir kez daha görüldü. Siyasal ilke ve çizgi tutarlılığı çok büyük önem taşıyor. Tüm seçimlerde adaylar belirlenirken demokratik yöntemlerin kullanılması; parti emeğine ve siyasal birikime-donanıma değer verilmesi öne çıkıyor.
OLASI GELİŞMELER
Şimdi bundan sonraki gelişmeler merak ediliyor. CHP lideri Özel’in Aydın seçiminin yenilenmesi çağrısına, iktidarın olumlu yaklaşmayacağı biliniyor. Çerçioğlu ve AKP’liler, belediye meclisinde de çoğunluğu kontrol etmek için ellerinden geleni yapacaklar. AKP’lilerin büyükşehir ziyaretinde ortaya çıkan görüntüler bunu gösteriyor. CHP de meclis çoğunluğunu korumak ve yeni dönemde daha etkin bir çalışma düzeni kurmak için, Aydın’da yeni bir yapılanmaya gitti. Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel CHP’nin grup başkanvekilliğine, Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin grup sözcülüğüne getirildi. CHP Aydın İl Başkanı Hikmet Saatçi, CHP’ye yönelişin olağanüstü arttığına dikkat çekti. Öyle anlaşılıyor ki Aydın’daki siyasal gerginlik ve kapışma tırmanarak devam edecek.
***
İzmir’e, İzmirliye ‘Tantalos işkencesi’!

İzmir ve Ege mitolojik açıdan oldukça zengin bir yöredir. Pek çok tarihsel öyküyü ve söylenceyi içinde barındırır bu güzelim coğrafya. Bunlardan biri de “Tantalos işkencesi” olarak günümüze ulaşan Frigya Kralı Tantalos’un hikâyesidir. Mezarı Yamanlar Dağı ile Bayraklı sırtlarında bulunan Tantalos’la birlikte anılan söylenceye göre; Tanrılar onu çenesine kadar su dolu bir yerde bulunma ama bu sudan asla içememe ile cezalandırırlar. Su içmeye her kalktığında sular çekilir. Ayrıca başının üzerinde binbir çeşit meyve asılıdır ama bunlara elini uzatınca meyveler ondan uzaklaşır. Tantalos’un çektiği acılar bir söylenceye dönüşmüş ve geçmişten günümüze kadar uzanmıştır. Bir anlamda varlık içinde yokluk çekmenin özlü bir ifadesi haline gelmiştir. İzmir’in günümüzdeki durumu, biraz da bu söylenceyi akıllara getirmektedir.
İZMİR CEZALANDIRILIYOR MU?
Yıllardır her seçimde muhalif adayları ve partileri tercih eden İzmir, hep dikkatleri üstünde toplar. Başta CHP’li büyükşehir başkanları olmak üzere muhalif siyasetçiler, haklı olarak İzmir’in merkezi iktidardan yeterince hizmet alamadığından yakınırlar. Bütün bu değerlendirmeleri de rakamsal verilerle ortaya koyarlar. İzmir’den toplanan vergilerle İzmir’e yapılan merkezi yatırımların ve hizmetlerin tutarları karşılaştırılır. İzmir’in ve İzmirlinin hizmet mağduriyeti anlatılır. En çok da yatırım programlarında İzmir’e uygulanan “üvey evlat” muamelesine dikkat çekilir. Biz de İzmirliler olarak, “İzmir cezalandırılıyor mu?” diye, her daim ilgililere ve yetkililere sorarız.
KARAREİS VE SUSUZLUK
Son yakınmalar yine susuzluk ve çöp alanı konularında oldu. İklim krizinin İzmir’i su sorunuyla karşı karşıya bırakacağı biliniyordu. Su kaynakları yaratmak ve barajlar kurmak sorumluluğu merkezi yönetime bağlı DSİ’ye ait. DSİ’nin kontrolündeki Karareis Barajı’nın yıllar önce açılmasına karşın devreye alınmasının gecikmesi, özelikle Çeşme’de sıkıntı yarattı. İzmir merkezindeki su sıkıntısı ve kısıntısı halen devam ediyor. Bu sorunların aşılabilmesi için, merkezi yönetime bağlı DSİ ile yerel yönetime bağlı İZSU’nun işbirliğini güçlendirmesi gerekiyor.
İZBAN-90 DAKİKA, ÇÖP ALANI
İzmir’in ve İzmirlinin diğer sıkıntıları çöp konusu ile İZBAN’daki 90 dakika uygulamasının kaldırılması. İZBAN’da DDY’nin üstlendiği sorumlulukları yerine getirmediği hep vurgulanıyordu. Sonuçta 90 dakika uygulamasının İZBAN’daki yükünün tamamen İzBB’ye kaldığı ve zorunlu olarak İZBAN’daki 90 dakika uygulamasına son verileceği açıklandı. Bütün bu problemlerin, İzBB tarafından, başta İzmir milletvekilleri olmak üzere İzmir’in sivil toplum temsilcilerine ve halka doğrudan anlatılmasının yararlı olacağını düşünüyoruz. Su, çöp, ulaşım hepimizin ortak sorunudur. Bu sorunların aşılabilmesi ve hızla çözülebilmesi için, herkesi sorumluluk almaya ve göreve davet ediyoruz. İznir ve İzmirli, 21. yüzyılda artık “Tantalos işkencesi” yaşamamalıdır!..
***
Tariş’in 110. yaşı ve Muhittin Birgen
İçinde bulunduğumuz günler, bir zamanlar Ege’nin en büyük kuruluşlarından olan ve “Ege’nin kalbi” olarak anılan Tariş’in 110. kuruluş yıldönümüdür.

TARİŞ 110 YAŞINDA
Egeli üreticileri örgütleyen ilk kuruluş olan “Aydın İncir Müstahsilleri Kooperatifi”, 21 Ağustos 1915 tarihinde kurulmuştur. Bu tarih, genel olarak Tariş’in kuruluş günü olarak kabul edilir. Özündeki birlik anlayışını neredeyse bütünüyle kaybetmiş olan Tariş, günümüzde ayrı birlikler halinde tüzel kişiliğini korumaya ve sürdürmeye çalışıyor. Egeli üreticiler ise her fırsatta geçmişin güçlü Tariş’ini arıyor.
MUHİTTİN BİRGEN
Ülkemizde ve Ege’de kooperatifçiliğin gelişiminde önemli katkıları olan eski gazeteci ve düşün insanı Muhittin Birgen’in, Tariş’in gelişiminde de önemli katkıları vardır. İzmir’e gelerek Milli Aydın Bankası’nda ve Tariş’te görevler yapmıştır. Değerli tarihçi, rahmetli dostumuz Prof. Dr. Zeki Arıkan; Birgen üstüne çalışmalar yapmış ve kitaplar yayımlamıştır. Biz de eski Tarişçiler olarak hem Birgen’i saygıyla anıyor hem de Tariş’in 110. yaşını yürekten kutluyoruz.