Ülke ve halk olarak çok ilginç günlerden geçiyoruz. Türkiye’nin birinci ve Cumhuriyetin kurucu partisi CHP, kendisine yönelen hukuksal ve siyasal kuşatmaya karşı tarihi bir siyasal direniş örneği veriyor. Bu direniş, demokrasiden ve milli iradeden yana siyasal-toplumsal muhalefetin de desteğiyle giderek büyüyor, güçleniyor.
Önceki gün Ankara Tandoğan’da ortaya çıkan görüntülerin ve dün mahkemenin konuyla ilgili verdiği kararın, bu siyasal direnişi yeni bir evreye ve yeni boyutlara taşıyacağını düşünüyoruz. Doğrusu CHP, Özgür Özel’in önderliğinde, dünya demokrasi mücadelesine geçecek ve birçok ülke-parti için örnek oluşturacak bir mücadele sergiliyor.
49 YIL ÖNCE
Konu siyasal direnişten açılınca, neredeyse yarım asır öncesinin mücadele anıları, adeta birer fotoğraf karesi olup belleğimize ve yüreğimize düşüyor! İçinde bulunduğumuz günler, emek hareketinin Devlet Güvenlik Mahkemeleri’ne (DGM) karşı verdiği mücadelenin ve 1976 yılının 16 Eylül’ünde başlattığı büyük direnişin 49. yıldönümüdür. Hem siyasal hem de sendikal açıdan büyük önem taşıyan bu kitlesel ve tarihi direnişi de unutmamak ve unutturmamak gerektiğini düşünüyoruz.
15-16 Haziran direnişinden farklı olarak, DGM direnişinin ülke ölçeğinde daha yaygın olarak uygulandığını ve yankılandığını yazmak mümkündür. O dönemde, işçi sınıfının öncülüğünde ilk kez kitlesel olarak kutlanan 1976 1 Mayıs’ından aldığı güç ve moralle; DİSK’in, yalnızca sendikal alanda değil, toplumsal yaşamın hemen her alanında gücü ve ağırlığı vardı.
DGM DİRENİŞİ
İşte böylesi koşullarda DİSK ülke çapında “genel yas” ilan etti ve bir dizi eylemler başlattı. DİSK’e bağlı işyerlerinde ve diğer bazı üretim yerlerinde üretim durduruldu. Eylemler 20 Eylül tarihine kadar sürdü. Yaşadığımız kent İzmir’de de bu direnişin ve eylemlerin önemli yansımaları oldu. Bizce, günümüzdeki hukuksal kuşatmalarla benzerlikler taşıyan DGM direnişi de özgün bir siyasal direniş örneğiydi.
DGM direnişi, başta emek hareketi ve sendikal, siyasal örgütlenmeler olmak üzere, herkes için önemli derslerle doludur. En önemli ders ise ekonomik ve siyasal mücadelenin ve onların örgütlerinin ortaklaştırılması, dayanışması ve bağlaşıklığıdır. Utkuya ulaşan DGM direnişinde başarıya giden yolun temelleri işte böyle atılmıştır.
EMEĞİN GÜCÜ
DGM direnişi, yaşanan baskılara ve işten atmalara karşın başarıyla sonuçlandı. DGM yasası engellendi. Direnişin bizce en önemli boyutu, o güne kadar hep kendi ekonomik talepleri için harekete geçen işçi sınıfının, DGM gibi siyasal bir konuda açıktan tavır koymasıydı.
Aslında bu gelişme, sonraki günlerin ve dönemlerin habercisiydi. İşçi sınıfı başta olmak üzere toplumun tüm dinamik kesimleri hızla politikleşiyor ve politik mücadele de giderek sertleşiyordu. O dönemde gerçekleştirilen direnişler, eylemler, etkinlikler; işçi sınıfının mücadelesini hayatın içinde bir koza gibi örmüştü. Bütün bu mücadeleler, ülkemizin emek ve toplumsal mücadele tarihinde anlamlı yerini aldı ve derin izler bıraktı.
DGM DİRENİŞİNİN ÖNEMİ
49 yıl sonra DGM direnişine bugünden bakınca neler görüyoruz? Öncelikle işçi hareketinin o yıllardaki bilinç ve örgütlülük düzeyi adeta gözümüzü kamaştırıyor. Elbette toplumsal muhalefetin ve siyasal hareketlerin hakkını da teslim etmek gerekiyor. Dönemin ana muhalefet partisi CHP’nin, başta DİSK olmak üzere sendikal örgütlenmelerle, emek hareketiyle bağlaşıklığı ve dayanışması da büyük önem taşıyor.
Bizce DGM direnişinin altı çizilmesi gereken iki önemli yönü var. Birincisi, diğer birçok grev ve direnişte daha çok iş ve aş talepli davranan yani ekonomik istemlerle harekete geçen işçi sınıfının, DGM gibi daha çok siyasal yanı ağır basan bir konuda bu denli ön alması ve kararlılık göstermesi. İkincisi ise bu direnişin başarıya ulaşması, sonuç alması ve “DGM’yi ezdik...” sloganında ifade edildiği üzere, o dönemde DGM’lerin engellenmesidir.
BİRLEŞİK MÜCADELE
Özgürlükten ve demokrasiden yana olanlar, günümüzde de ilginç bir siyasal mücadele ve direniş örneği veriyorlar. Tıpkı, yarım asır önce, DGM gibi emeğin mücadelesini ve özgür düşünceyi kuşatmayı hedefleyen yasa girişimlerine karşı olduğu gibi!..
Yarım asırlık bir zaman aralığında, bu iki siyasal direniş örneği ilginç benzerlikler taşıyor. O dönemde olduğu gibi başarıya giden yol, yine emekten-demokrasiden yana güçlerin ortaklaşmasından ve birleşik mücadelesinden geçiyor.